Toplum ve Yaşam

Malthus Teorisi Bir Uyarı mı? Gelecek Hakkında Nasıl Düşünmeliyiz?

İklim değişikliğinin yarattığı ve yaratacağı sorunlar, savaşlar, ekonomik zorluklar, salgın hastalıklar ve doğal afetlerin bir karışımı sonucunda hepimiz kendimizi belli bir karamsarlık içinde bulduk. Bizi kuşatan sorunlara yanıt verebilecek miyiz? Bizi nasıl bir gelecek bekliyor? Bu sorulara bir cevap bulmak için biraz da geçmişe bakalım.

18. yüzyılda ve 19. yüzyılın başlarında bazı filozoflar, insan toplumunun gelişmeye ve ütopik bir ideale doğru yönelmeye devam edeceğine kesin olarak inanıyorlardı. Ancak İngiliz iktisatçı Thomas Robert Malthus bu fikre karşı çıktı. Sonrasında da bizi daha karamsar bir geleceğin beklediğini ileri sürecekti.

Malthus, ilk kez 1798’de yayımlanan An Essay on the Principle of Population (Nüfus İlkesi Üzerine Bir Deneme) adlı kitabında, halk arasında Malthus kapanı ya da felaketi olarak anılan Malthus nüfus teorisine dayanarak acımasız bir gelecek öngördü. Kendisi gıda arzının insan nüfusunun büyümesine ayak uyduramayacağını ve kaçınılmaz olarak hastalık, kıtlık, savaş ve felaketle sonuçlandığını kaleme aldı.

Thomas Robert Malthus (1766-1834). Malthus’un en ünlü eseri , 
ilk olarak 1798’de yayınlanan ve sonraki baskılarda genişletilen 
Nüfus İlkesi Üzerine Deneme’siydi . Bu çalışma, insan popülasyonlarının tarımsal üretimden daha hızlı artma eğiliminde olduğu ve bunun da kıtlıklara veya krizlere yol açtığı şeklindeki ünlü argümanını içeriyordu.

Nüfusun gücü, insana besin sağlamada yeryüzünün sahip olduğu güçten sınırsız ölçüde daha büyüktür. Kontrol altına alınmayan bir nüfus geometrik oranla artar. Geçim araçları ise yalnızca aritmetik oranla artar. Sayılarla az çok tanışıklığı olan bir kişi, birincinin ikinciye kıyasla ne denli güçlü olduğunu görecektir.

İnsan doğasının yaşam için besini gerekli kılması durumu söz konusu olduğunda birbirine eşit olmayan bu iki gücün birbirine eşitlenmesi için birinin dizginlenmesi gerekir. Geçim araçlarının sağlanmasındaki zorluk, nüfus üzerinde güçlü ve sürekli bir kısıtlamayı gerektirir. Bu zorluğun etkisini bir yerde ortaya koyması ve insanlığın geniş bir bölümüne kendisini zorunlu olarak şiddetli bir biçimde duyurması gerekir.

Malthus Nüfus Teorisi Nasıl Yorumlanmalıdır?

18. yüzyılın sonuna gelindiğinde, Avrupa’nın tarımsal üretkenliğindeki ani yükseliş, artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayamaz bir hale gelmişti. Bu sorun, kendisini en açık haliyle İngiltere’de gösteriyordu. Malthus, İngiltere’deki koşullara ilişkin gözlemlerine dayanarak, mevcut tarım arazilerinin artan nüfusu beslemek için yetersiz olduğuna dikkat çekmek için bu teorisini ileri sürmüştü.

Malthus, çıkmazın kaçınılmaz olduğunu düşünüyordu. Bunu desteklemek için, insan nüfusunun büyümesinin geometrik arttığı ancak gıda üretiminin ise aritmetik olarak arttığını belirtti. Bir noktada, nüfus artışı tarımsal üretimi baskılayacak ve bu da bir gıda krizine yol açacaktı. Konuya yabancı olanlar için kısaca anımsatalım.

Geometrik bir artış, ilk terimden sonraki her terimin bir pozitif tamsayı ile çarpılmasıyla elde edilen matematiksel bir sayı dizisini ifade eder. Örnek vermek gerekirse: 3, 9, 27, 81, 243. Burada her yeni sayı bir öncekinin 3 ile çarpılması sonucunda elde edilmiştir.

Aritmetik artış ise ardışık terimler arasında sabit bir farkın olduğu matematiksel dizidir. Örneğin, 4, 7, 10, 13, 16, 19 dizisinin ardışık terimleri arasındaki fark 3’tür.

Malthus nüfus artışının geometrik yani zaman içinde hızla artacağını, gıda kaynaklarının ise yalnızca aritmetik (veya doğrusal) bir ilerlemeyle büyüyeceğini belirtmişti. Malthus büyüme modeli, nüfus artışı için matematiksel bir denklemdir. Büyüme hızının mevcut nüfusla orantılı olduğunu söyler.

Bu paradigmaya göre insanlar, sayıları üretim kapasitelerini geçene kadar üreyecekti. Ancak belli bir noktada nüfus, kıtlık veya başka bir felaket nedeniyle sayıları azaltılacaktı. Sonrasında da eski düzeyine geri dönecekti. Diğer bir deyişle Thomas Malthus, artan nüfusun ve ekonomilerin günün birinde gelip toslayacağı ekolojik bir sınırın olduğu sonucuna varmıştı.

Malthus Teorisi İle İlgili Eleştiriler Nelerdir?

Malthus teorisi daha sonra, İrlanda Patates Kıtlığı’nın insanlara verdiği zararı daha da kötüleştiren İngiliz sömürge politikalarını haklı çıkarmak için kullanılacaktı. Sonucunda 19. yüzyılın ortalarındaki İrlanda Patates Kıtlığı sırasında hayatta bile değildi.

Ancak çağdaş politikacılar, büyük ölü sayısı için İngiliz hükümet politikalarından ziyade İrlanda aşırı nüfusunu suçlamak için onun teorisine yaslandılar. ( Detaylar için: Büyük Açlık Yani İrlanda Patates Kıtlığı Neden Çıktı ve Önlenemedi?)

Doğa bilimci Charles Darwin, doğal seçilim teorisini kısmen Malthus’un nüfus artışı analizine dayandırdı. Malthus’un görüşleri, 20. yüzyılda Keynesyen ekonominin gelişiyle birlikte yeniden hareket kazanacaktı.

Nüfus artış hızı son elli yıldır düşüş eğiliminde. Kaynak: https://no.wikipedia.org

İngiltere, Malthus’un öngördüğü o ekolojik duvara hiçbir zaman toslamadı. 19. yüzyıl boyunca İngiltere’deki nüfus üç misli büyüdü. Ama ekonomi de büyümekteydi ve bu yüzden ortalama hayat standardı yükselmeye başladı. İngiltere olası besin kıtlıklarına karşı mücadele etme amacıyla ekonomiye yeni bir düzen verdi. Sonucunda da tarımdan imalat sanayisine geçerek dünyada sanayileşen ilk ülke oldu.

Malthus nüfus teorisi, zamanla büyük ölçüde gözden düştü. Teknolojik gelişmeler, ana sonucunu geçersiz kıldı. Bununla birlikte, “bolluk” veya aşırı üretimin etkilerine ilişkin teorisi, bir ekonomiyi tanımlayan patlama ve düşüş döngüsünün analizini daha da geliştiren John Maynard Keynes de dahil olmak üzere ekonomistleri etkilemeye devam etti

Sonuç olarak;

Sonucunda fikrinin dünyada endişe yaratmasının üzerinden 200 yılı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte Sanayi Devrimi ile gelen ilerlemeler, çiftçilik tekniklerinde, kimyasal gübrelerde ve genetik modifikasyonlarda ortaya çıkan daha sonraki gelişmeler, gıda üretiminin yukarı doğru ölçeklenmeye devam etmesine izin verdi.

Günümüzde de Malthus Teorisi’nin hatalı olduğuna karar verildi. Ancak bazı çelişkili sonuçları da gözlemliyoruz. Bu durumda gelecek hakkında coşkulu mu yoksa korkmuş mu hissetmeliyiz? Tarihin gidişatından cesaret mi almalıyız, yoksa endişe mi duymalıyız? İyimserlik mi yoksa kötümserlik mi içinde bulunduğumuz anın mantıklı sonucu?

Elbette size bu soruların cevaplarını veremeyiz. Panik için bir nedenimiz elbette yok. Ancak bu birçok konuda gerçek bir endişe için neden olmadığı anlamına gelmez. Sonucunda sağduyumuzun bize göstermesi gereken şey hiçbir büyümenin sonsuza kadar devam edemeyeceği olmalıdır. Yani er geç bir kapana sıkışma ihtimalimiz vardır.



Kaynaklar ve İleri Okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu