Her yıl, dünya genelinde milyarlarca kuş, uzun mesafeli göç yolculuklarına çıkar. Bazı türler bu yolculuklarda inanılması güç mesafeler kat eder. Örneğin kutup sumrusu (Sterna paradisaea), yaşamı boyunca Ay’a gidip gelmeye denk bir uzaklığı uçarak göç eder.

Peki bu kuşlar, böylesine zorlu ve uzun yolculuklarda yollarını nasıl bulur? Bu sorunun yanıtı, hem kalıtsal olarak aktarılan yön bulma yetilerinde hem de çevrelerinden topladıkları ipuçlarını değerlendirme becerilerinde yatıyor.
Kuşlar Göç Esnasında Çeşitli Stratejiler Kullanır
Göçmen kuşlar yönlerini belirlemek için birden fazla duyusal sistemi birlikte kullanır. Bazı algı mekanizmaları biz insanlar için tanıdık olsa da, bazıları hâlâ bilim dünyası tarafından tam olarak açıklanamamış, son derece sofistike yeteneklerdir.
Kuşların göç sırasında yönlerini belirlemede başvurduğu temel duyular arasında görme ve koku alma öne çıkar. Daha önce göç etmiş olan kuşlar, nehirler, dağ sıraları veya kıyı çizgileri gibi tanıdık coğrafi şekilleri hafızalarında tutarak yollarını bulurlar. Ancak okyanus veya deniz gibi geniş ve işaretsiz alanlardan geçen türler için bu görsel ipuçları yetersiz kalır. Bu durumda, koku alma duyuları daha belirleyici bir rol üstlenir.
Bir çalışmada, Scopoli fırtına kuşlarının (Calonectris diomedea) yön bulma becerileri test edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, bu kuşların burun kanalları kapatıldığında karada yönlerini tayin etmeye devam ettikleri, fakat açık deniz üzerinde yönlerini şaşırdıkları anlaşılmıştır.
Gündüz göç eden türler, “güneş pusulası” olarak adlandırılan doğal bir yön bulma sistemine sahiptir. Bu sistem, kuşların gökyüzündeki güneşin konumunu görsel olarak algılaması ile biyolojik saatlerine dayalı olarak günün hangi saatinde olduklarını bilmelerini birleştirir.
Böylece iki bilgiyi bir araya getirerek yönlerini belirlerler. Yani, adeta yaşayan bir güneş saati gibi hareket ederler. Bu mekanizmanın işleyişi, bilimsel araştırmalarla da desteklenmiştir. Özellikle yapay ışığa maruz bırakılan kuşların biyolojik saatlerinde bozulmalar gözlenmiş ve bunun sonucunda yön tayininde ciddi zorluklar yaşadıkları belirlenmiştir
Ancak kuşların büyük bir bölümü göçlerini gece gerçekleştirir. Dolayısıyla gündüz kullanılan güneş pusulası bu durumda işe yaramaz. Gece uçan kuşlar yönlerini belirlemek için gökyüzündeki yıldızları ve bu yıldızların döngüsel hareketlerini referans alır. Bu sisteme de “yıldız pusulası” denir.
Kuşlar Dünyanın Manyetik Alanlarını da Algılar

Peki gökyüzü bulutlarla kaplandığında ne olur? Görsel ipuçlarının yetersiz kaldığı bu gibi durumlarda, kuşlar daha olağanüstü bir duyularına başvurur: “manyetoresepsiyon”. Bu özel algı sistemi, onların Dünya’nın çekirdeğinde dolaşan erimiş metallerin oluşturduğu manyetik alanı hissedebilmesini sağlar.
Yapılan araştırmalar, manyetik alanlardaki değişimlerin kuşların yön tayininde ne kadar kritik olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin bir çalışmada, güvercinlerin etrafındaki manyetik alan yapay olarak değiştirildiğinde, evlerine geri dönme becerilerinde ciddi aksamalar ortaya çıkmıştır.
Kuşların Dünya’nın manyetik alanını algılayabildiği artık bilimsel olarak kabul görmektedir. Ancak bu olağanüstü yetinin biyolojik temeli hâlâ belirsizdir. Bu alanda birkaç teori öne sürülmüştür, ancak en çok destek gören hipotez, “kriptokrom” adı verilen özel bir molekül etrafında şekillenmektedir.
Bu molekül kuşların retinasında bulunur ve ışığa duyarlıdır. Bilim insanları, kriptokromun ışıkla etkileşime girerek manyetik alan bilgilerini işleyebilen bir sistemin parçası olabileceğini düşünmektedir. Araştırmacılar, laboratuvar ortamında kriptokrom molekülünün manyetik alanlara tepki verdiğini doğrulamışlardır.

Bazı araştırmalar, kuşların manyetoresepsiyonu gagalarında da kullandığını gösteriyor. Bilim insanları, kuşların üst gagasında manyetit adlı demir bazlı mineralle etkileşen reseptörler keşfetti. Bu reseptörler, sinir yolları aracılığıyla doğrudan beyne bağlanıyor. Bu bulgular, kuşların manyetik alanın şiddetini ölçmek için alternatif bir duyusal sistem kullandığını düşündürüyor.
Manyetoresepsiyonun yanı sıra, kuşlar yönlerini belirlemek için polarize ışığı da kullanır. Polarize ışık, dalgalarının belirli bir düzlemde hizalanarak salındığı özel bir ışık türüdür. Güneş ışığı atmosferde saçıldığında bu tür ışık desenleri oluşturur ve bu desenler belirli kurallara göre gökyüzüne yayılır. Kuşlar, retinasında yer alan özel hücreler sayesinde bu kutuplanma desenlerini algılar. Bu sayede, güneş doğrudan görünmese bile, bulutlu havalarda dahi güneşin gökyüzündeki konumunu tahmin ederler.
Sonuç olarak

Büyük olasılıkla kuşlar, göç sırasında tüm bu yön bulma ipuçlarını bir arada kullanır. Bu stratejiler, yalnızca çevresel uyaranlara değil, aynı zamanda kuşların genetik yapısına da dayanır. Göç etme eğilimi kalıtsal olarak aktarılır. Kuşların hangi yöne uçacağı ve ne kadar mesafe kat edeceği büyük ölçüde genetik faktörlerle belirlenir. Bilim insanları hâlâ bu süreçte hangi genlerin görev aldığını ve nasıl çalıştığını araştırmaya devam etmektedir.
Bugün, birçok yaban hayatı koruma projesi kapsamında kuş türlerini eski yaşam alanlarına yeniden yerleştirme ya da uygun görülen farklı bölgelere taşıma çalışmaları yürütülüyor. Ancak bu girişimler her zaman istenen sonucu vermiyor.
Yapılan bir analiz, bu tür projelerin yaklaşık %45’inde kuşların yeni yerleşim alanlarını terk ettiğini ortaya koymuştur. Bu durum, yön bulma mekanizmalarının doğal ortamla olan ilişkisini anlamanın ne kadar hayati olduğunu göstermektedir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Somveille, Marius & Manica, Andrea & Rodrigues, Ana. (2018). Where the wild birds go: explaining the differences in migratory destinations across terrestrial bird species. Ecography. 42. 10.1111/ecog.03531.
- Nakane Y, Shimmura T, Abe H, Yoshimura T. Intrinsic photosensitivity of a deep brain photoreceptor. Curr Biol. 2014 Jul 7;24(13):R596-7. doi: 10.1016/j.cub.2014.05.038. PMID: 25004360.
- How do migrating birds know where they’re going? Kaynak site: Live Science. Yayınlanma tarihi: 15 Temmuz 2025. Bağlantı: How do migrating birds know where they’re going?
Matematiksel