Fizik

Leonardo da Vinci Einstein’dan Yüzyıllar Önce Yerçekiminin Temel Bir Yönünü Kavradı

Rönesans dönemi dehası Leonardo, sadece sanatla değil, aynı zamanda doğa yasalarıyla da ilgileniyordu. Not defterlerinde yaptığı çizimler ve hesaplamalar, düşen nesnelerin hareketini anlamaya çalıştığını gösteriyor. Son araştırmalar, Leonardo’nun yerçekiminin nesneleri nasıl etkilediğine dair oldukça isabetli tahminlerde bulunduğunu da ortaya koyuyor.

leonardo yerçekimi
Benzersiz bir gözlem kabiliyeti, paha biçilmez bir yaratıcılık, muhteşem bir zeka. Bazen bu meziyetlerin tümü tek bir insanda toplanabiliyor. Bunun bir örneği tüm zamanların en yaratıcı zekasına sahip olan Leonardo da Vinci’dir.

Leonardo da Vinci‘nin yıllarca unutulmuş eskizleri, bir kaptan dökülen kum tanelerinin oluşturduğu üçgen şekilleri gösteriyor. Yeni bir çalışmaya göre bu çizimler, yerçekiminin bir tür ivmelenme olduğunu göstermek amacıyla yapılan deneyleri temsil ediyor. Bu da Einstein’dan 400 yıl önce bu kavrama işaret ediyor.

Albert Einstein, yerçekimi tarafından hızlandırılma hissi ile sabit bir referans noktasına göre ivmelenme hissinin ayırt edilemez olduğunu öne süren eşdeğerlik ilkesini ilk kez 1907 yılında formüle etti. Bu düşünceye ulaşırken, Isaac Newton’un 1687’de ortaya koyduğu evrensel kütleçekim yasasından ve Galileo Galilei’nin 1604’te dile getirdiği serbest düşme yasasından yola çıktı.

Newton’a göre tüm cisimler, kütlelerine bağlı olarak birbirini çeker. Ayrıca bu çekim, aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılıdır. Galileo ise hava direnci olmadığında tüm cisimlerin aynı hızlanmayla düştüğünü ifade etmişti. Da Vinci’nin çizimleri, henüz bu kavramlar bilimsel dile dökülmeden çok önce, yerçekiminin doğasına dair dikkat çekici bir sezgiye sahip olduğunu gösteriyor.

Caltech’te havacılık ve tıbbi mühendislik profesörü olan başyazar Mory Gharib, yaptığı açıklamada şunları söyledi. “Da Vinci’nin bu konuda başka deneyler yapıp yapmadığını ya da bu soruyu daha derinlemesine araştırıp araştırmadığını bilmiyoruz. Ancak 1500’lü yılların başında bu problemi bu şekilde ele almış olması, düşünce açısından ne kadar ilerde olduğunu açıkça gösteriyor.”

Leonardo da Vinci; ressam, mimar, mucit, anatomist, mühendis ve bilim insanıydı. Büyük ölçüde kendi kendini eğiten Da Vinci, sayısız hayali icat ve anatomik gözlemle dolu gizli defterler tuttu. Bu defterlerde, insan vücudunun detaylı çizimlerinin yanı sıra bisiklet, helikopter, tank ve uçak tasarımları da yer alıyordu.

Sonradan “kodeks” adı altında bir araya getirilen bu çizimlerin sayısı 13.000 sayfayı aşıyordu. Ancak günümüze bu notların üçte birinden daha azı ulaşabildi.

Leonardo Yerçekimi İle İlgili Ne Buldu?

Leonardo da Vinci Yer Çekimini Newton'dan Önce Bulmuş Olabilir
13.000 sayfadan oluşan bir koleksiyon olan da Vinci’nin defterleri.

1480–1518 yılları arasında tuttuğu Codex Arundel adlı defterde, hareket eden sürahilerden dökülen parçacıkların oluşturduğu üçgen şekiller çizdi. Bu çizimlerin yanında “Equatione di Moti” (hareketlerin eşdeğerliliği) ifadesini yazdı. Bu not, da Vinci’nin yalnızca gözlem yapmadığını, aynı zamanda yerçekimi ve ivme üzerine düşündüğünü gösteriyor.

Araştırmalar, da Vinci’nin bir sürahiden dökülen su ya da kumun hareketini anlamaya çalıştığını ortaya koydu. Sürahi yere paralel hareket ederken, parçacıklar sürahiden çıktıktan sonra yalnızca yerçekimi etkisiyle düşüyordu. Da Vinci’ye göre sürahi sabit hızla hareket ederse, parçacıkların izlediği yol dikey olurdu. Ancak sürahi sabit bir ivmeyle hızlanırsa, parçacıklar eğik bir çizgi boyunca düşerdi. Bu çizgi, bir üçgenin hipotenüsü olurdu.

leonardo yer çekimi
 Taslaklar, yerçekiminin bir ivme biçimi olduğunu gösteren deneyleri gösteriyor. Ve Leonardo da Vinci yerçekimi sabitini yaklaşık yüzde 97 doğrulukla modellemiştir.

Da Vinci daha da ileri giderek, sürahi yerçekimiyle aynı ivmeyle hızlanırsa ortaya çıkan şeklin eşkenar üçgen olacağını fark etti. Bu, eşdeğerlik ilkesine dair bilinen en eski sezgisel örneklerden biridir.

Da Vinci bu gözlemleri matematiksel olarak ifade etmeye çalıştı ancak başarılı olamadı. Araştırmacılar, deneyin simülasyonunu yaparak nerede hata yaptığını ortaya çıkardı. Da Vinci, parçacığın düşme mesafesini zamanın karesiyle (t²) değil, 2 üzeri t (2^t) ile orantılı olarak modellemişti. Bu doğru değildi. Ancak ilginç olan şu. Yanlış denklemi doğru biçimde kullanmıştı.

Sonuç Olarak;

Da Vinci, yerçekimi sabitini doğru şekilde hesaplayamamış olsa da, dönemin imkânları göz önüne alındığında yaptığı çalışmalar son derece etkileyicidir. Çünkü o, henüz kalkülüsün bulunmadığı, eylemsizlik kavramının keşfedilmediği ve zamanı hassas şekilde ölçmenin mümkün olmadığı bir çağda yaşıyordu. Tüm bu eksiklere rağmen, da Leonardo’nun yerçekimi sabiti için yaptığı ölçüm, %97 oranında doğruydu.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir