Sanat ve Edebiyat

Rodin’in “Düşünen Adam”ı Ne Düşünüyor?

Auguste Rodin’in Düşünen Adam heykeli, derin düşünceyle özdeşleşmiş evrensel bir simge haline gelmiştir. Figür, sayısız kez alıntılanmış, parodisi yapılmış ve farklı bağlamlarda yeniden yorumlanmıştır. Ancak heykelin bu denli özel olmasının nedeni sadece kültürel yaygınlığı değildir.

Düşünen Adam, Rodin’in en ikonik eserlerinden biridir ve aslında sanatçının büyük ölçekli bir projesinin parçası olarak ortaya çıkmıştır. 1880 yılında, Paris’te kurulması planlanan yeni Dekoratif Sanatlar Müzesi için tasarlanan giriş kapısı projesi kapsamında görevlendirilen Rodin, bu yapıyı Cehennem Kapıları adıyla kurguladı.

Floransalı şair Dante Alighieri’nin İlahi Komedya’sının ilk bölümü Inferno’dan esinlenen bu anıtsal kapı, tamamlandığında yaklaşık 6 metre yüksekliğinde olacak ve yaklaşık 200 figürle günah, acı ve arzu içinde kıvranan insanlığı tasvir edecekti.

Cehennem Kapıları’nın merkez figürü olarak yer alan Düşünen Adam, insan ruhunun kaderini ve yaşamın anlamını sorguluyormuş gibi görünür. Figürün zihinsel yoğunluğu, bedenine de yansımıştır. Kasları gergindir, yüz ifadesi odaklanmış ve içe dönüktür. Pek çok biyografi, Rodin’in bu figür için Fransız boksör Jean Baud’yu model olarak kullandığını belirtir. Güçlü, kaslı ve sert hatlara sahip bir bedenin seçilmesi, zihinsel mücadelenin fiziksel bir yük olarak da yaşandığını anlatır.

Rodin’in Cehennem Kapıları için yaptığı çalışmalar arasında, Dante’nin İlahi Komedya’sından esinlenilmiş çok sayıda figür yer alır. Sanatçı, bu büyük ölçekli müze projesi kapsamında başladığı birçok figürü zamanla bağımsız heykellere dönüştürdü. Bu figürlerden biri de Öpücük heykelidir.

Rodin, Cehennem Kapıları üzerinde yaşamının son 37 yılı boyunca çalıştı. Ne var ki planlanan müze hiçbir zaman inşa edilmedi ve kapılar tamamlanmış hâliyle sergilenemedi. Ancak bu proje, sanatçının kariyerinin en yaratıcı ve verimli dönemi oldu. Düşünen Adam başta olmak üzere birçok figür, bu yapıdan bağımsızlaşarak kendi başına ölümsüz eserlere dönüştü.

Rodin’in “Düşünen Adam”ı Kimdir?

Rodin, Cehennem Kapıları projesini tamamlayamayacağı henüz netleşmeden önce, Düşünen Adam’ı bağımsız bir bronz heykel olarak 1888’de döktü. Ardından 1904’te daha büyük boyutlu bir versiyonunu yaptı. Başlangıçta figüre Şair adını vermişti. Çünkü bu figür, kompozisyona ilham veren Floransalı şair Dante Alighieri’yi temsil ediyordu.

Düşünen Adam, tüm dikkatiyle kendi iç dünyasına yönelmiştir. Bu, heykeli hem rasyonel düşüncenin hem de yaratıcı sezginin bir simgesi haline getirir.

Hikâyeye göre Dante, günah ve yanılsamalarla dolu hayatı simgeleyen karanlık bir ormanda yolunu kaybeder. Bu sırada karşısına, antik çağların büyük şairi Virgil çıkar. Dante’nin genç yaşta ölen büyük aşkı Beatrice tarafından gönderilen Virgil, ona rehberlik eder. Dante’yi cehennemden başlayarak araf ve cennete uzanan bir yolculuğa çıkarır. Rodin’in Düşünen Adam figürü de tıpkı Dante gibi, aşağıda kıvranan insanlık manzarasını yukarıdan sessizce izler.

Bu figürün kimliğine dair bir diğer güçlü yorum ise onun Rodin’in kendisi olduğudur. Sanatçının yaratıcı sürecini, içsel çabasını ve acılarını yansıttığı düşünülür. Rodin, Cehennem Kapıları’nın alt kısmında yer alan başka bir düşük kabartmada da kendini düşünceli bir pozda tasvir etmiştir.

Rodin’in İlham Kaynakları Nelerdir?

Sanat tarihçileri, Rodin’in Düşünen Adam heykelinde Michelangelo’nun Il Penseroso (Düşünceli Adam) figürünün belirgin bir etkisi olduğu konusunda hemfikirdir. Bu heykel, Floransa’daki Medici ailesinin anıt mezar kompleksinin bir parçasıdır.

Heykelin pozu, Rodin’in Düşünen Adam’ı ile çarpıcı benzerlikler taşır. Başın bir ele dayanması, bedenin öne eğilmesi ve yüzün ifadesi, her iki figürde de ortaktır. Bu beden dili, sanat tarihinde geleneksel olarak melankoliyle ilişkilendirilmiştir.

Rodin’in Düşünen Adam heykelini şekillendiren bir diğer önemli etki, Jean-Baptiste Carpeaux’nun Ugolino ve Oğulları adlı heykelinden gelmiştir. Bu heykel grubu da Dante’nin Inferno’sundan esinlenmiştir. Carpeaux, Dante’nin cehenneminde açlığa terk edilen Kont Ugolino’nun trajedisini merkezine alır. Heykelde, Ugolino ve etrafındaki oğulları, kasları belirgin, gergin ve bükülmüş pozlarla tasvir edilmiştir.

Ugolino’nun vücut dili, Rodin’in Düşünen Adam’ı ile dikkat çekici benzerlikler taşır. Carpeaux’nun figürü çaresizlik içinde kıvranırken, Rodin’in figürü yaratıcı yoğunlukla kıvrılmıştır. Her iki sanatçı da kaslı erkek bedenini yalnızca fiziksel güç değil, aynı zamanda ruhsal gerilim ve düşünsel derinlik taşıyan bir ifade aracı olarak kullanır.

Düşünen Adam Heykeli Neden Bu Kadar Ünlü?

Düşünen Adam’ın bu denli ün kazanmasının arkasında birden fazla neden vardır.. Bunlardan ilki, heykelin dönemi için çığır açan biçimidir. Rodin, Düşünen Adam’ı 1880’lerde sergilemeye başladığında, heykel sanatında hâkim anlayış Paris Salonu’nun benimsediği akademik üsluptu. 19. yüzyıl Fransız sanatçılarının büyük bölümü, pürüzsüz ve cilalı yüzeylere sahip, Antik Yunan-Roma mitolojisinden ya da dini temalardan esinlenen heykeller üretiyordu.

Rodin ise bambaşka bir yol izledi. Düşünen Adam’ın boyutu ve yüzeyindeki belirgin pürüzler, onun fiziksel ve duygusal gücünü doğrudan vurgulayan bir anlayışa dayanır.

Rodin’in çağdaşları arasında Düşünen Adam’ı beğenmeyen birçok eleştirmen vardı. Heykelin yüzeyindeki pürüzler “bitmemiş” olarak değerlendiriliyordu. Oysa tam da bu özellikler, Rodin’in heykeli klasik anlayıştan koparıp modern heykel sanatına yönlendirmesini sağladı. Sanatçının yaklaşımı, heykelin yalnızca biçimsel bir nesne değil, duygusal ve zihinsel yoğunluk taşıyan bir ifade alanı olabileceğini gösterdi.

1906 yılında Paris Belediyesi, Düşünen Adam heykelini satın aldı ve Panthéon’un önüne bir kamu anıtı olarak yerleştirdi. Figürün sade yüz hatları, dönemin yorumuyla halktan biri izlenimi verdiği için demokratik ve yenilikçi bulundu. Kaslı beden yapısı ise bir düşünürden çok, çalışkan bir emekçiyi andırıyordu. Bu sayede heykel, yalnızca entelektüel çevrelerin değil, toplumun tamamının kendini temsil edebileceği bir figüre dönüştü.

Düşünen Adam, Auguste Rodin, 1888. Kaynak: Musée Rodin, Paris

Rodin’in 1917’deki ölümünden beş yıl sonra, 1922’de heykel Paris’teki Rodin Müzesi’nin bahçesine taşındı. Sanatçının isteği üzerine, bir diğer dökümü Meudon’daki mezarının başucuna yerleştirildi. Düşünen Adam, hâlâ orada, Rodin’in mezarını simgeleyen kalıcı bir anıt olarak duruyor.

Sonuç Olarak

Auguste Rodin, yaşamı boyunca Düşünen Adam heykelinden birkaç döküm yaptı. Bugün, 20’den fazla orijinal döküm dünya genelindeki müzelerde sergileniyor. Sanatçının ölümünden sonra, ününün artmasıyla birlikte bu heykele olan talep hızla yükseldi. Ayrıca, farklı malzemelerden ve çeşitli boyutlarda üretilen Düşünen Adam kopyaları, bugün dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerde, kamusal alanlarda ve kültürel kurumlarda bulunabiliyor. .


Kaynaklar ve ileri okumalar

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir