Fotoğrafın icadından bu yana insanlar, anılar ve hatırlama üzerine düşünürken sık sık fotoğraf temalı benzetmeler kullanmıştır. Peki, anılar gerçekten birer fotoğraf gibi midir?

Bir araştırmada, katılımcıların yüzde 87’si en azından bir dereceye kadar “bazı insanların gerçek fotoğrafik hafızaya sahip olduğunu” kabul etti. Ancak aynı ifade, bellek araştırmalarıyla ilgilenen seçkin bir bilim topluluğuna yöneltildiğinde, katılımcıların yalnızca üçte biri aynı fikirdeydi.
Fotoğrafik hafızanın varlığından şüphe eden bilim insanları, elbette insanların bazı anılarını olağanüstü net ve canlı biçimde hatırlayabildiğini biliyor. Yine de onlar için bugüne kadar elde edilen kanıtlar, gerçekten “fotoğraf gibi” bir belleğin var olduğunu göstermek için yeterli değil.

Fotoğrafik Hafıza Gerçek midir?
Gözlerimiz belli bir ölçüde birer mercek gibi çalışsa da, belleğimiz her ayrıntıyı kaydeden bir kamera gibi değildir. Öyle olsaydı, muhtemelen akıl sağlığımızı koruyamazdık. Hatırladıklarımız genellikle dikkatimizi gerçekten verdiğimiz şeylerdir. Seçici dikkat, yalnızca önemli ayrıntılara odaklanmamızı ve onları kaydetmemizi sağlar. Daha sonra hatırlamaya çalıştığımızda, zihnimiz eksik kısımları kendiliğinden tamamlar.
Yine de tarih boyunca, inanılmaz bir görsel hafızaya sahip olduğu düşünülen insanlar olmuştur. Bu kişiler, sanki zihinlerinde fotoğraf çeker gibi, büyük miktarda bilgiyi neredeyse zahmetsizce kaydedebiliyor gibidir.
Örneğin, Theodore Roosevelt bir gazeteyi baştan sona, sayfa düzeniyle birlikte ezbere okuyabiliyordu. Rain Man filmindeki karaktere ilham veren Kim Peek, okuduğu yaklaşık dokuz bin kitabın her kelimesini ezberinde tutmuştu.

Görme yetisini büyük ölçüde kaybettikten sonra bile Arturo Toscanini, operaları notalara bakmadan, tamamen belleğinden yönetiyordu. Çinli Lu Chao ise pi sayısının ilk 67.890 basamağını doğru biçimde söylemeyi başardı.
Ancak bu insanların çoğu, bu yeteneklerini doğuştan değil, yoğun antrenman ve yüzyıllardır bilinen ezber teknikleriyle geliştirir. Bu durumun dışında kalan istisnalar çok azdır.
Eidetik hafıza nedir?
Bilimsel incelemeler, “gerçek fotoğrafik hafıza” iddialarını desteklemiyor. Bu yeteneğe sahip olduğunu söyleyen kişiler, bir kitabın sayfalarını hatasız biçimde ezbere okusalar bile, aynı metni tersten aktarmakta genellikle başarısız oluyorlar. Eğer bellekleri gerçekten bir fotoğraf gibi çalışsaydı, metni ters sırayla da kolayca yeniden üretebilirlerdi.
Aslında “fotoğrafik hafıza” diye adlandırılan şey, daha doğru biçimde “eidetik hafıza” olarak tanımlanır. Eidetik hafızaya sahip kişiler, gördükleri bir görüntüyü birkaç dakika boyunca zihinlerinde canlı biçimde tutacaktır. Bu süre içinde, o görüntüyü olağanüstü bir doğrulukla ve ayrıntıyla tarif edebilirler.
Çocukların yaklaşık yüzde 2 ila 10’u eidetik hafızaya sahiptir, ancak bu yetenek yaşla birlikte kaybolur ve yetişkinlerde neredeyse tamamen yok olur.
Yine de eidetik hafızaya sahip kişiler olağanüstü bir hatırlama gücüne sahip olsalar da, tüm ayrıntıları eksiksiz biçimde yakalayamazlar. Üstelik herkes gibi onlar da zaman zaman hiç var olmayan ayrıntılar “yaratır”. Bu yanlış hatırlamalara “sahte anılar” denir.
Bir çalışmada araştırmacılar, 2001’deki 11 Eylül terör saldırılarının ertesi günü Amerikalı öğrencilere anket uyguladı. Öğrenciler saldırı haberini ilk duydukları anı ve kısa süre önce yaşadıkları sıradan bir olayı ayrıntılı biçimde anlattı. Aynı öğrenciler bir, altı ve otuz iki hafta sonra yeniden sorgulandı.
Sonuçlar ilginçti. Katılımcılar, sıradan olaylara dair anılarını zaman geçtikçe daha az canlı ve daha az ayrıntılı hatırladıklarını belirtti. Üstelik ilk anlatımlarıyla sonraki ifadeleri arasında tutarsızlıklar da artmıştı. Buna karşın, 11 Eylül saldırılarına dair anılarını, olaydan 32 hafta sonra bile ilk günkü kadar canlı olarak değerlendirdiler.
Ancak raporların ayrıntılı incelemesi, bu anıların da tıpkı sıradan hatıralar gibi zamanla ayrıntı kaybına uğradığını ve aynı oranda tutarsızlık kazandığını gösterdi. Başka bir deyişle, anıların canlı görünmesi onların daha doğru olduğu anlamına gelmiyordu.
Sonuç Olarak;
Sonuçta hafızamız bazen şaşırtıcı derecede ayrıntılı, tutarlı ve gerçekçi görünse de, gerçekte hiçbir anı donmuş bir fotoğraf gibi değildir.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Is photographic memory real? Not quite, but there’s something that comes close; Yayınlanma tarihi: 28 Ocak 2021. Bağlantı: Is photographic memory real? Not quite, but there’s something that comes close/
- Patihis L, Ho LY, Tingen IW, Lilienfeld SO, Loftus EF. Are the “memory wars” over? A scientist-practitioner gap in beliefs about repressed memory. Psychol Sci. 2014 Feb;25(2):519-30. doi: 10.1177/0956797613510718. Epub 2013 Dec 13. Erratum in: Psychol Sci. 2014 Jul;25(7):1506. doi: 10.1177/0956797614538213. PMID: 24335599.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel




