Çin bilimkurgu yazımı son on yılda küresel beğenide giderek daha çok öne çıkmaya başladı. Bunda yazar Liu Cixin tarafından kaleme alınan Üç Cisim Problemi isimli kitabının (2006) önemli bir katkısı vardı. Yakın zamanda ekranlara taşınan Üç Cisim Problemi romanı, uzaylı uygarlığı Trisolaranlar ve Dünya uygarlığı arasındaki ilk teması anlatıyor. Onun devamında gelen Karanlık Orman isimli kitabı ise iki medeniyetin kaderini keşfetmeye devam ediyor.
Uzay araştırmalarının bir parçası her zaman dünya dışı yaşam bulmaya adanmıştır. Ne de olsa, böylesine büyük bir evrende, içinde yaşayan bir tek canlı formun biz olmamız pek olası değil. Ancak bunca yıldır bir kaç olası yaşam izine rastlamış olsak da Dünya dışında başka yaşam formlarının olduğunu gösteren kesin bir kanıtımız yok. Ancak aslında karanlık orman teorisine göre, durumun böyle kalması aslında belki de bizim çıkarımızadır.
Karanlık Orman Teorisi Nedir?
Romanda argüman şu şekilde düzenlenmiştir: Yaşayan tüm organizmalar hayatta kalmak ister. Bir şans verilirse diğer yaşam formlarının sizi yok edip edemeyeceğini bilmenin bir yolu yoktur. Güvencelerden yoksun olan herhangi bir tür için en güvenli seçenek, diğer yaşam formlarını, aynı şeyi yapma şansı olmadan yok etmektir. Bu aynı zamanda neden uzaylı bir medeniyetin sessiz kalmayı tercih ettiğini açıklamaktadır. Konu romanda şu paragrafta açıklanmıştır.
“Evren karanlık bir ormandır. Her medeniyet ağaçların arasında gezinip takip eden silahlı bir avcıdır, tıpkı bir hayalet gibi, yolunu engelleyen dalları kenara iterek sessizce yürümeye çalışır. Nefesini bile itinayla alıp verir, avcı dikkatli olmak zorundadır. Çünkü ormanın her yerinde onun gibi gizli avcılar vardır.
Eğer başka bir avcı, bir melek veya şeytan, bir bebek veya sendeleyen yaşlı bir adam, peri veya yarı tanrı gibi başka bir hayat bulursa yapabileceği tek şey vardır: ateş açmak ve ortadan kaldırmak. Bu ormanda, cehennem diğer medeniyetlerdir. Kendini gösteren diğer canlı varlıkları hemen ortadan kaldırmaya çalışan sonsuz bir tehdittir her medeniyet. Bu, kozmik medeniyetin resmidir işte. Bu Fermi Paradoksu için bir açıklamadır.”
Karanlık Orman Teorisi Ne Kadar Mantıklı?
Romanda Karanlık Orman teorisi, adını fizikçi Enrico Fermi’den alan bilimsel bir problem olan Fermi Paradoksuna bir cevap üretme çabasıdır. Paragrafın son cümlesinin nedeni de budur. Muhtemelen Fermi Paradoksunu duymuşsunuzdur. Duymayanlar için öncelikle onu açıklamamız gerekecektir.
Amerikalı Nobel ödüllü fizikçi Enrico Fermi, (1901- 1954) yirminci yüzyılın en önemli fizikçilerinden biriydi. Kendisi kuantum mekaniğine ve atom fiziğine birçok önemli katkı yaptı. Birçok başarısının yanı sıra nötrino denilen parçacığın varlığını öngören o oldu. 1938’de radyoaktivite ve nükleer tepkimeler üzerine yaptığı çalışmalarla Nobel Ödülü aldı.
Aslına bakarsanız Enrico Fermi, dünya dışı yaşam konusunda tek bir sözcük bile yazmadı. Belki de bu soruyu düşünmek için fazla zamanı olmadı. Ancak onun adı günümüzde en çok adını taşıyan ve dünya dışı bir yaşamı sorgulayan bir paradoks ile anımsanıyor. Enrico Fermi, “Fermi soruları” olarak isimlendirilen ilginç sorular sorma ve sonrasında bu sorulara kendince bazı çözümler üretmesi ile ünlü idi. Bu soruların Fermi paradoksunu doğurmuş olması da olasıdır.
Fermi kendi paradoksunu oluşturduğu zamana dair yazılı bir belge bırakmadan 1954’te henüz 53 yaşındayken ölmesine rağmen, hikayenin kesin ayrıntıları fizikçi Eric Jones tarafından, Fermi’nin çağdaşlarıyla yapılan röportajlar temelinde Physics Today dergisinin Ağustos 1985 sayısında anlatıldı.
Fermi Paradoksu Nedir?
Olay, 1950 yazında yaşandı. Bu, savaş sonrası dönemde, gizli uzay araçlarının görülmesiyle halkın ilgisinin uçan dairelere (UFO’lara) kaydığı sıralardaydı. Ayrıca NewYork caddelerinden bir sürü çöp kutusu yok olmuştu ve New Yorker tam o sıralarda çöp kutularının uzaylılar tarafından çalındığını ima eden bir karikatür yayımlamıştı.
Fermi ve çalışma arkadaşlan öğle yemeğine giderken karikatürle ilgili gülüşüyorlardı ve bu sohbet onları ışık hızının üzerine çıkma imkan(sızlığ)ı hakkında bir tartışmaya sürükledi. Yemekten sonra sohbet başka meselelere döndü. Sonra aniden Fermi yüksek sesle bir soru sordu: “Herkes nerede?”. Diğer bir deyişle, dünya dışı akıllı canlılar varsa neden bizi ziyaret etmediler? Ya da neden onların varlığına dair hiçbir kanıt bulamadık?
Kendisi galakside yaklaşık 300 milyar yıldız bulunduğunu, bunların çoğunun güneşten milyarlarca yıl daha yaşlı olduğunu ve bunların büyük bir yüzdesinin muhtemelen yaşanabilir gezegenlere ev sahipliği yaptığını sözlerine ekleyecekti. Bu gezegenlerin çok küçük bir yüzdesinde akıllı yaşam gelişmiş olsa bile, galakside çok sayıda akıllı uygarlığın olması gerekliydi.
Uzay yolculuğu için geliştirdiğimiz roket tabanlı teknolojilerle bizim gibi bir medeniyetin Samanyolu galaksimizi kolonileştirmesi 5 ila 50 milyon yıl sürecektir. Galaksimizin tarihinde bunun birkaç kez gerçekleşmesi gerektiğine göre, bu uygarlıkların kanıtlarının nerede olduğunu merak etmek gerekir. Yabancı uygarlıkların veya ziyaretlerin kanıtlarının olması gerektiği beklentisi ile hiçbir ziyaretin gözlemlenmediği varsayımı arasındaki bu tutarsızlığa Fermi Paradoksu adı verildi.
Peki Neden Uzaylılar Bizi Henüz Ziyaret Etmedi?
Aslında bu soruya bir çok kişi kimi ürkütücü, kimi düşündürücü pek çok cevap verdi. Romanda sözü edilen Karanlık Orman teorisi de verilen cevaplardan birisi idi. Bu teoriye göre, diğer türlerden haber alamadık çünkü hepsi yok oldu. Diğerleri de ölüm korkusuyla kasıtlı olarak uzayın karanlığında saklanıyorlar. Çünkü öylece oturup korku içinde ormanda saklanmak çoğu uygarlık için faydalı olabilir.
Neredeyse yüz yıldır varlığımızı evrene haykırıyoruz. Karanlık orman teorisi yüzyıldır onları yakalayabildiğimiz halde neden herhangi bir sıradan uzaylı radyo sinyali bulamadığımızı da açıklayacaktır. Sonucunda bizim uzaya gönderdiğimiz sinyaller gibi başka bir uygarlığın da uzaya sinyal yollaması olasıdır. Ancak bu sinyalleri tespit edememe nedenimiz diğer uygarlıkların fark edilmemek için bu sinyalleri yollamaktan kasıtlı olarak kaçınmalarıdır. Belki de, Karanlık Orman teorisinin uyarısına dayanarak, insanlığın da şimdilik karanlıkta kalması en iyisidir.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Dark Forest theory: A terrifying explanation of why we haven’t heard from aliens yet. Yayınlanma tarihi: 14 Haziran 2018; Kaynak site: Big Think. Bağlantı: Dark Forest theory: A terrifying explanation of why we haven’t heard from aliens yet/
- The Unsettling Explanation Of The Dark Forest Hypothesis: Why Aliens Haven’t Made Contact. Yyaınlanma tarihi: 16 Temmuz 2023. Kaynak site: IFF Science. Bağlantı: The Unsettling Explanation Of The Dark Forest Hypothesis: Why Aliens Haven’t Made Contact
- Su, Helena. (2021). Game Theory and the Three-Body Problem. World Journal of Social Science Research. 8. p17. 10.22158/wjssr.v8n1p17.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel