Sağlıklı Yaşayalım

Ölümün Tanımı Nedir? Ölümü Tersine Çevirmek Mümkün müdür?

Er ya da geç hepimiz öleceğiz. Başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır; bu, termodinamiğin ikinci yasasının kaçınılmaz bir sonucudur. Ancak bilimdeki gelişmeler, “ölüm nedir?” sorusunu yeniden ve daha dikkatli bir şekilde ele almamızı gerektiriyor.

ölüm nedir

Tarih boyunca herkes ölümün ne olduğunu biliyordu. Bir kişi nefes almayı bıraktığında ve kalbi birkaç dakikadan uzun süre atmadığında, o kişi basitçe ölü kabul edilirdi.

Ancak yirminci yüzyılın ortasında mekanik ventilatörlerin ve kalp pillerinin ortaya çıkmasıyla bu tablo değişti. Modern, yüksek teknolojili yoğun bakım uygulamaları, kalp ve akciğerleri, zihin, düşünce ve eylemden sorumlu olan beyinden ayırdı.

Bu teknolojik gelişmelere yanıt olarak, 1968’de Harvard Tıp Fakültesi’nin ünlü Geçici Komitesi raporu, ölümü geri döndürülemez koma, yani beyin işlevlerinin kaybı olarak tanımladı. Bu düzenleme, 1981’de kabul edilen Birleşik Ölümün Belirlenmesi Yasası ile hukuki bağlayıcılık kazandı.

Söz konusu metin, ölümü ya dolaşım ve solunum işlevlerinin geri döndürülemez biçimde durması ya da beyin işlevlerinin geri döndürülemez biçimde sona ermesi olarak tanımlar. Kısacası, beyin öldüğünde kişi de ölmüştür. Gerçek beyin ölümünün tam zamanı ise çoğu durumda belirsiz kaldı.

Beyin ölümü temel ölçüt olarak kabul edilse de, klinik açıdan durumu değerlendirmek her zaman kolay olmaz. Kimi durumlarda, beyin işlevleri sona erdikten sonra bile bazı biyolojik süreçler bir süre devam eder. Beden, tıbbi destekle saatlerce ya da günlerce işlevlerini sürdürüyor gibi görünür.

Yakınlar bu tabloyu anlamakta zorlanır. Yoğun bakımda sevdiklerini ziyaret ettiklerinde göğsün soluk alıp verir gibi hareket ettiğini görür, nabzı hisseder, cildin sıcak ve renginin doğal olduğunu fark ederler. Dışarıdan bakıldığında yaşam sürüyormuş izlenimi oluşur. Oysa tıp ve hukuk açısından yaşamı mümkün kılan beyin işlevleri geri dönülmez biçimde sona ermiştir.

Ölmüş Bir Organı Yeniden Hayata Döndürmek Mümkün mü?

Güncel nörolojik ölüm tanımındaki “geri döndürülemez” sözcüğüne dikkat edin. Bir organizmanın ne zaman canlı ya da ölü sayılacağına dair kesin bir kavramsal çerçeve bulunmadığında, geri döndürülemezlik fikri yürürlükteki teknolojiye dayanır ve bu teknoloji sürekli değişir.

Yirminci yüzyılın başında geri döndürülemez kabul edilen bir durum, yani solunumun durması, yüzyılın sonunda geri döndürülebilir hale geldi. Aynı durumun beyin ölümü için de geçerli olabileceğini düşünmek gerçekten bu kadar zor mu? Yakın tarihli bir deney, bu düşüncenin yalnızca hayal ürünü olmadığını gösteriyor.

Yale Tıp Fakültesi’nde Nenad Sestan’ın öncülüğündeki bir ekip, dikkat çekici bir deney gerçekleştirdi. Tarım Bakanlığı onaylı mezbahalarda kesilen domuzlardan alınan beyinleri, ölümden saatler sonra özel bir perfüzyon sistemine bağladılar.

Bu sistem, atan bir kalbi taklit ediyor ve beyne oksijen taşıyan, hücreleri koruyan ilaçlar içeren yapay bir kan benzeri sıvı dolaştırıyordu. Amaç, beyin dokusunun ölümden sonra ne ölçüde işlevini koruyabileceğini anlamaktı.

Ölüm Nedir? Bir Organizmanın Öldüğüne Nasıl Karar Veriyoruz?
OrganEx’in çalışma prensibini gösteren bir şema

Normal koşullarda kan akışı durduğunda beyin saniyeler içinde oksijensiz kalır, bilinç kaybolur ve birkaç dakika içinde geri dönüşü olmayan hücresel hasar başlar. Sestan’ın ekibi, bu sürecin gerçekten ne kadar “geri döndürülemez” olduğunu test etmek istedi. Domuzlar öldürüldükten dört saat sonra beyinleri incelediler ve bu beyinleri, hiçbir müdahale yapılmamış kontrol beyinleriyle karşılaştırdılar.

İlk bakışta sonuçlar şaşırtıcıydı. Beyin dokusu oksijen ve glikoz tüketiyordu; yani metabolik etkinlik sürüyordu. Ancak kritik bir nokta vardı: Beyinlerde hiçbir beyin dalgası yoktu. Bu, bilinç olmadığını gösteriyordu.

Yine de daha derinlemesine bakıldığında yeni bir sürpriz ortaya çıktı. Beyinden alınan küçük doku parçalarındaki tek tek nöronlar, elektrikle uyarıldığında normal sinyaller üretti.. Yani bazı hücreler, ağır travmaya rağmen uyarılabilirliğini koruyordu. Bu bulgu, “ölü” kabul edilen bir beynin hücresel düzeyde tamamen işlevsiz olmadığını gösterdi.

Ölüm Nedir? Sorusunun Cevabı Hala Belirsiz

Elbette tek tek hücrelerin çalışması, milyonlarca nöronun birlikte örgütlenip bilinç üretmesi anlamına gelmez. Yine de, dış bir müdahaleyle bu “sessiz” beyinlerin yeniden etkinleşip etkinleşemeyeceği kesin olarak dışlanamaz.

Bu noktada etik kaygılar öne çıkıyor. Böyle bir yeniden etkinleştirme, ağır nöbetler, acı, bilinç bulanıklığı ya da ciddi psikolojik ve nörolojik hasarlara yol açabilir. Bu riski önlemek için Yale ekibi bilinç oluşumunu özellikle engelledi.

Araştırmanın vardığı temel sonuç şudur: Beyin ölümü ve “geri döndürülemezlik” kavramları, sandığımız kadar kesin değildir. Teknik olarak, insan beyninde de benzer yaklaşımlar mümkündür. Ancak bu tür girişimler, bilinç, acı, yaşam ve ölüm sınırları konusunda çok derin tıbbi, etik, hukuki ve felsefi sorular doğurur.

Bu nedenle araştırma, hemen uygulamaya geçilmesi gereken bir yol değil, toplumun tüm paydaşlarıyla birlikte dikkatle düşünülmesi gereken yeni bir eşiği işaret ediyor. Buna rağmen ölüm korkusu bastırılamaz. Er ya da geç, dünyanın bir yerinde, biri ölümü geçici de olsa kandırmayı deneyecektir.


Kaynaklar ve İleri Okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi artırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.