Psikoloji

Karar Yorgunluğu Nedir? Günün Sonunda Neden Daha Kötü Kararlar Alırız?

Karar yorgunluğu, art arda karar verdikçe zihinsel kapasitemizin azalmasıyla birlikte karar kalitesinin düşmesini ifade eder. Bu durum, ya çok fazla karar vermemiz gerektiğinde ya da seçeneklerin fazlalığıyla karşılaştığımızda ortaya çıkar.

Karar Yorgunluğu Nedir? Günün Sonunda Neden Daha Kötü Kararlar Alırız?

Karar Yorgunluğu Nedir?

Çoğu insan her gün çok sayıda karar vermek zorundadır. Bunların bir kısmı basittir; “Bugün ne giysem?” ya da “Akşam ne pişirsem?” gibi rutin seçimlerdir. Ancak herkesin zaman zaman daha önemli kararlarla da yüzleşmesi gerekir. Bir işte kalıp kalmamak ya da riskli görülen bir evden taşınmak gibi kararlar, hayatı doğrudan etkileyen ciddi kararlardır.

Tam da bu noktada önemli bir sorun ortaya çıkar: İnsan beyni aynı anda bu kadar çok kararı işleyebilecek kapasitede değildir. Bu durum, bizi karar yorgunluğu gerçeğiyle karşı karşıya bırakır.

Zihinsel yorgunluk, en zeki ve mantıklı kişileri bile etkiler. Gün içinde sürekli karar vermek zorunda kalanlar için bu etki daha da belirgindir. Sonunda beyin, bu yükten kaçınmak için kestirme yollar aramaya başlar. Bu da kararların kalitesini düşürür.

Karar Yorgunluğu Nedir?
Her karar verdiğimizde zihinsel yorgunluğumuz artar. Çünkü çalışma belleğimiz sürekli yeni bilgileri işler. Bu zihinsel çabaya “bilişsel yük” denir. Bilişsel yük arttıkça karar yorgunluğu da artar.

Bu durumun ciddi örneklerinden biri, cerrahlar üzerinde yapılan bir çalışmayla ortaya konmuştur. Araştırmaya göre, gün sonunda randevusu olan hastalara ameliyat önerilme olasılığı sabah görülen hastalara göre %33 daha düşüktür.

Araştırmacılar, bu farkın karar yorgunluğundan kaynaklandığını öne sürüyor. Yorulan cerrahlar varsayılanı koruma eğiliminde kalıyor, yani riskli kararlar almaktan kaçınıyor. Farklı çalışmalar bu görüşe tam olarak katılmasa da, sağlıkta karar yorgunluğu konusu dikkatle ele alınması gereken bir alandır.

Karar yorgunluğu, çok fazla seçeneğe sahip olduğumuzda hissettiğimiz bunalmışlık hissinin de temel nedenlerinden biridir. İşin zorlayıcı yanı ise, bu durumdan tamamen kaçmak mümkün değildir. Bu yüzden tek çözüm, farkında olarak ve bilinçli şekilde başa çıkmayı öğrenmektir.

Karar Yorgunluğu Neden Kaynaklanır?

Karar yorgunluğu, çok fazla karar vermekten kaynaklanan zihinsel tükenmeyle ortaya çıkar. Özellikle sürekli “bir şeyi almak mı yoksa vazgeçmek mi?” gibi karşılaştırmalı kararlar vermek zorunda kalanlar bu yorgunluğu daha yoğun yaşar.

Karar Yorgunluğu Nedir?
“Karar yorgunluğu” terimi, sosyal psikolog Roy Baumeister tarafından, sürekli karar vermenin yol açtığı zihinsel ve duygusal yükü tanımlamak için ortaya atılmıştır. Bu kavram, ilk kez Sigmund Freud tarafından ele alınan ego tükenmesi fikrine de dayanır.

Öneğin, yoksulluk içinde yaşayanlar sürekli bu tür tercihlerle karşı karşıyadır. Ortalama bir Amerikalı sabun alıp alamayacağını düşünmek zorunda kalmaz. Ancak, kırsal Hindistan’da bu tür kararlar gündelik bir zorluktur.

Princeton Üniversitesi’nden ekonomist Dean Spears, bu durumu incelemek için Hindistan’ın Rajasthan bölgesindeki 20 köyde bir deney yaptı. Katılımcılara, normal fiyatının çok altında sabun satın alma seçeneği sunuldu. Ancak, en yoksul 10 köyde yaşayanlar için bu hâlâ zor bir karardı.

Kıtlıkla yaşayan bireyler, bu tür küçük harcamalar için bile ciddi zihinsel çaba harcamak zorunda kaldı. Araştırmacılar, kararın sonucundan bağımsız olarak bu sürecin insanların iradesini zayıflattığını gözlemledi. Daha varlıklı köylerde yaşayanlar ise aynı karar sürecinden sonra belirgin bir zihinsel tükenme yaşamadı. Araştırmacılar, bunun sosyoekonomik durumla ilişkili olduğunu düşünüyor.

Spears’a göre, bu tür karar yorgunluğu, yoksulluk içinde yaşayanları adeta bir döngüye hapsediyor. Sürekli zihinsel çaba harcamak zorunda kalan bireylerin iradesi zayıflıyor. Bu da eğitim, kariyer ve daha iyi bir yaşam için gerekli olan uzun vadeli adımları atmalarını zorlaştırıyor.

Ayrıca, açken market alışverişine çıkmamak gerektiğine dair önerinin bilimsel bir temeli var. Almanya’daki Albert-Ludwig Üniversitesi’nde yer alan bir deneyde, glikoz seviyelerinin karar yorgunluğu üzerindeki etkisi keşfedildi. Araştırmalar, beynin yakıtı olan glikozun, irade gücünü ve karar kalitesini artırdığını ortaya koydu. Glikoz desteği, zihinsel tükenmeyi hafiflettiği gibi, bazı durumlarda tamamen tersine çevirebiliyor.

Karar Yorgunluğu ile Nasıl Başa Çıkabiliriz?

Neyse ki araştırmacılar, günlük yaşamda karar yorgunluğunu azaltmanın ya da tamamen ortadan kaldırmanın çeşitli yollarını belirlemiştir.

Karar Yorgunluğu Nedir?
İlk yapılması gereken alınması gereken karar sayısını azaltmaktır.

Gereksiz kararları azaltmak, bu yorgunlukla başa çıkmanın en yaygın yollarından biridir. Bu yönteme dair bilinen örneklerden biri, Barack Obama’nın 2012’de Vanity Fair dergisine yaptığı açıklamadır: “Sadece gri veya mavi takım elbise giydiğimi görürsünüz. Kararları azaltmaya çalışıyorum. Ne yiyeceğime ya da ne giyeceğime dair karar vermek istemiyorum çünkü zaten çok fazla önemli kararla uğraşıyorum.”

Benzer şekilde, Steve Jobs ve Mark Zuckerberg gibi iş dünyasının önde gelen isimleri de, kıyafet seçimleri gibi basit kararları otomatik hâle getirerek enerjilerini daha önemli kararlara yönlendirmiştir

Günlük karar sayısını azaltmanın etkili yollarından biri de rutinler oluşturmaktır. Örneğin, her gün aynı saatte uyanmak ve yatmak, belirli günlerde egzersiz yapmak ya da haftalık temizlik işlerini sabit zamanlara yerleştirmek, zihinsel enerjiyi korumaya yardımcı olur.

Eğer imkân varsa, kararları başkalarına devretmek de zihinsel yükü azaltır. Bu bazen sadece öğle yemeği yerini bir arkadaşın seçmesine izin vermek kadar basit, bazen de iş yerinde stratejik bir kararı bir ekip arkadaşına bırakmak kadar kapsamlı olabilir.

Daha önce de belirtildiği gibi, glikoz seviyesi karar verme yetimizi doğrudan etkiler. Kan şekerini dengede tutmak, gün içinde küçük atıştırmalar yapmak ya da önemli kararları yemek sonrası bir zamana denk getirmek, karar yorgunluğunu azaltacaktır.

Ayrıca, araştırmalar günün erken saatlerinde daha sağlıklı kararlar verdiğimizi gösteriyor. Bu nedenle önemli toplantıları veya karar gerektiren işleri günün başına planlamak faydalı olacaktır.

Son olarak, dinlenme karar kalitesini korumada kritik bir rol oynar. Sürekli karar vermek zorunda kalan kişilerde zihinsel sistemler aşırı yüklenir. Bu da yargı hatalarına ve kontrol kaybına yol açar. Gün içinde küçük molalar vermek veya hafta sonlarında tamamen dinlenmek, karar yorgunluğunu hafifletir.

Sonuç Olarak:

Karar yorgunluğu bir hastalık değildir. Ancak uzun vadede tükenmişliğe, fiziksel rahatsızlıklara ve strese bağlı sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden durumu erken fark edip zamanında önlem almak, sağlıklı bir yaşam için önemli bir adımdır.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Why do we make worse decisions at the end of the day? Bağlantı: https://thedecisionlab.com/biases/decision-fatigue
  • Danziger, S., Levav, J., & Avnaim-Pesso, L. (2011). Extraneous factors in judicial decisions.Proceedings of the National Academy of Sciences,108(17), 6889-6892.
  • Baumeister, Roy F (2003), “The Psychology of Irrationality”, in Brocas. Isabelle; Carrillo, Juan D (eds.), The Psychology of Economic Decisions: Rationality and well-being, pp. 1–15, ISBN 978-0-19-925108-7.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir