Bir topa vurup dönmesini sağlayarak yön değiştirmesi ustalık ister. Ancak bu hareketin ardındaki fiziksel açıklama, Magnus etkisi ile ilgilidir.

Futbolda özellikle serbest vuruşlar sırasında oyuncular, topu hem savunma duvarını hem de kaleciyi aşarak kalenin üst köşesine yönlendirmek amacıyla özel bir vuruş tekniği kullanırlar. Bu teknik, topun havada yön değiştirerek hedefe ulaşmasını sağlar — aşağıdaki görselde bu tür bir vuruşun etkileyici bir örneğini görebilirsiniz.

İlk bakışta bu hareket tamamen futbolcunun yeteneğine bağlıymış gibi görünse de, gerçekte bu etkileyici vuruşun arkasında belirli fiziksel ilkeler, özellikle de Magnus etkisi devreye girer.
Magnus Etkisi Nedir?
Havada ilerleyen bir top, çevresindeki hava akımlarıyla sürekli etkileşim halindedir. Bu hava akımları topun yüzeyine çarpıp etrafından akarken, top aynı anda dönüyorsa, bir yüzeydeki hava daha hızlı, diğer yüzeydeki hava ise daha yavaş hareket eder. Bu hız farkı, topun iki yanında farklı basınç seviyeleri oluşturur. Sonuç olarak, top, düşük basınçlı tarafa doğru bir kuvvetle itilir. Bu da topun yön değiştirmesine yol açan temel fiziksel mekanizmadır.
Magnus etkisinin en unutulmaz örneklerinden biri, 3 Haziran 1997 tarihinde Roberto Carlos’un yaklaşık 35 metreden kullandığı efsanevi serbest vuruşta görüldü. Türbülansla birleşen Magnus etkisi, topa öylesine sıra dışı bir falso kazandırdı ki, Fransa kalecisi Fabien Barthez için bu topu durdurmak neredeyse imkânsız hale geldi.
Bu vuruşun arkasındaki en önemli unsur ise topun yüksek hızıdır. Eğer top yeterli hıza ulaşmazsa, yüzeyinde türbülanslı hava akışı oluşmaz. Roberto Carlos’un bu şutunda topun saatteki hızı 100 km’nin üzerindeydi. Bu da etkileyici kavisli hareketin oluşmasında kritik bir rol oynadı.
Magnus etkisinin başarılı bir şekilde devreye girmesi için yalnızca topun hızı değil, havada kalma süresi de kritik öneme sahiptir. Roberto Carlos’un ikonik serbest vuruşu yaklaşık 35 metre mesafeden yapıldı. Bu uzaklık, neredeyse ideal bir noktadaydı.
Eğer vuruş daha yakından yapılsaydı, top havada yeterince uzun süre kalamayacağı için istenilen yön değişikliği gerçekleşmezdi. Öte yandan, daha uzak bir mesafeden şut çekilseydi, topun kaleye ulaşacak kadar güçlü gitmesi zor olurdu.
Ancak mesafe tek başına yeterli değildir. Roberto Carlos, dış ayağını kullanarak topa saat yönünün tersine dönmesini sağlayacak şekilde vurdu. Bu dönüş hareketi, Magnus etkisini maksimum düzeyde tetikleyerek topun havada olağanüstü bir kavis almasına neden oldu.
Bu etki, ilk olarak 1671 civarında Sir Isaac Newton tarafından gözlemlendi. Daha sonra Benjamin Robins, dönen top mermilerinin bazen neden rotalarından saptığını anlamaya çalışırken aynı fenomenle karşılaştı. Ancak bu olgu, 1852’de Dr. Heinrich Magnus tarafından tanımlandığında adını aldı.
Magnus Etkisi Nasıl Gerçekleşir?
Hava ve su gibi maddeler, akışkanlar sınıfına girer. Akışkanlar, “akım çizgileri” denilen yollar boyunca hareket eder. Bu çizgiler, akışkanın bir nesnenin etrafında nasıl yön değiştirdiğini ve nasıl şekillendiğini anlamamıza yardımcı olur.
Bir nesne akışkan içinde hareket ettiğinde, çevresinde “sınır tabakası” adı verilen ince bir hava ya da sıvı katmanı oluşur. Bu tabaka, ana akımdan ayrıdır ve yüzeye yakın bölgede akış hızının düşmesine neden olur.
Sınır tabakası iki şekilde davranır: Akış düzenliyse laminer akış, düzensizleştiğinde ise türbülanslı akış meydana gelir. Örneğin musluğu hafifçe açtığınızda su düzgün akar. Bu laminer akıştır. Ancak musluğu sonuna kadar açtığınızda su sıçramaya ve düzensiz hareket etmeye başlar. İşte bu da türbülansın örneğidir.

İşte Magnus etkisi bu noktada devreye girer. Dönen bir nesne, etrafındaki akışkanın hızını dengesiz hale getirerek bir yüzeyde laminer, diğerinde türbülanslı akış oluşturur. Bu dengesizlik, nesnenin hareket yönünü değiştiren bir kuvvet — yani Magnus kuvveti — üretir. Bu sayede bir futbol topu havada yön değiştirir.
Magnus Etkisi Sadece Futbolda Karşımıza Çıkmaz
Magnus etkisi yalnızca spor sahalarıyla sınırlı değildir; balistik, havacılık ve denizcilik gibi teknik alanlarda da önemli bir rol oynar. Örneğin, bazı uçak tasarımlarında geleneksel kanatlar yerine dönen silindirler kullanılarak Magnus etkisinden faydalanıp kaldırma kuvveti elde edilmeye çalışılmıştır. Ancak bu yenilikçi yaklaşım, pratikte yeterince verimli olmadığı için yaygınlaşamamıştır.
Sporcuların başarılı vuruşları yaparken bu fizik yasalarının farkında olup olmadıkları tartışılabilir. Belki bilinçli bir fizik bilgisiyle değil ama sürekli tekrar ve gözlemle içselleştirdikleri tekniklerle bu kuvvetlerden en iyi şekilde faydalanmayı öğreniyorlar. Görünüşe göre, yoğun çalışma ve teknik gelişimle, fiziksel sınırları zorlamak hiç de imkânsız değil.
Spor ve fizik ile ilgili bir başka yazımıza daha göz atmanızı öneririz: Dick Fosbury: Fizik Sayesinde Dünya Rekoru Kıran Efsane Sporcu
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Britannica, The Editors of Encyclopaedia. “Magnus effect”. Encyclopedia Britannica, 12 Mar. 2024, https://www.britannica.com/science/Magnus-effect. Accessed 19 June 2024.
- What Is The Magnus Effect?; Yayınlanma tarihi: 19 Ekim 2023. Kaynak site: Science ABC. Bağlantı: What Is The Magnus Effect?
- The Magnus effect: the physical principle feared by goalkeepers. Kaynak site: ZME Sceince. Yayınlanma tarihi: The Magnus effect: the physical principle feared by goalkeepers
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel