1950’lerde televizyonun yaygınlaşmaya başladığı dönemde, dünyanın pek çok yerinde 37 numaralı kanalın hiç var olmadığını fark etmek mümkündü. ABD, Kanada, Meksika ya da Avrupa ve Asya’nın bazı bölgelerinde 36. kanaldan sonra doğrudan 38. kanal gelirdi; aradaki boşluk yalnızca parazit dolu bir sessizlikti.

1952’de ABD Federal İletişim Komisyonu televizyon yayınları için çok yüksek frekans aralıklarını (UHF) açtı. Yüzlerce şirket kendi yayın bandını almak için başvurdu. Bu düzenlemeyle 1.274 şehirde 2.002 yeni kanal ortaya çıktı. Fakat 37 numaralı kanal hiçbir kuruluşa verilmedi.
Bu kararın nedeni batıl inanç değil, bilimdi. Gökbilimciler bu frekansı koruma altına alarak gökyüzünü radyo dalgalarıyla inceleme olanağı elde etti. Böylece 37. kanalın frekans aralığı, evrenin derinliklerinden gelen radyo sinyallerini karışmadan dinlemeyi sağladı.
37. Kanal İle Astronominin Bağlantısı Nedir?
Bu öykü 1931’e uzanıyor. Karl Guthe Jansky, 1927’de Wisconsin Üniversitesi’nden fizik diplomasını aldı. Aynı yıl, Kuzey Amerika ile İngiltere arasında ilk radyo telefon görüşmesi yapılmıştı. Bir yıl sonra Jansky, New Jersey’deki Bell Telephone Laboratories’te işe başladı.

Şirketin hedefi, atmosferin uzun mesafeli radyo iletişimi üzerindeki etkilerini incelemekti. Jansky’ye, Atlantik ötesi telefon görüşmelerine karışan parazitlerin kaynağını bulma görevi verildi.
Jansky, bu görev için terk edilmiş bir patates tarlasını araştırma istasyonuna dönüştürdü. Kendi tasarımı özel bir anteni, eski bir Ford Model-T’nin tekerlekleri üzerine kurdu. Aylarca süren gözlemler sonucunda bazı parazitlerin gök gürültülü fırtınalardan kaynaklandığını belirledi. Ancak sürekli tekrar eden bir parazit sinyali dikkatini çekti.
Başta bu parazitin Dünya üzerindeki bir kaynaktan geldiğini düşündü. Fakat yaptığı ölçümler sinyalin her gün aynı saatte, gökyüzündeki belirli bir noktadan geldiğini gösteriyordu. Sonunda, bu radyo sinyalinin Samanyolu Galaksisi’nin merkezinden, Yay (Sagittarius) Takımyıldızı yönünden geldiğini keşfetti.
Jansky, bulgularını 1933’te Nature dergisinde yayımladı. 5 Mayıs 1933 tarihli New York Times gazetesi, bu keşfi birinci sayfasına taşıdı. Ancak bilim dünyası bu çığır açıcı buluşa beklenen ilgiyi göstermedi.
Jansky’nin keşfi, galaksimizden gelen radyo dalgalarının ilk tespitiydi. Radyo astronomi bu adımla başlamış oldu. Yine de, alan ancak II. Dünya Savaşı’ndan sonra ivme kazandı. Bu süreci simgeleyen önemli adımlardan biri, Illinois’in Danville kentinde inşa edilen 121 metrelik dev radyo teleskoptu.

Bu Konunun Televizyon İle İlgisi Nedir?
1950’lerin sonlarında, İngiliz matematikçi ve kozmolog George C. McVittie, büyük bir radyo teleskop inşa etmeyi planlayan bir ekibin içindeydi. Yıllar sonra, American Institute of Physics’e verdiği bir röportajda o dönemi şöyle özetlemişti:
“Mühendislik açısından yalnızca çok büyük bir teleskop yapabiliyorduk, o da yaklaşık 600 megahertz civarındaki bir frekansla mümkündü. Daha kısa dalga boylarına inmek, o dönemin teknolojisiyle neredeyse imkânsızdı. Bu yüzden 610 megahertz bandını gözlem frekansı olarak seçtik.”
Ancak bu frekans aralığının işe yaraması için bir ön koşul vardı: İnsan kaynaklı parazitlerden arındırılmalıydı. Aksi takdirde teleskop, galaksiler yerine televizyon yayınlarını dinleyecekti.
Problem şuydu: 610 megahertz, tam da 37. televizyon kanalının frekansına denk geliyordu.
O dönemde televizyon yayıncıları, bu kanalı kullanıma açmak için büyük baskı yapıyordu. Bilim insanları ise bunun gökbilimsel araştırmaların önünü keseceği uyarısında bulunarak karşı çıktılar. 1960’tan itibaren Federal İletişim Komisyonu (FCC), bilim insanlarının yanında durmaya başladı.
Yayın saatlerini sınırlandırmak gibi bazı uzlaşma önerileri gündeme gelse de, bilimsel hassasiyetler bu tür çözümleri yetersiz buldu. Sonunda FCC, kesin bir karar aldı: 37. kanal süresiz olarak televizyon yayınlarına kapatıldı. Bu karar, gökbilimin sessizliğe ihtiyacı olduğunu resmen kabul eden ilk adımlardan biri oldu.
Sonuç Olarak
Her ne kadar Vermilion River Gözlemevi 1980’de kapansa da, 37. kanala getirilen yayın yasağı hâlâ yürürlükte. Bu sessizlik sayesinde radyo astronomları, Güneş’in patlamalarından uzak pulsarlara, hatta yıldızlar arasındaki derin boşluklara kadar evrenin radyo imzasını kesintisiz takip edebiliyor.
Jansky’nin adı ise, radyo kaynaklarının gücünü ölçmek için kullanılan jansky birimiyle ölümsüzleşti. Bunun yanı sıra, New Mexico’da bulunan Karl G. Jansky Çok Büyük Dizi (Very Large Array, VLA) teleskobu, onun anısına adlandırılmıştır.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Analog TVs Never Had a Channel 37—Here’s Why. Yayınlanma tarihi: 5 Kasım 2021. Kaynak site: MentalFloss. Bağlantı: Analog TVs Never Had a Channel 37—Here’s Why/
- JANSKY, K. Radio Waves from Outside the Solar System. Nature 132, 66 (1933). https://doi.org/10.1038/132066a0
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel





