Tarih

Tarih Boyunca İnsan Kurban Etmenin Gizemli Kökenleri

Antik çağlardan beri bir kültür motifi olarak karşımıza çıkan ve sayısız tarihçi, arkeolog ve antropologun üzerinde kafa yorduğu insan kurban etme ayinleri bugün hepimiz için tüyler ürperten bir konu. Ancak bu ayinlerinin nasıl uygulandığını ve neden bazı kültürlerin bir parçası haline geldiğini anlamamız için büyük resmi görmemiz gerekecektir.

Kurban etme kelimesinin İngilizcesi sacrifice biçimindedir. Bu “make sacred” yani “kutsal kılmak” anlamındadır. Belki de bu yüzden insan kurban etme denildiği zamanlar akla ilk olarak dini inançlar gelir. Diğer taraftan, bir insanın canını almanın altında yatan neden kimi durumlarda bundan çok daha fazlasıdır.

Tarihte insan kurban etmek dendiği zaman akla en çok Aztekler gelir. Bu ritüel, Mezoamerikan kültüründe önemli bir rol oynamıştır. Bayramlardan savaşlara kimi zaman da belli bir mimari projenin tamamlanmasından sonra pek çok neden için birçok insan kurban edilmiştir. Araştırmacılar bu tip nedenlere 80.400 kişinin kurban edildiğini düşünmektedir.

İnsan Kurban Etme Dendiği Zaman Akla İlk Aztekler Gelmemelidir

Aztekler, tanrıları Huitzilopochtli’nin her gece ayla savaşmak için insan kanına ihtiyaç duyduğuna inanırdı. Böylece sabah güneş yeniden doğacaktı. Codex Magliabechiano’dan bir Aztek kurban ritüelini betimleyen illüstrasyon.

Aztekler’in insan kurban etme ritüelleri, İspanyol işgalciler tarafından ayrıntılarla anlatılmıştır. Onların bu açıklamaları, Kolomb öncesi döneme ait kodekslerin çoğunda bulunan ürkütücü tasvirlerle de uyuşmaktadır.

Bu ritüeller günümüzde bize ürkütücü gelse de bu, Azteklerin gayri medeni bir toplum olduğu anlamına gelmez. Aslında onlar karanlıkla ebedi bir mücadele içinde olan tanrılarına yardım etmek için insan kurban ediyorlardı. Onuruna kurban edilen insanlar sayesinde dünyanın sonunun gelmesini engelleyeceklerini düşünüyorlardı.

Hatta kimi durumlarda insanlar bu ritüeller için bizzat gönüllü oluyordu. Öte yandan, Aztekler yalnızca kendi halklarından insanları kurban etmiyorlardı. İmparatorluğun genişlediği dönemde, ele geçirilen savaş esirlerinin de kurban edildikleri bilinmektedir.

Bununla birlikte, insan kurban etme kavramı Aztekler tarafından icat edilmedi. Araştırmacılar, insan kurban etme geleneğinin Tunç Çağı’na ve muhtemelen çok daha gerisine kadar uzandığını tahmin ediyor. Bu olgunun izleri çok çeşitli kültürlerin arkeolojik kayıtlarında keşfedilmiştir. Ancak uzmanlar bunun ilk nerede ve ne zaman ortaya çıktığı konusunda henüz anlaşmaya varamamış durumdadır.

İnsan Kurban Etmenin Gerekçeleri Nelerdi?

İnsan kurban etmeyle ilgili en etkileyici arkeolojik keşiflerden biri. 1950 yılında Danimarka’daki bir tuttu bataklıgında, bozulmadan korunmuş haldeki bir cesedin bulunmasıyla yapıldı. Tollund Adamı olarak bilinen bu adamın bedeni çok iyi biçimde korunduğu için doğal biçimde öldüğü düşünülecekti. Ancak daha sonra kendisinin 2.000 yıldan daha uzun bir süre önce kurban edildiği anlaşılacaktı.

İnsan kurban etme tarihi, din ve batıl inanç tarihi ile yakından bağlantılıdır. Din ile ilişkili olanlar birçok farklı biçimde karşımıza çıkar. Çin, Moğolistan, Mısır ve Mezoamerika’da önemli kişilerin ölümü durumda hizmetçileri ve/veya cariyeleri gömüldüğü bilinmektedir.

Bu uygulamanın nedeni, ölen kişinin ahirette de bakıma ihtiyacı olduğu ve yanında gömülü olan kişilerin bunu sağlayacağı inancı idi. Bir zamanlar insan kurban etmenin en yaygın biçimlerinden biri olan bu uygulamanın, MÖ 2.800 civarında ortadan kaybolduğu düşünülmektedir.

Kurban edilenler sadece esirler değildi. Her kesimden aileler, tanrıların lütfunu kazanmak için kendi ailelerinden birini feda ederdi. 
Özellikle dikkat çeken, bebeklerin ve çocukların yağmur tanrısı Tlaloc’a sunulmasıdır. Aztek başkentinde yüzlerce kafatası, devasa ölçekte insan kurban edildiğini ortaya koyuyor.

İnsan kurban etmenin bir amacı ise, çok değerli bir şey sunarak tanrıları yatıştırmaktı. Bu nedenle Kolomb öncesi dönemde Peru’da yaşayan İnkaların, saf veya masum olduğunu düşündükleri bakire kadınları ve çocukları, doğal felaketlerden kaçınmak adına öldürdükleri bilinmektedir.

Aslında insan kurban etmek, çoğunluğu bir azınlığın pahasına korumakla ilgiliydi. Bu ritüel, sadece depremlerden ve hastalıklardan korunmak için değil, aynı zamanda savaşları kazanmak veya savaşlardan kaçınmak için de uygulanmaktaydı. Ayrıca bulgular yönetim biçimlerinde köleliği benimseyen toplumların bu ritüeli uygulamaya daha eğilimli olduğunu da göstermektedir.

İnsanları Kurban Etme Uygulaması Ne Zaman Ortadan Kalktı?

Avrupa antik kültürlerinde de insan kurban etme ritüellerine rastlanmaktadır. Yunanlılar, Romalılar, Keltler ve Germen halklarının tümü, farklı biçimlerde bunu uygulamışlardır. Örneğin Antik Yunanlılar, felaketi önlemek için sakatların, suçluların veya kölelerin bir uçurumdan atıldığı “pharmakos”u uyguladılar. Bu süreç, daha sonraları, Yunanlılar daha medeni bir topluma doğru ilerlerken ortadan kalktı.

Keltler yoğun bir şekilde insan kurban ettiler. Törenleri, öbür dünyada efendilerine katılmak için ateşe verilen dev hasır adamlarda hapsedilen hizmetlilerin yakılmasını içeriyordu. Ayrıca  
Tanrıların her biri için birçok farklı ritüel öldürme yöntemi vardı

Roma döneminde de insan kurban etme ayinlerinin yapıldığı bilinmektedir. MÖ 216’da, Roma’nın Kartacalılara karşı yenilmesinden sonra iki Galyalı ve iki Yunan çiftin, tanrılara bir yalvarış olarak Forum Boarium’un altına gömüldüğü bilinmektedir. Tarihçi Yaşlı Pliny’ye göre, Cumhuriyet döneminde bu uygulamalar ortadan kalkmıştır.

İnsan kurban etme tarihinin bir kısmı dini metinlerle de ilintilidir. Örneğin, Yaratılış Kitabı’ndan bir hikaye olan İshak’ın Bağlanması, MÖ 2150 ile 1.975 yılları arasında yaşadığına inanılan Hz. İbrahim’in tek oğlu İshak’ı nasıl kurban etmeye çalıştığını anlatır. Ancak İbrahim ayini tamamlayamadan bir melek tarafından durdurulur. Bağlılığını kanıtlayan İbrahim’in, oğlunun yerine bir koç kurban etmesine izin verilecektir.

İshak’ın Kurban Edilmesi–Caravaggio (1603)

Bu hikayenin üç büyük din üzerindeki etkileri büyüktür ve farklı biçimlerde uygulamaları vardır. İshak’ın kurban edilme sahnesi pek çok sanatçı tarafından tasvir edilmiştir. Yukarıda bunun bir örneğini görebilirsiniz.

Sonuç Olarak;

Çağdaş bir perspektiften bakıldığında, insan kurban etmek son derece acımasız ve yanlış bir girişim gibi gözükecektir. Bununla birlikte,tarihsel perspektifte bazı olayları değerlendirirken, o günkü koşullar ve inanışlar çerçevesinde düşünmek gerekir.

İnsan kurban etmek bugün tüm dünyada yasa dışıdır, ancak uygulamayı sürdürmeye çalışan hastalıklı düşünce yapısına sahip kişilere günümüzde de rastlanmaktadır. Kanun açıkça insan kurban etmenin kültürel normlarını kısıtlamıştır, ancak yasa insan psikolojisini düzeltemez. Ayrıca göz atmak isterseniz: Fil Topsy Sanıldığı Gibi Edison’un Değil İnsanın Egosunun Bir Kurbanıydı


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir