
Haziran 1957’de, gelecekte hain sekizli diye anılacak olan, sekiz parlak genç bilim insanı, San Francisco’daki lüks bir otel olan Clift’te gizli bir toplantı yaptı. Yaklaşık bir buçuk yıl önce, transistörün mucitlerinden William Shockley tarafından kurulan bir araştırma tesisi olan Shockley Semiconductor Laboratory’de çalışmak için aileleriyle birlikte Batı Kıyısı’na taşınmışlardı. Ancak başlangıçtaki heveslerine rağmen, genç bilim insanları işverenlerinden memnun değillerdi.
Giderek artan otoriterliği, orijinal fikir ve icatlarının önüne geçiyordu. Bu yüzden laboratuvardan ayrılmaya karar verdiler. Artık meslektaşları Robert Noyce tarafından yönetiminde kendi şirketlerini kurma zamanı gelmişti. “Hain Sekizli” ( Traitorous eight) olarak bilinen bu gençler geleceğin dünyasını şekillendirecek adımı atmışlardır…

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra üretilen ilk elektronik cihazlar oldukça büyüktü. Dikdörtgen ampullere benzeyen vakumlu tüp bileşenlerinden oluşan bu cihazlar ayrıca çok fazla enerji harcıyordu. Aynı zamanda sık arızalanıyordu. Bu nedenle, 1947 yılında transistörün icadı, dönemin en önemli teknolojik başarılarından biriydi. Bell Laboratuvarı’nda transistörün icadının kilit isimlerinden biri de William Shockley idi.

Shockley, başarısından ardından kendi elektronik araştırma şirketini kurmaya karar verdi. Dünyanın her yerinden yetenekli genç bilim insanları ve mühendisleri topladı. Devamında onları Kaliforniya’da, günümüzde Silikon Vadisi olarak adlandırılan yerde bir araya getirdi. Shockley Semiconductor Laboratory’nin ilk hedefi, transistörlerin daha az üretim teknolojilerini geliştirmek oldu. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra katkılama ve germanyumu arıtmada kaydedilen gelişmeler, germanyumu transistörler için mükemmel bir yarı iletken haline getirmişti. Ancak şimdiki hedef silikon temelli transistörleri geliştirmekti.
Silikon Vadisinde İşler Pek de Yolunda Gitmedi
Bilim insanları Kaliforniya’da toplandıktan yaklaşık altı ay sonra, patronları Shockley’in iki meslektaşıyla birlikte transistörü icat ettiği için Nobel Fizik Ödülü’nü aldığı haberini aldılar. Normalde bu tür haberlerin takım üzerinde uyarıcı bir etkisi olması gerekir. Ancak ne yazık ki bu durum narsisizmi ile tanınan Shockley ile birlikte çalışmayı giderek imkansız hale getirdi.
Yedi genç uzman, baskıcı atmosferde çalışmayı reddetti ve sonunda istifa etmeye karar verdiler. Kendi şirketlerini açmayı planlasalar da bunu tek başlarına yapmaları olası görünüyordu. Sonuçta olanlar yönetici değil bilim insanlarıydı. Bu nedenle girişimlerinin başarılı olmasını istiyorlarsa Robert Noyce’u kendilerine katılmaya ikna etmeleri gerektiğini anladılar.
Kendisi mükemmel bir mühendisti ve aynı zamanda başarılı bir liderdi. Bu biçimde bir araya gelen Hain sekizli, 1957’de Fairchild Semiconductor’ı kurdu. Yeni kurulan Fairchild Semiconductor kısa sürede yarı iletken endüstrisinin lideri haline geldi. 1961’in sonunda, başarıları Fairchild’i ABD’deki en büyük yüksek performanslı silikon transistör üreticisi konumuna getirdi.

Mikroişlemcinin İcadı ve Bilgisayar Çağının Başlangıcı
Ekim 1957’de Ruslar ilk yapay uyduları Sputnik’i başarıyla fırlattığında, Amerikalılar kendilerini rakiplerinin gerisinde bulmuştu.Bunun sonucunda Amerikan Hükümeti, NASA’yı kurarak ve teknolojik araştırmalara yön verdi. Bu da daha gelişmiş transistörlere ihtiyaç anlamına geldi. Ancak çağın transistörleri hala ordunun taleplerini karşılayacak kadar güvenilir değildi. Yeni, kusursuz bir tasarım bulunmalıydı. Elektronik cihazlar giderek daha karmaşık hale geliyordu. Bu durumda çeşitli elektronik bileşenleri birbirine bağlayan devreler gerekliydi. Bu durumda, birden fazla transistörü tek parça bir üniteye bağlamaya ihtiyaç vardı.
Mart 1959’da Jack Kilby, Texas Instruments şirketi için tek bir çipte karmaşık bir elektronik devre oluşturma yöntemi geliştirdi. Jack Kilby, dünyadaki ilk bütünleşik devreyi (integrated circuit), yani çipi üretmişti. Kendisinin ürettiği mikroçipi duyurmasından birkaç ay sonra Noyce ve ekibi konuya direk dahil oldular. Jack Kilby, çiplerini yeterince kararlı olmayan ve kolay bozulan germanyum elementinden yapmayı deniyordu.
Robert Noyce ise hem transistörleri hem de mikroçipleri silisyumdan üretmek istiyordu. Çünkü silisyum metallerden çok daha sağlamdı. Ayrıca yarıiletken yapısı sayesinde kabloya hiç ihtiyaç duymadan birbirleriyle iletişim kurabilirlerdi. Bu, modern elektronik endüstrisinin temeli olan dünyanın ilk mikroçipinin doğuşuydu.
Silikon Vadisi Giderek Teknolojinin Kalbi Oldu

Kilby bulgularını yayınlayan ilk kişiydi, Noyce ise daha verimli olduğunu kanıtlayan bir üretim tasarımı buldu. Yıllarca süren patent savaşından sonra, iki şirket nihayet bir anlaşmaya vardı. 1968’de Robert Noyce, Gordon Moore ile birlikte başka bir şirket kurmaya karar verdi. Noyce ve Moore şirketlerine Intel adını verdiler. Intel’i kurduğunda Robert Noyce 40 yaşındaydı. Sonrasında İntel 4004 geldi. Bu işlemci, NASA’nın Apollo programlarındaki kapsüllerde kullanıldı. Noyce günümüzde “Silikon Vadisinin Başkanı” lakabı ile tanınır. Hain Sekizli, Silikon Vadisi’nde toplamda 65 şirket kurmuştur.
Kaynaklar:
- FAIRCHILD SEMICONDUCTOR: THE 60TH ANNIVERSARY OF A SILICON VALLEY LEGEND; https://computerhistory.org/
- Traitorous eight; https://en.wikipedia.org/wiki/Traitorous_eight
Matematiksel