Psikoloji

Planlama Yanılgısı: Neden Planlarımız Gerçekçi Olmaz?

Ayakkabılarınızı hızla giyerken telefondaki arkadaşınıza “On dakika sonra oradayım” dersiniz. Proje yöneticisi, patronuna kendinden emin bir şekilde “Yıl sonunda faaliyete geçmeyi hedefliyoruz” der. Hepimiz, bir işin ne kadar süreceğini tahmin ederken çoğu zaman farkında olmadan fazla iyimser davranırız. İşte bu durum, yazının konusu olan planlama yanılgısının özüdür.

Planlama Yanılgısı: Yapılacaklar Listeniz Hiç Bir Zaman Gerçekçi Olmayacaktır
Bir çoğumuz günlük, aylık ya da yıllık yapılacaklar listesi yaparız. Ancak ne yazık ki yine bir çoğumuz bu listeye yazdıklarımızın çok azını tamamlayabiliriz. Bu durum sadece bir kere değil aslında her seferinde tekrarlanacaktır. Bu nedenle bu sene de kendinize koyduğunuz hedeflerin çok azını gerçekleştireceksiniz.

Diyelim ki Ali adında bir üniversite öğrencisi, bir hafta sonra, Cuma günü teslim etmesi gereken bir ödevle karşı karşıya. Ali, daha önce bu uzunlukta pek çok makale yazdı ve her seferinde bu işler yaklaşık bir hafta sürdü.

Buna rağmen, bu sefer zamanını planlarken ödevi sadece üç günde bitirebileceğini düşündü. Bu nedenle Salı gününe kadar başlamamaya karar verdi. Tahmin edileceği gibi, işlerin planladığı gibi gitmemesi sonucunda ödevini son gece yetiştiremedi ve ek süre talep etti. Bu durumun ardında yatan neden yine planlama yanılgısıdır.

Etrafınıza baktığınızda, gecikmiş teslimatlar, aksayan işler, bitirilememiş projeler arasında planlama yanılgısının izlerini kolaylıkla görebilirsiniz. Peki ama neden bu kadar sık yanılıyoruz? Neden, tekrar tekrar deneyimlememize rağmen, planlamayı hâlâ sağlıklı şekilde yapamıyoruz?

Planlama Yanılgısı Nedir?

iyimserlik Önyargısı
Hayatınızı bir düşünün. Mutlaka İyi ve kötü zamanlarınız olmuştur. Şimdi, geleceğinizi hayal etmeye çalışın. Eğer çoğu insan gibiyseniz, geçmişinizin iniş çıkışlarına karşın sizi parlak bir gelecek beklediğini ve daha mutlu olacağınızı hayal etmiş olmalısınız.

Planlama yanılgısı, davranışsal ekonomi alanının öncülerinden Daniel Kahneman ve Amos Tversky tarafından ortaya atılmıştır. 1977 tarihli makalelerinde Kahneman ve Tversky, insanların gelecek hakkında öngörülerde bulunurken büyük ölçüde sezgisel yargılara dayandığını ve bu yargıların çoğu zaman hatalı olduğunu savundu. Üstelik bu hatalar rastlantısal değil, sistematikti. Bu da hataların belirli bilişsel önyargılardan kaynaklandığını gösteriyordu.

Söz konusu makalede, planlama süreci bu önyargıların geleceğe dönük tahminleri nasıl çarpıttığını gösteren bir örnek olarak ele alındı. “Bilim insanları ve yazarlar,” dediler – muhtemelen kendi deneyimlerinden yola çıkarak – “planlanan takvime uyamama konusunda geçmişte pek çok başarısızlık yaşamış olsalar bile, bir projeyi tamamlamanın ne kadar süreceğini sistematik biçimde olduğundan kısa tahmin etme eğilimindedir.”

Bu durumu “planlama yanılgısı” olarak adlandırdılar ve bu yanılgının temel nedeninin, bireylerin geçmiş deneyimlere dayanan dışsal verileri göz ardı etmesi olduğunu ileri sürdüler. Bu yanılgı son derece yaygındır. Kahneman ve Tversky’nin öncü çalışmasından bu yana, planlama yanılgısının varlığını destekleyen çok sayıda deneysel araştırma yapılmıştır.

Örneğin, psikoloji öğrencileriyle yapılan bir çalışmada, öğrencilerin yalnızca %30’unun bitirme tezini tahmin ettikleri sürede tamamlayabildiği görülmüştür. Dahası, bu yanılgı oldukça inatçıdır. Yapılan araştırmalar, insanların önceki hatalarından pek az ders çıkardığını gösteriyor.

Planlama Yanılgısı: Yapılacaklar Listeniz Hiç Bir Zaman Gerçekçi Olmayacaktır
Yaptığımız planların gerçekçi olduğuna, belirli bir süre içinde gerçekten başarabileceğimize ve hedeflerimize ulaşmamızı hiçbir şeyin engellemeyeceğine inanma eğilimi, eylemdeki planlama yanlışlığını yansıtır. Çoğumuzun sahip olduğu ancak pek de gerçekçi olmayan “yapılacaklar listeleri” buna bir örnektir.

Neden Planlarımız Gerçekçi Değildir?

Planlama yaparken iki tür bilgi kullanırız: tekil bilgi ve dağılımsal bilgi. Tekil bilgi, üzerinde çalışılan özel duruma özgü verilere dayanır. Dağılımsal bilgi ise, geçmişte tamamlanmış benzer görevlerden elde edilen verileri içerir. Bu iki yaklaşım sırasıyla içsel bakış ve dışsal bakış olarak da adlandırılır.

İdeal olan, planlama sürecinde her iki bilgi türünü de dikkate almaktır. Ancak planlama yanılgısı, genellikle yalnızca içsel bakışa dayandığımızda ortaya çıkar. Yani geçmişte benzer işlerin nasıl sonuçlandığını göz ardı eder, projenin maliyetini ve süresini sezgisel tahminlerle belirlemeye çalışırız. Ne yazık ki çoğumuz bu eğilimden kurtulamayız. Çünkü planlama doğası gereği geleceğe dönüktür ve bu da bizi geçmiş deneyimleri göz ardı etmeye yönlendirir.

Biz insanlar genel olarak olumlu düşünmeye eğilimliyiz. Dünyaya ve diğer insanlara dair beklentilerimiz çoğu zaman iyimserdir. Bu nedenle olumlu olayları, olumsuzlara kıyasla daha sık ve daha net hatırlarız. Dahası, karar verme süreçlerimizde olumlu bilgileri tercih etmeye yatkınız.

Bu duruma çözüm olarak daha ayrıntılı plan yapma fikri aklınıza gelebilir. Ancak ne yazık ki bu da planlama yanılgısını ortadan kaldırmaz. Aksine, adım adım yapılan detaylı planlar çoğu zaman bu yanılgıyı daha da derinleştirir. Çünkü projeye odaklandıkça, karşılaşılabilecek beklenmedik engelleri düşünme kapasitemiz azalır. Olası riskler ve dışsal etkenler göz ardı edilir.

Planlama yanılgısının hem profesyonel hem de kişisel hayatta ciddi sonuçları olur. Bu önyargı, zamanımızı ve kaynaklarımızı başarısızlıkla sonuçlanabilecek işlere harcamamıza yol açar. Bizi uzun süre sonuç vermeyen projelere bağlı tutar, çünkü başlangıçta yaptığımız hatalı planlara fazlasıyla bağlanırız.

Yapılan araştırmalar, bu yanılgının ne kadar yaygın olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Örneğin iş dünyasında, girişimlerin %80’inden fazlası başlangıçta öngördükleri pazar payı hedeflerine ulaşamıyor. Aynı şekilde sınıflarda öğrencilerin yaklaşık üçte ikisi, ödevlerini beklediklerinden daha geç tamamladıklarını bildiriyor.

Planlama Yanılgısından Kaçış Mümkün mü?

Planlama Yanılgısı: Yapılacaklar Listeniz Hiç Bir Zaman Gerçekçi Olmayacaktır

Bu yazıyı okuduktan sonra, planlama yanılgısının farkına varmak tek başına yeterli değildir. Çünkü bu bilgiye sahip olsak bile, bu kez de “bu kurallar benim için geçerli değil” yanılgısına kapılma riskiyle karşı karşıya kalırız. Yani hatayı biliriz ama onu yapmaktan yine de kaçınamayız.

Bu döngüyü kırmak için planlama sürecine bilinçli bazı adımlar eklememiz gerekir. Aslında çözüm oldukça sade: geçmişe dönüp bakmak. Ancak çoğumuz plan yaparken geriye değil, sadece ileriye bakma eğilimindeyiz. Bu da önceki deneyimleri göz ardı etmemize yol açar.

Eğer daha önce benzer bir proje, ödev ya da kişisel hedef üç yıl sürdüyse, bu seferki ne kadar iyi niyetli ve detaylı planlarsanız planlayın, yine benzer bir süre alması muhtemeldir. O hâlde yapılması gereken, gerçekçi tahminler için geçmiş verileri rehber olarak kullanmaktır. Bu bilinci geliştirmek, planlarınızın sadece iyimser değil, uygulanabilir ve sürdürülebilir olmasını sağlar.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Why do we underestimate how long it will take to complete a task? Bağlantı: https://thedecisionlab.com/
  • Buehler, Roger & Griffin, Dale & Peetz, Johanna. (2010). The Planning Fallacy. Advances in Experimental Social Psychology – ADVAN EXP SOC PSYCHOL. 43. 1-62. 10.1016/S0065-2601(10)43001-4.
  • Buehler, Roger et al. “Exploring the “planning fallacy”: Why people underestimate their task completion times.” Journal of Personality and Social Psychology 67 (1994): 366-381.
  • Buehler, R., Griffin, D., & Ross, M. (2002). Inside the planning fallacy: The causes and consequences of optimistic time predictions. In T. Gilovich, D. Griffin, & D. Kahneman (Eds.), Heuristics and biases: The psychology of intuitive judgment (pp. 250–270). Cambridge University Press. https://doi.org/10.1017/CBO9780511808098.016

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir