Psikoloji

Zihin Yorgunluğu: Beyinlerimizin Aşırı Yüklenmesinin Bir Sonucu

Yoğunlaşmalısın. Önündeki formüle odaklanmalısın. Yeterince yoğunlaşırsan başarabilirsin ama olmuyor işte...

Eskiden önemli bir işle meşgul olduğumuzda telefona cevap vermez, dikkatimizi dağılmadan çalışmaya devam ederdik. Sonucunda hiç kimse birbirine her an ulaşmayı beklemediği için bu son derece normal bir davranıştı. Şimdilerde ise durum artık farklı. Bir çok kişinin bir gün içinde tamamlaması gereken bir rutini var. Bunun sonucunda da bizlere dinlenmek için çok az zaman kalıyor. Günün sonunda hissettiğimiz fiziksel yorgunluğun temel sebebi de bu zihin yorgunluğu.

Psikolojide Serebropati* olarak da bilinen zihinsel yorgunluk ya da zihinsel tükenme durumu uzun süreli bilişsel aktivitenin tetiklediği bir durumdur. Temel olarak, beyninizin aşırı çalışması durumunda karşımıza çıkar.

Bir hastalık değildir ancak sonucunda sizi yorgun bırakır, üretkenliğinizi ve genel bilişsel işlevinizi engeller. Bu arada hatırlatalım. Zihin yorgunluğu ile sürekli kendini yorgun hissetme hali olarak da tanımlayacağımız kronik yorgunluk aynı şey değildir. Kronik yorgunluk vücudun birçok bölümünü etkilemesi nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından nörolojik bir hastalık olarak sınıflandırılmıştır. Oysa ki zihin yorgunluğu belirtileri dinlenme gibi basit önlemlerle bile azalacaktır.

Zihin Yorgunluğunun Nedenleri Nelerdir?

Kafanızın içinde ibresi kırmızı bölgeye doğru titreşen bir gösterge hayal edin. Zihniniz devrini daha fazla yükseltemeyince küçük bir girdi çarkların kopmasına neden olur. Bu kopuşun ardından en ufak bir ayrıntıyı bile hatırlamak güçleşir. Herhangi bir şeye odaklanmak neredeyse olanaksızdır. Zihninizin tükenmiş olduğunu hissedersiniz.

Zihinsel tükenme, her zaman ters giden şeylerin veya herhangi bir büyük üzüntünün bir sonucu değildir. Temel sebep, çok fazla düşünmek ve zihni zorlayan dışsal baskıdır. Bu tür bir zihinsel yorgunluk, üstlendiğimiz görevlerin ve faaliyetlerin hacmi, rahatça başa çıkma kapasitemizi aştığında ortaya çıkar.

Psikolojik bir sorun değildir duygu durumumuz ile direk bir ilgisi yoktur. Bu durumda zihnimizin çok fazla dolu olduğunu hissederiz. Sağlıklı kararlar vermek, görevlere odaklanmak ve sakin kalmak zorlaşır. Zihinsel olarak ne kadar yorgun olursak, günün taleplerine ayak uydurmak için o kadar az yetenekli oluruz. Duygularımızı düzenlemek mümkün olmaz.

Temelde zihin yorgunluğuna sebep olacak bir çok etken vardır. Bunların en başında bir gün içinde gereğinden çok karar almak zorunda kalmamız gelir. Sonuçta uyandığımız andan itibaren her gün bir çok karar almak zorundayız. Gün içinde verilen kararların sayısı arttıkça, karar verme yeteneği azalır. Bunun sonucunda da karar yorgunluğu olarak bilinen durum ortaya çıkacaktır.

Zihin yorgunluğunun bir diğer nedeni de dağınıklığın kortizol (veya ‘stres hormonu’) üretimini tetiklemesi olarak düşünülmektedir. Bu nedenle, fiziksel çevreniz ne kadar dağınıksa, o kadar stresli olursunuz ve bu da uzun vadede sizi yorar. Ayrıca karar alma durumunuzu zorlaştıran mükemmelliyetçilik, uykusuzluk gibi durumlarda zihinsel yorgunluk riskini arttıracaktır.

Evet, zihin yorgunluğu bir hastalık değildir. Ancak uzun vadede tükenmişliğe, fiziksel sorunlara ve stresle ilişkili hastalıklara yol açar. Bu nedenle kendinizi sürekli olarak bunalmış hissediyor ve gün sonunda herhangi bir faaliyeti sürdürmeye enerjiniz kalmıyorsa, sorunu fark edip bir an önce müdahale etmek doğru tercih olacaktır.

Modern yaşama uyum sağlama telaşı içinde çok fazla iş üstelendik. Bunun bize yansıması da zihin yorgunluğu biçiminde oldu.

Zihinsel Yorgunluğu Azaltmanın Üç Yolu

Daha az karar verin. Bu durumlarda yanlış kararlar almamıza ve kestirmeler yapmamamıza neden olabiliyor. İlk yapılması gereken alınması gereken karar sayısını azaltmaktır. Her gün aynı kahveyi sipariş etmek, her Salı aynı yemeği yemek gibi bazı temel rutin kararları basit tutarak zihnimize geri kalan işler ile uğraşması için fırsat veririz.

Yaşantınıza yeşili dahil edin: Çok yorulduğunuzu ve tükendiğinizi hissettiğiniz zamanlarda kısa bir mola verin ve pencereden dışarı bakın. Araştırmacılara göre bu bile zihin yorgunluğumuzu azaltmakta etkili bir yöntem. Sınırlı da olsa doğa ile kuracağınız bu bağ işinize konsantre olmanıza yardımcı olacaktır.

Daha iyisi imkanınız var ise parkta kısa bir yürüyüşe çıkın. Çalışmalar sadece 20 dakikalık bir egzersizin bile beyne giden kan akışını artırarak ruh halinizi, hafızanızı ve yaratıcılığınızı geliştirebileceğini göstermektedir.

bisiklet
Her şeye rağmen yorgunluk yakanızı bırakmıyorsa fazladan adrenalin salınımı uyuşukluğun üstesinden gelmenize yardımcı olabilir. 

Kendinize zaman ayırın: Boş zaman zihinsel yorgunlukla savaşmak için çok önemlidir. Takviminizdeki tüm boşlukları iş ile doldurmayın. Bu açıklık size zihinsel bir rahatlama sağlar. Aynı zamanda beklenmedik fırsatların gelişmesine de izin verir.

Organize olun: Hem fiziksel hem de zihinsel alanınız zaman zaman toparlanmaya ihtiyaç duyar. Tüm gereksiz şeylerden kurtulmak, odaklanmak ve üretkenlik için önemlidir. Çevreniz sizi bunaltmaya başlamadan önce organize olmak için kendinizce bir yöntem geliştirin. Örneğin, yemeğinizi yedikten hemen sonra bulaşıkları yıkayın. Her gün eve gitmeden önce ofis masanızı düzenleyin v.s..

Küçük değişiklikler ile hem akıl hem de beden sağlığımızı korumak mümkün. Hayatın koşuşturmacası içinde yorulan beyinlerimiz bunu hak ediyor.

Serebropati Nedir?

*Serebropati kavramı tıp literatüründe ‘Herhangi bir beyin hastalığı, beyindeki lezyona bağlı olarak gelişen zihni bozukluk’ olarak tanımlanmaktadır. Ancak psikoloji bilimi serebropatiyi daha özel durumların görüldüğü kognitif bozuklukları tanımlamak amacıyla kullanmaktadır. Psikolojiye göre serebropati kavramı konsantrasyon, karar verme, bellek ve sözcük çağrışımını etkileyen bilinç dalgalanmaları ile bilişsel bozukluğun sürekli mevcut olduğu durumdur. Tükenmişlik sendromu ile benzerlik gösterse de temelde ayrılmaktadır.

Tükenmişlik sendromu, uzun süreli veya tekrarlayan stresin neden olduğu duygusal, zihinsel ve genellikle fiziksel bitkinlik halidir. Çoğunlukla çalışma hayatındaki sorunlardan kaynaklansa da, ebeveynlik veya romantik ilişkiler gibi yaşamın diğer alanlarında yaşanan sorunlar neticesinde de bu durum ortaya çıkar.

Tükenmişlik durumuna genellikle çeşitli zihinsel ve fiziksel sağlık semptomları da eşlik eder. Eğer ciddiye alınmazsa, bu durum bireyin günlük yaşam akışını zorlaştırma potansiyeline sahiptir. Serebroti ise daha tehlikeli bir durumdur. Öyle ki serebropatiye sahip bir birey için şu an okuduğunuz yazıdaki cümleleri takip etmek bile imkansızdır. Kısacası kavram temelde yine beyin yorgunluğu olarak geçse de muhtemelen akşamları eve geldiğinizde hissettiğiniz yorgunluk ile aynı şey değildir. Daha fazlası için: Tükenmişlik Sendromu Nedir? Nasıl Baş Edilir?


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu