Tarih

Kağıt Paraların Arka Yüzündeki Kişiler Öğrenelim

Her gün milyonlarca insanın elinde günümüze yön veren kişilerden birkaçının görselleri geziyor. Ancak ne yazık ki onlar hakkında bir çok kimse çok az şey biliyor. Matematik ile ilgili olanlar belki Cahit Arf’ı tanır ama ya diğerleri. Kısaca kağıt paramızın arka yüzünde yer alan ve günümüzü şekillendiren kişileri sizlere tanıtmaya çalışalım.

Kağıt Paraların Arka Yüzündeki Kişiler Kimlerdir?

Ord. Prof. Dr. Aydın Sayılı

Kağıt Paraların Arka Yüzündeki Kişiler

Türkiye’de bilim tarihçiliğinin yerleşmesini sağlamış bilim insanımızdır. 1942 yılında Harvard Üniversitesi’nde bilim tarihi alanında doktorasını tamamlamış olan Sayılı, dünyada bilim tarihi alanında bilinen ilk doktora derecesinin sahibidir. 

Ortaçağ bilim tarihine ışık tutan eserleri ile alanında oldukça önemli bir yer edinen Aydın Sayılı, ayrıca 1973 yılında Polonya hükümeti tarafından Kopernik Madalyasına, 1977 yılında TÜBİTAK Hizmet Ödülüne ve 1990 yılında UNESCO Ödülüne layık görülmüştür.

Aydın Sayılı’ya göre bilim din, dil, ırk ve cinsiyet gözetmeksizin insanlığın tek ortak mirasıdır. Bilimsel bilgi bütün insanlar için aynı derecede doğrudur. Bilim yerinde saymaz ve daima ilerlemektedir.  Ona göre bilimin ilerlemesi teorilerin ilerlemesi anlamına gelmekteydi.

Bilimi aynı bir zincir gibi görüyordu. Bilimin nasıl yapıldığının cevabının bilim tarihinde saklı olduğunu savunurdu. Dünyada bilim tarihi alanında ilk doktorayı yapan, Türkiye’de bilim tarihi çalışmalarını başlatan ve yerli-yabancı pek çok bilim akademisinin şeref üyesi olan Aydın Sayılı, 1993’te emekli oldu. Emekli olduktan kısa bir süre sonra da vefat etti. Anısı 1 Ocak 2009’da yürürlüğe giren 5 ₺ banknotunun arka yüzündeki portresiyle yaşatılmaktadır.

Prof. Dr. Cahit Arf

Kağıt Paraların Arka Yüzündeki Kişiler

“Ben matematiğe hayatımı adadım, karşılığında bana hayatımı geri verdi.” sözleri ile hatırladığımız Cahit Arf, 1910 yılında Selanik’te doğdu. 1918-1920 yılları arasında İstanbul Erkek Lisesi’nde okudu. Yüksek öğrenimini Fransa’da Ecole Normale Superieure’de 1932’de tamamladı.

Bir süre Galatasaray Lisesi’nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doçent adayı olarak çalıştı. 1937 yılında doktorasını yapmak üzere Göttingen Üniversitesi Matematik Bölümü’ne giden Cahit Arf’ın bu üniversitede yaptığı çalışması sonucunda dünya çapında tanındı. Bu çalışmadan elde edilen sonuçların bir kısmı literatüre “Hasse-Arf” teoremi olarak geçti.

Olağanüstü doktora tezi sonrası ülkesine dönen Cahit Arf üniversitede 1943 yılında henüz 33 yaşında iken profesör ve 45 yaşında ordinaryüs profesör unvanlarını aldı. 1962’ye kadar İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde çalıştı.

Bu arada Maryland Üniversitesi’nde ziyaretçi profesör olarak çalıştı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu. 1980 yılında emekli oldu. Sonrasında 1983-1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı. Cahit Arf, 1997 yılında aramızdan ayrıldı.

Mimar Kemaleddin

Kağıt Paraların Arka Yüzündeki Kişiler

20 liralık kağıt paramızınız arkasında karşımıza çıkan kişi, asıl adı Ahmet Kemaleddin olan Mimar Kemaleddin‘dir. Kendisi 1873 yılında İstanbul’un Acıbadem semtinde, orta halli bir ailenin tek çocuğu olarak doğmuştur. Temel eğitiminin ardından mühendisliğe merak duymaya başlamış ve 1887 yılında Hendese-i Mülkiye Mektebi’ne yani İstanbul Teknik Üniversitesi’ne kayıt olmuştur. 1895 yılında mimarlık eğitimini ilerletmek için devlet bursuyla Berlin’e gidip, iki sene mimarlık eğitimi aldıktan sonra yurda dönmüştür. Kendisinin ülkemizdeki pek çok eserde katkısı bulunmaktadır.

57 yıllık yaşamına sığdırdığı yüzlere varan önemli mimari yapıtın yanısıra, çok sayıda Osmanlı anıt yapısını ilk kez bilimsel bir yaklaşımla restore ederek ülkemizdeki restorasyon çalışmalarına öncülük etmiştir. 1919 yılında İngiliz yönetimine geçen Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın onarımı için çağrıldı. Devamında onarımda gösterdiği başarıdan dolayı, İngiliz Kraliyet Mimarlar Akademisi’ne (RIBA) şeref üyesi olarak seçildi. 1927 tarihinde Ankara Palas şantiyesinde kaldığı odada geçirdiği beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti. 

Fatma Aliye Hanım

Kağıt Paraların Arka Yüzündeki Kişiler

İlk kadın romancımız, ilk kadın felsefecimiz, edebiyatımızda ilk kez çeviri yapan, kadın haklarından ve kadın-erkek eşitliğinden ilk kez bahseden, hakkında ilk defa monografi yazılan yazardır. 1862’de İstanbul’da doğdu. Fransızca ve Arapça dersleri aldı; matematik, hukuk, Arap tarihi ve felsefesi okudu. 1879’da Faik Paşa ile evlendi.

Edebi yaşantısına 1889’da George Ohnet’in Volonte adlı romanını Meram adıyla çevirerek başladı. Bu romanı “Bir Hanım” imzasıyla çevirmiştir. Daha sonra yapıtlarında “Mütercime-i Meram” takma adını kullandı. 1892 yılında ilk romanı olan Muhadarat’ı yazdı. Bu romanında bir kadının ilk aşkını unutamayacağı inancını çürütmeye çalışır. Romanlarında çoğunlukla duygusal aşk temalarını işler. 1914 yılında yazdığı Ahmed Cevdet Paşa ve Zamanı son yapıtıdır. Bu romanında Meşrutiyet sonrası siyasal yaşamı ortaya koymayı amaçlamıştır. Fatma Aliye 13 Temmuz 1936 tarihinde İstanbul’da vefat etti.

Buhurizade Mustafa Efendi (Itri)

Kağıt Paraların Arka Yüzündeki Kişiler

Muhtemel doğum tarihi 1640 olarak kaydedilen Buhurizade Mustafa Efendi, klasik Türk müziğinin kurucusudur. Dördüncü Mehmet döneminde büyük üstat olarak ünlenmiş, devlet erkanı huzurunda fasıllar icra etmiştir. 1600’lü yıllarda İstanbul’da yaşamış olan Itri, musiki sevgisiyle Yenikapı Mevlevihanesi’ne kapılanıp mevlevi olmuştur. Burada segah makamında bir ayin besteleyerek mensup olduğu mevleviliğe ölümsüz bir katkıda bulunmuştur.

Birçok padişah ve devlet adamından himaye gören Itri, devlet adamlarına yakınlığı sebebiyle bir dönem esirciler kethüdalığı yapmış, sarayda da musiki dersleri vermiştir. 1000’e yakın bestesi olduğu bilinmektedir. Itri’nin uğraşı konuları yalnız müzikle sınırlı kalmamış, şiir ve hattatlıkla da ilgilenmiştir. Talik denen bir yazı türü üzerinde çalışmış, güzel eserler vermiş, bu yönüyle de tanınmıştır.

Yunus Emre

Yunus Emre, 1238 senesinde Eskişehir’de dünyaya geldi. Doğduğu dönem Anadolu’da düzenin bozulduğu, Moğol akınlarının Türk yerleşkelerini tehdit ettiği, kıtlık-kuraklık gibi pek çok doğal afetin yaşandığı bir zamandı. Bu olaylar Yunus Emre’nin hayata bakış açısına yansıdı. Yunus’un okur-yazarlığına dair kesin bir bilgi bulunamamıştır. Kendisi Taptuk Emre’nin dervişidir ve hayatının bir kısmını Hacı Bektaşi Veli’nin yanında geçirmiştir. Yunus Emre’nin iki büyük eseri vardır; Divan ve Risalet-ün Nushiyye. Divan’da şiirlerini toplamıştır. Risalet-ün Nushiyye ise Nasihatler Kitabı anlamına gelen bir eserdir ve mesnevi biçiminde yazılmıştır.

Yunus Emre, 1321’de hayata gözlerini yumdu. Mezarının yeri kesin olarak bilinmemektedir. Sanat yaşamında halka, açık bir dille hitap etmiştir. Türkçe’yi çok güzel kullanmıştır. Bu da Yunus Emre’nin her zaman okunup anlaşılmasında büyük rol oynamıştır. 1991 yılı UNESCO tarafından Yunus Emre’nin doğumunun 750. yılı olarak anılmıştır. Ayrıca göz atmak isterseniz: Türkiye’de Bilimin Gelişimine Yön Vermiş 9 Bilim Kadını


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu