Dönüşü olmayan bir noktaya doğru ilerliyoruz. Küresel karbon emisyonları ne kadar azaltılırsa azaltılsın, gezegenimizin ısınmaya devam etmesi nedeniyle deniz seviyelerinin yükseleceği öngörülüyor. Peki, deniz seviyelerinin yükselmesi sonucunda dünya nasıl bir görünüme kavuşacak?

Mayıs 2014’te NASA, bir basın toplantısında Batı Antarktika Buz Tabakası’nın bir bölümünün geri dönüşsüz bir geri çekilme noktasına ulaşmış göründüğünü açıkladı. İki kilometre kalınlığındaki buz tabakasının çevresinde denize doğru akan buzullar, kar yağışının telafi edemeyeceği hızda buz kaybediyordu; bu da kenarların iç kesimlere doğru gerilemesine neden oluyordu.
Bu buzullar çöktüğünde deniz seviyesi bir metreden fazla yükselecek ve hâlihazırda 230 milyon insanın yaşadığı alanlar sular altında kalacak. Bu ise tüm buz tabakasının çöküşünden önce yalnızca ilk aşama olacak. Nihai çöküş deniz seviyesini beş metreye kadar yükseltebilir ve dünya kıyılarını yeniden şekillendirebilir.

Ancak tüm bilim insanları bu kontrolsüz geri çekilme senaryosuna ikna olmuş değil. Bu nedenle Batı Antarktika’nın dev buzullarının ne kadar sürede yok olacağı konusunda bir gerilim ortaya çıktı. Geri çekilme yüzyıllara yayılırsa insanlığın uyum sağlamak için zamanı olacaktır.. Ancak bu süreç önümüzdeki on yıllarda başlarsa, sonuçlar tepki verme kapasitemizi aşar.
Deniz Seviyesinin Yükselmesiyle Dünya Nasıl Görünürdü?
Dünya üzerinde 20 milyon kilometreküpten fazla buz bulunmaktadır. Uç bir senaryoda, bu buzların tamamının aynı anda erimesi durumunda deniz seviyesi yaklaşık 66 metre yükselebilir.
Ancak sorun sadece bu kadarla sınırlı değil. “Çökme” olarak adlandırılan süreçte, yer yüzeyinin altındaki malzeme yapısındaki değişiklikler zeminin oturmasına ve sıkışmasına yol açar. Bu durum, özellikle kentlerde arazinin her yıl birkaç milimetre alçalmasına neden olur.

Bu sürecin başlıca nedenlerinden biri, yeraltı suyunun aşırı derecede çekilmesidir. Su seviyesi düştükçe zemin sıkışır ve üzerindeki yapılar deniz seviyesine her yıl biraz daha yaklaşır.
Güncel küresel deniz seviyesi artışı tahminlerine göre, en az 33 kent yılda bir santimetreden fazla oranla çökmektedir. Bu, deniz seviyesindeki artışın yaklaşık beş katı hızındadır. Özellikle Güney ve Güneydoğu Asya’da bulunan bu hızla çöken kentler, değişen koşullara uyum sağlamak zorundadır.
Peki, tüm bu felaket senaryoları gerçekleşmeye devam ederse, gelecekte dünyamız nasıl bir görünüme sahip olacak?
Kuzey Amerika
Haritada açık mavi ile gösterilen alanlar, mevcut deniz seviyesini yansıtmaktadır. Bu verilere göre, Florida ve Körfez Kıyısı tamamen sular altında kalırken, Atlantik kıyısı boyunca uzanan sahil şeridi büyük ölçüde yok olmaktadır.
Kaliforniya’da, San Francisco’nun tepeleri bir adalar grubuna dönüşürken, Central Valley dev bir körfeze evrilir. Kaliforniya Körfezi ise San Diego’nun enleminden başlayarak kuzeye doğru genişler. Ancak bu senaryoda, San Diego tamamen sular altında kaldığı için artık varlığını sürdüren bir şehir olmaktan çıkar.

Güney Amerika
Güney Amerika’da da benzer bir tablo ortaya çıkmaktadır. Amazon Havzası tamamen sular altında kalacak ve bu bölgedeki yerleşim alanları yok olacaktır. Buzulların tamamen erimesi, Buenos Aires’in yanı sıra Uruguay kıyılarını ve Paraguay’ın büyük bir bölümünü de su altında bırakacaktır.
Karayip kıyıları ve Orta Amerika boyunca ise yalnızca dağlık bölgeler varlığını sürdürebilecektir. Alçak rakımlı alanlar tamamen yok olacak, kıyı şeritleri ise büyük ölçüde değişime uğrayacaktır.

Afrika
Diğer kıtalarla karşılaştırıldığında, Afrika deniz seviyesinin yükselmesi sonucu topraklarının daha azını kaybedecektir. Ancak bu durum, kıta için bir avantaj anlamına gelmemektedir. Küresel sıcaklık artışı, Afrika’nın geniş bölgelerini yaşanmaz hale getirecek; tarım alanları ise ciddi zarar görecektir.
Öte yandan, Mısır’daki İskenderiye ve Kahire gibi önemli şehirler, Akdeniz’in sularına yenik düşecektir.

Avrupa
Londra mı? Artık yalnızca bir anı. Venedik mi? Adriyatik Denizi tarafından geri alınmış durumda. Binlerce yıl sonra, bu felaket senaryosunda Hollanda çoktan denize teslim olmuş olacak; Danimarka’nın büyük bölümü de ortadan kaybolacak. Bu sırada Akdeniz’in genişleyen suları, Karadeniz’i ve Hazar Denizi’ni de büyütmüş olacak.

Asya
Şu anda yaklaşık 600 milyon Çinlinin yaşadığı bölgeler, deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte sular altında kalacaktır. Bunun yanı sıra, Bangladeş’in tamamı ve 160 milyonluk nüfusuyla Hindistan’ın kıyı bölgelerinin büyük bir kısmı da yok olacaktır.
Mekong Deltası’nın sular altında kalması, Kamboçya’daki Kakule Dağları’nı bir adaya dönüştürecektir. Şanghay ise Doğu Çin Denizi tarafından tamamen yutulacak, bölgedeki diğer kıyı şehirleri de deniz seviyesinin yükselmesinden geri dönülemez şekilde etkilenecektir.

Avustralya
Avustralya, deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte yeni bir iç deniz kazanacaktır. Ancak kıtanın büyük bölümü kurak kalmaya devam ederken, bugün nüfusun büyük kısmının yaşadığı dar kıyı şeridi büyük ölçüde yok olacaktır.
Beş Avustralyalıdan dördünün yaşadığı bu bölgeler, yükselen sular nedeniyle kaybedilecektir. Aynı zamanda, Pasifik Adalarının büyük bir bölümü de tamamen sular altında kalacaktır.

Antarktika
Doğu Antarktika buz tabakası, Dünya’daki buzların yaklaşık beşte dördünü barındıracak kadar büyüktür. Geçmişteki daha sıcak iklim dönemlerini büyük ölçüde bozulmadan atlatmıştır. Ancak bu devasa kütlenin, yaklaşık 56–34 milyon yıl önce yaşanan ve deniz seviyelerinin çok daha yüksek olduğu Eosen iklimine benzer koşullara uzun vadede dayanabilmesi pek olası görünmemektedir.
Grönland buz tabakasına benzer şekilde, Batı Antarktika da geçmişteki sıcak dönemlerde önemli ölçüde küçülmüştür. En kırılgan yönü, büyük bölümünün deniz seviyesinin altındaki ana kaya üzerine oturmasıdır. Isınan okyanuslar, yüzen buzları alttan eriterek yapının zayıflamasına ve çöküşün hızlanmasına yol açar. Batı Antarktika, 1992’den bu yana her yıl ortalama 65 milyon metrik ton buz kaybı yaşamaktadır.

Kaynaklar ve ileri okumalar
- What the World Would Look Like if All the Ice Melted. Yayınlanma tarihi: 1 Kasım 2017. Kaynak site: National Geographic. Bağlantı: What the World Would Look Like if All the Ice Melted.
- Clark, Peter & Shakun, Jeremy & Marcott, Shaun & Mix, Alan & Eby. Strauss, Benjamin & Weaver, Andrew & Winkelmann, Ricarda & Archer, David. Bard, Edouard & Goldner, Aaron & Plattner, Gian-Kasper. (2016). Consequences of Twenty-First-Century Policy for Multi-Millennial Climate and Sea-Level Change. Nature Climate Change. 6. 10.1038/nclimate2923.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel





