Hayatımızdaki Matematik

İshango Kemiği: Bilinen En Eski Matematiksel Eser

Matematiği kim buldu? Bu soru kulağa basit gelse de yanıtı oldukça karmaşıktır. Çünkü matematik tek bir kişinin ya da tek bir toplumun icadı değildir. İnsanlık tarihine yayılan ortak bir çabanın ürünüdür. Yine de bildiğimiz en eski izler, bizi on binlerce yıl öncesine götürür. Ishango kemiği, matematiğin ilk izlerini taşıyan buluntulardan biridir.

Ishango Kemiği muhtemelen hala var olan en eski matematiksel eserdir
Ishango Kemiği muhtemelen hala var olan en eski matematiksel eserdir. Kemik 10 cm uzunluğundadır. Birçok bilim insanının sayma için kullanıldığına inandığı bir dizi çentik içermektedir.

Türümüz yaklaşık 300.000 yıldır var, fakat bildiğimiz kadarıyla matematik oldukça yeni bir icat. İnsanların bıraktığı eserlerin çoğu ya kayboldu ya da bugüne kadar dayanamadı, bu yüzden elimizde sadece parçalı bir tablo var. İnsanların matematikle ilgili ilk izleri yaklaşık 20.000 yıl önce ortaya çıkıyor. Bu izler, hayvan kemikleri üzerindeki çentiklerden oluşuyor. Bunların en eskisi ve en ünlülerinden biri Ishango kemiğidir.

İshango Kemiği Nedir?

Günümüzde Uganda ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti sınırında bulunan bu kemik, MÖ 20.000–18.000 yıllarına tarihlenir. Muhtemelen bir babuna aittir, ancak bir kurda ya da benzer büyüklükte başka bir hayvana da ait olması da mümkündür.

Kemikler bugün Brüksel’deki Belçika Kraliyet Doğa Bilimleri Enstitüsü’nde sergilenmektedir. Radyokarbon tarihlemesi ile yaklaşık 22.000 yıllık olduğu tahmin edilen iki kemik birkaç yönden gizemlidir.

Kemiğin ucuna yerleştirilmiş kuvars taşı, onun bir tür alet olarak kullanılmış olabileceğini gösterir. Uzunluğu boyunca üç sütun halinde çentikler uzanır. Bu izlerin sadece kavrama kolaylığı için yapılmış olması mümkündür. Fakat aynı zamanda çok daha fazlasını da temsil etme ihtimali de vardır.

Kemiğin üzerindeki matematiksel desenler tesadüf de olabilir, atalarımızın sayı bilgisine işaret de edebilir. Çentiklerin sayıları olan 48 ve 60, sırasıyla 4 × 12 ve 5 × 12’ye denk geliyor. Bu da çizikleri yapan insanların, bizim bugün kullandığımız 10 tabanı yerine, 12 tabanına dayalı bir sayı sistemi kullanmış olabileceğini düşündürüyor.

Bildiğimiz en eski sayı sistemlerinden biri 60 tabanına dayanıyordu, bu yüzden bu ihtimal hiç de imkânsız değil.

İshango kemiklerinin üzerindeki çentikler, öncekilerden farklı olarak, belli bir düzene sahip gibi görKemiğin kenarındaki çentikler ilk bakışta rastgeleymiş gibi dursa da içinde bazı örüntüler barındırmaktadır. Sıralardan birinde 10 ile 20 arasındaki asal sayılar yer alıyor. Bu sayıların toplamı ise 60 yapmaktadır. Başka bir sırada da 9,11, 19 ve 21 vardır. Ayrıca bu sayıların toplamı da 60 yapar.

Başka bir yorum da kemiğin altı aylık bir ay takvimi olabileceği. Yirminci yüzyılda matematikçi Claudia Zaslavsky, kemiğin kadınların adet döngülerini takip etmek için kullandığını öne sürdü. İnsanların ayrıca mevsimlerin gelişini, tohum ekme zamanlarını ya da nehirlerin taşma dönemlerini belirlemek için de bu çentiklerden yararlanmış olması da olasıdır.

Matematiğin İlk İzleri Sadece İshango Kemiğinde Yok

Afrika’nın başka bölgelerinde ve dünyanın farklı yerlerinde de benzer kemikler ortaya çıktı. 1970’lerde Güney Afrika’da ortaya çıkarılan Lebombo kemiği, yaklaşık 43.000 yıl öncesine dayanır. Üzerinde çok sayıda çentik vardır ve bu çentiklerin de ne amaçla kullanıldığı kesin olarak anlaşılamamıştır.

Lebombo Dağı civarında bulunduğu için kemik bu dağın adıyla anılmaktadır. Bir maymunun baldır kemiği olduğu düşünülen Lebombo kemiğinin üzerinde aşınmaya atfedilemeyecek düzende çentikler vardır. Bu kemik çeşitli kaynaklarda yaklaşık kırk bin yıl öncesine kadar tarihlenmiştir. Bu da bu kemiği bilinen en eski matematiksel nesnelerin başına yerleştirir.

Bu tür kalıntılar, insanlığın büyük bir zihinsel sıçrama yaptığına işaret edebilir; yani soyut matematiksel düşüncenin başladığı anı gösterebilir. Ama belki de bunlar sadece rastgele çiziklerdi. Antik anıtların ya da çömleklerin üzerindeki karmaşık desenler de aynı soruyu düşündürür: O desenleri yapanlar matematiği gerçekten biliyor muydu, yoksa sadece şekilleri mi seviyorlardı?

İnsanın en eski matematiksel denemeleri muhtemelen yazıya geçirilmedi, bu yüzden elimizde iz bırakmadı. Buna rağmen daha yakın zamanlardan gelen örnekler, matematiğin yalnızca sözlü olarak da gelişebildiğini gösteriyor. Batı Afrika’daki Akan halkı bunun güçlü bir örneğini sundu.

Onlar, ağırlık ve ölçüler için son derece gelişmiş matematiksel yöntemler geliştirdi ve bilgiyi kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktardı. Bu sistem, 15. yüzyıldan 19. yüzyılın sonuna kadar Arap ve Avrupalı tüccarlarla yapılan ticarette büyük bir avantaj sağladı. Fakat Atlantik köle ticareti, yüzyıllar boyunca bu bilgi zincirini parçaladı.

2019’da araştırmacılar, müzelerde kalan birkaç eseri inceleyerek sistemi yeniden kurdu. Ortaya çıkan tablo o kadar etkileyiciydi ki, bu sözlü matematik mirasının UNESCO Dünya Mirası listesine girmesi gerektiği savunuldu.

Sonuç Olarak

Muhtemelen zamanla tamamen kaybolmuş birçok sözlü matematik sistemi de vardı. Sayma ve onun sonuçları, yazıya ihtiyaç duymayan pek çok topluluk ve uygarlığın bir parçası olmuş olmalı. Yazıya dökmüş olsalar bile, geriye kalan izler çoktan yok olmuş durumda.

Sonucunda matematiğin bu ilk anları belirsizdir ve sonsuza kadar öyle kalacak. Yine de yazının ortaya çıkışı ve dünyanın büyük uygarlıklarının yükselişiyle birlikte tablo biraz daha netleşir.

Yazının devamı için: Matematiğin Doğuşu: Mısır ve Mezopotamya Matematiği


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • When was math invented? Yayınlanma tarihi: 11 Mayıs 2025. Kaynak site: Live Science. Bağlantı: When was math invented?
  • SAM, S. TE PH EN E. BO. “The Interconnections of Akan Informal Ethnomathematics and Schoolbased Formal Curriculum Mathematics.” I-MES, 2024.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir