Biyoloji

2099’a Kadar İnsan Nüfusunda Büyük Bir Düzeltme Yaşanabilir! İnsanlık Yok Oluşun Eşiğinde mi?

Yaklaşık 250.000 yıllık insanlık tarihinin %99,9’u boyunca, dünya üzerindeki toplam nüfus bir milyarın altında kaldı. Üstelik bu uzun dönem boyunca nüfus artış hızı da son derece durağandı. Ancak 1800’lü yıllardan itibaren insan nüfusu adeta fırladı; bir milyarın altından bugünkü 8,1 milyara ulaştı.

Bu Yüzyıl İçerisinde Nüfus Düzeltmesiyle Karşı Karşıya Kalabiliriz! Peki İnsanlık Yok Oluşun Eşiğinde mi?
Dünya üzerindeki bu egemenliğimiz daha ne kadar devam edecek? İnsanlık yok oluş eşiğinde mi?

Günümüzde yeryüzünün neredeyse her köşesinde yaşıyoruz ve gezegenin uzun vadede sürdürebileceği kaynaklardan çok daha fazlasını tüketiyoruz. Ekolojik ayak izimiz, gezegenin kendini yenileme kapasitesini çoktan aşmış durumda. Doğanın sunduğu kaynakları, onların yenilenme hızından çok daha hızlı tüketiyoruz. Aynı zamanda, ekosistemlerin atıkları emme ve temizleme kapasitesini de geride bıraktık.

Efsanevi ekolojist William E. Rees, bu yüzyılın sonlarına doğru insanlığın ciddi bir “nüfus düzeltmesi” ile karşı karşıya kalacağını öne sürüyor. Peki, nedir bu nüfus düzeltmesi? Ve neden Rees, bu kadar yakın bir tarihi işaret ediyor?

William E. Rees, Kanada doğumlu (18 Aralık 1943) bir insan ekolojisti ve ekolojik ekonomisttir. Uzmanlık alanı, sürdürülebilir kalkınmanın biyofiziksel koşulları ve insan toplumunun çevresel etkileri üzerine odaklanır. En tanınmış katkısı, “ekolojik ayak izi” (ecological footprint) kavramını geliştirmesidir

William Rees Nüfus Düzeltmesiyle Ne Kast Ediyor?

“Nüfus düzeltmesi” (population correction) kavramı, gezegenin ekolojik ve ekonomik sınırlarının zorlanması sonucunda insan nüfusunun zorunlu bir şekilde azalması anlamına gelir.

Çevre bilimciler bu terimi, insanlık tarihindeki dengesiz büyüme eğilimlerine dikkat çekmek için kullanır. Özellikle son iki yüzyılda yaşanan kontrolsüz nüfus artışı ve buna eşlik eden aşırı kaynak tüketimi, insan toplumlarını doğal sınırların ötesine taşımış durumda. Bu durum, ekosistemin dengeyi yeniden kurabilmesi için nüfusun acı verici bir biçimde azalacağı bir düzeltme sürecine girmesini olası kılıyor. Yani bugünkü büyüme, uzun vadede kendi çöküşünü hazırlıyor.

Bu Yüzyıl İçerisinde Nüfus Düzeltmesiyle Karşı Karşıya Kalabiliriz! Peki İnsanlık Yok Oluşun Eşiğinde mi?
Bilim ve teknolojinin gelişimine bağlı olarak insan nüfusunun nasıl hızla arttığını görüyorsunuz.

Rees’in “üstel üreme” olarak adlandırdığı süreç, insanları coğrafi olarak yayılmaya ve mevcut kaynakları tüketmeye yönlendirmiştir. Tarihsel olarak çevre, bu büyüme eğilimine doğal negatif geri bildirim mekanizmalarıyla karşılık verirdi. Fakat bilimsel ilerlemenin ve fosil yakıt kullanımının artması, insanlara “üstel büyüme potansiyellerini gerçekleştirme” imkânı tanımıştır.

Ancak bu noktada kritik bir sorun oluşur. İnsanlar yalnızca ekosistemden kaynak tüketerek ve atıkları geri vererek varlıklarını sürdürebilir. İşte bu milyonlarca yıllık sınırlı kaynaklar üzerinde, yalnızca iki yüzyılda gerçekleşen nüfus patlaması, modern teknolojik-endüstriyel toplumu ileri derecede bir “aşım” durumuna taşıdı.

Fosil yakıtlara olan bağımlılığımız yalnızca iklimi değil, yaşamın neredeyse her alanını etkiliyor. Ancak William Rees’e göre sorun bununla sınırlı değil. Aşırı biyokütle tüketimi ve gezegenin besin döngülerindeki bozulmalar gibi diğer “aşım” kaynaklı stresler de ciddi sonuçlar doğuruyor.

Bu Yüzyıl İçerisinde Nüfus Düzeltmesiyle Karşı Karşıya Kalabiliriz! Peki İnsanlık Yok Oluşun Eşiğinde mi?

Bu etkenler bir araya geldiğinde, insanlığı bir “düzeltme” sürecine doğru sürüklüyor. Bu durumu şöyle ifade ediyor:

“Gezegenin bazı bölgeleri yaşanmaz hale geldikçe, tarımsal üretimin zayıflamasını, gıda kıtlıklarını ve muhtemelen uzun süreli açlık dönemlerini beklemeliyiz. Önümüzdeki yüzyılda deniz seviyelerinin yükselmesi, birçok kıyı kentini sular altında bırakacak. Ulusal karayolu ve deniz ulaşım ağları çöktüğünde, diğer şehirler de gıda üretim bölgelerinden, enerji kaynaklarından ve temel ihtiyaçlardan kopacak. Bazı büyük metropoller desteklenemez hale gelecek ve bu yüzyılı çıkaramayacak.”

İnsanlık Yok Oluşun Eşiğinde mi?

William E. Rees’in analizlerine göre bu düzeltme, dünya nüfusunu 8 milyardan 3 milyara, hatta bazı kötü senaryolarda 100 milyon kişiye kadar indirecek kadar derin olabilir. Rees, böyle bir nüfus krizinin insanlığı adeta taş devrine sürükleyeceğini savunuyor. Ayrıca bu senaryoda, ileri teknolojiler çökerken, hayatta kalan topluluklar ellerinde kalan son doğal kaynaklar için mücadele etmek zorunda kalacak.

Rees’in görüşü elbette kaçınılmaz değil. Aslında bu düşünceler kulağa tanıdık geliyor çünkü büyük ölçüde, Paul Ehrlich’in 1968’de yazdığı The Population Bomb adlı kitabın güncellenmiş bir versiyonunu andırıyor. Hatta Thomas Malthus bile 1798’de benzer bir argüman ortaya atmıştı. Ancak son 225 yılın deneyimleri, bu tür felaket senaryolarının çoğunlukla gerçekleşmediğini gösteriyor.

Üstelik Birleşmiş Milletler’in demografik projeksiyonlarına göre, insan nüfusu 2080’lerin ortasında yaklaşık 10,4 milyar kişiye ulaştıktan sonra duraklayacak. Ardında da düşüşe geçecek. Bu yavaşlama bir felaketin değil; daha yüksek yaşam standartları, doğum kontrolü ve bireysel tercihler gibi bilinçli kararların sonucu olacak.

Sonuç Olarak

Yine de Rees’in argümanlarını tamamen göz ardı etmemek gerekir. Tarih boyunca birçok büyük medeniyetin, ekolojik sınırlarını aşmaları nedeniyle çöktüğünü ya da büyük nüfus kayıpları yaşadığını hatırlatarak önemli bir noktaya dikkat çeker. Rees, eğer dikkatli davranmazsak insanlık tarihinde benzer bir çöküşün yeniden yaşanabileceğini düşünüyor. Bize düşen ise, onu haksız çıkarmak.


Kaynaklar ve İleri Okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir