Michael Jordan, sadece basketbol dünyasında değil, spor tarihinin tamamında adı en çok anılan efsanelerden biridir. Basketbolla ilgilenmeyenlerin bile ismini bildiği Jordan’ı bu kadar özel kılan şey, sadece kazandığı şampiyonluklar ya da attığı sayılar değil; aynı zamanda sıçrama yeteneği ve havada kalma süresiyle izleyenleri hayrete düşürmesidir.

Basketbolda “hang time” yani havada bekleme süresi, bir oyuncunun sıçradıktan sonra yere inene kadar havada geçirdiği süredir. Bu süre genellikle turnike, smaç ya da jump shot (sıçrayarak yapılan şut) gibi hareketlerde dikkat çeker.
Oyuncular zıpladıklarında, özellikle en yüksek noktadayken, sanki havada asılı kalmış gibi görünürler. Zaman bir an durur; hareket donmuş gibidir. İşte bu görsel illüzyon, Michael Jordan’ın oyununu izlemeyi bir şölene dönüştürmüş, ona “Air Jordan” ve “His Airness” gibi lakaplar kazandırmıştır.
Havada Asılı Kalma Süresinin Arkasındaki Matematik
Yukarı çıkan, elbet aşağı iner. Newton’un bize hatırlattığı bu fiziksel gerçek, zıplayan her insan için geçerlidir. Ortalama bir insan, havada en fazla 0,53 saniye kalabilir. Ayaklar yerden kesildiği anda, Dünya sizi geri çekmeye başlar. Kas gücünüz ne kadar iyi olursa olsun, bu kuvveti aşmak mümkün değildir.
Michael Jordan’ın uçuyor gibi görünmesini sağlayan şey sadece sıçrama gücü değil, aynı zamanda vücudunu havadayken ustaca kullanma becerisidir. Bu da onu, fizik yasalarına meydan okuyan bir figür hâline getirir.
Bir basketbolcunun zıpladıktan sonra havadaki hareketi, aslında her zaman parabolik bir yörüngeyi izler. Yani yere doğru kavisli bir şekilde iner. Ancak izleyiciye havada sabitmiş gibi görünmesinin nedeni, ağırlık merkezinin vücut içinde yer değiştirmesidir.

Oyuncu zıpladıktan sonra, havadayken dizlerini büker ve kollarını yukarı kaldırır. Böylece ağırlık merkezi vücudun alt kısımlarından yukarı, kafaya doğru yaklaşır. Seyirci genellikle oyuncunun başına odaklandığı için, bu an havada asılı kalıyormuş gibi algılanır.
Aynı durum, büyük sıçrama (grand jeté) yapan bale dansçıları için de geçerlidir. Sıçramanın en yüksek noktasında kollarını yukarı kaldırarak ağırlık merkezlerini yükseltirler. Bu sayede başları bir süre aynı yükseklikte kalır ve havada süzülüyormuş gibi görünürler.
Gerçekte ağırlık merkezi fizik yasalarına uyar ve her zaman bir yay çizer. Ancak dansçının vücut pozisyonunu değiştirme becerisi, izleyiciye farklı bir izlenim verir.

Sonuç Olarak
Sonuçta kimse yerçekimini yenemez. Ama bir basketbolcunun ya da bir dansçının, havadayken bedenini nasıl kullandığı, bize bunun tersini hissettirebilir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Science of Michael Jordan’s Slam Dunks and Hang Time; Kaynak site Science ABC. Yayınlanma tarihi: Bağlantı: Science of Michael Jordan’s Slam Dunks and Hang Time/
- Michael Jordan’ın efsanevi havada kalma süresinin ardındaki matematik – Andy Peterson and Zack Patte; Bağlantı: https://www.youtube.com/watch?v=sDbmcPnzwy4
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
 
 




