
Güney Dakota’da bir adamın ikonik Kızılderili lideri Tatanka Iyotake (1831-1890), Sitting Bull yani Oturan Boğanın büyük torunu olduğu doğrulandı. Ünlü şefin saçından alınan DNA, bu ilişkiyi uzun süredir iddia eden Ernie LaPointe’ninkiyle eşleşti. Bu araştırmada antik DNA yaşayan ve tarihi bireyler arasındaki ailesel bir ilişkiyi doğrulamak için ilk kez kullanıldı.
İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nde evrimsel bir genetikçi olan Eske Willerslev ve ekibi eski bir saçtan DNA almak ve onu aday ile eşleştirmek için 14 yıl boyunca çalıştı. Bunun bu kadar zor olmasının bir nedeni, araştırmacıların otozomal DNA’ya ihtiyaç duymasıydı.

Otozomal DNA geçmişteki atalarımızın tümünden bize aktarılan yüzbinlerce genetik işareti toplu halde gösterir. Ne yazık ki, özellikle numuneler kötü durumdayken, bu tür DNA’yı eski DNA örneklerinden elde etmek zordur. Bu nedenle araştırmacılar sorunu çözmek için yeni bir teknik geliştirdiler. Bu yeni teknik de diğer ünlü tarihi gizemleri çözmek için kullanılacak.
Oturan Boğa Kimdir?
Oturan Boğa, 1831 civarında Dakota Bölgesi’nde doğmuştu. Yetenekli ve cesurdu. 14 yaşında Lakota Savaşçıları arasına katıldı. ABD Ordularına karşı savaşan son kızılderili şefi olan Tatanka Iyotake 1863’te Dakota Savaşı’yla başlayan saldırının ardından 1864’te Amerika Birleşik Devletleri ordusunun Dakota, Nakota ve Lakota uluslarına yaptığı saldırısında da ön saflarda karşı durmaya çalıştı.

İç Savaş’tan sonra ABD’nin batıya doğru yayılması hızlandı. Eski Siu av alanlarının üzerinde tren yolları ve telgraf hatları kurulmaya başlandı. Kabilenin yemek ihtiyacını karşılayan bizon sürüleri, aşırı avlanma sonucu soylarının tükenme tehlikesi ile karşı karşıyaydı.
Dakota’daki Black Hills’te altın bulunması buraya büyük bir yerleşimci dalgasının gelmesine neden oldu. Ancak bölge Siular için kutsaldı. Black Hills, Siular ile ABD hükümeti arasında yapılan özel bir anlaşmayla korunma altına alınmıştı. Ne var ki ABD 1876 yılında anlaşmayı iptal etti.

Oturan Boğa’nın Sonu
Little Bighorn Savaşı, 25 Haziran 1876 tarihinde gerçekleşti. General George Armstrong Custer’ın süvarileri Siu savaşçılarının kampına baskın düzenlediler. Custer, Siuların sayısını yanlış hesaplamıştı. Bütün güçleri, Oturan Boğa ve Oglala Lakota savaş şefi Çılgın At (1842–1877) liderliğindeki Siular tarafından yok edildi. Ancak ABD Hükümetinin bu yenilginin ardından intikamı acı oldu ve tüm Kızılderili kabilelerini ele geçirmeyi hedeflediler.
Haberler Washington’a ulaşır ulaşmaz binlerce asker Dakota’ya doğru yola çıktı. Sonraki beş yıl boyunca ordu Siu şeflerini avladı. 1877 Mayıs’ında Oturan Boğa, ve kabilede yanında kalan azınlık takipçileri sırtlarında küfelerle, yaşlısıyla, çocuğuyla Kanada’ya göç ettiler ve orada toplama kampına alındılar. Siu kabileleri, 1890 yılında Hayalet Dansları yapmaya başladılar.
Yüzlerini boyayıp yorgunluktan bayılıncaya dek sessizce dans etmeye, bir anlamda da protestoya başladılar. Bu sessiz protesto, hızla tüm Kuzey Amerikalı yerli kabileleri arasında yayılmaya başlayınca, ABD hükümeti Oturan Boğa’nın tutuklanmasına karar verdi. Bu sırada yaşanan bir silahlı çatışmada Oturan Boğa hayatını kaybetti.
Oturan Boğa tutuklanması esnasında 17 yaşındaki oğlunun gözlerinin önünde öldürülmesine şahit oldu. Bu şokun etkisindeyken kafasına sıkılan bir başka kurşunla öldürüldü. Oturan Boğa’yı öldüren ise, Amerikan Ordusuna teslim olan kendi kabilesinden biriydi. Oturan Boğa, Güney Dakota’daki Mobridge’e gömüldü. Bu bölgede bir anıt mezar yapılması önerisi, şefin soyundan gelenlerin mezarın turistler için bir cazibe merkezine dönüşmesini istemedikleri için 2007 yılında askıya alındı.
Oturan Boğa’nın Ardından

Oturan Boğa’nın yaşadıklarının özetini anlattığı aşağıdaki yazıyı okumalısınız (ve bundan sonra adını övgü ile anmayı denemelisiniz) derim: ” Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için yoksullarla güçsüzlerden vergiler alıyorlar.
Bizim annemizin, toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve öteki süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar. Bu millet, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor. ”
Yazının bitiminde bu yazımızı da incelemenizi öneririz: Dreyfus Olayı Matematik Ve Adalet İlişkisini Bir Kere Daha Anımsatıyor
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Sitting Bull; https://encyclopedia2
- Sitting Bull; https://www.thefamouspeople.com/
- Great-grandson of iconic Native American leader Sitting Bull confirmed by DNA analysis; https://www.livescience.com
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
Teşekkür ederiz Aytekin Bey. :) Sevgiler..
Bilgilendik, eline sağlık.