Mühendislik

Gizli Haberleşme Sanatı Yani Steganografi Nedir?

Gönümüzde internet kullanan herkes her türlü dijital saldırı için bir hedef konumundadır. Üstelik daha da ürkütücü olan şey, bazı kötü amaçlı kodların diğer iyi huylu yazılımların içinde saklanabilmesidir. Bunu engellemek için belli şifreleme yazılımları kullanarak güvenliğimizi sağlamaya çalışırız.

Ancak faaliyetlerinizi gizlemek isteyen bir şüphelinin, bir e-posta iletisine şifreli bir dosya eklemesi, e-posta trafiğini takip eden kişilerde şüphe uyandıracaktır. Bu durumda ilgili dosyalar masum bir fotoğraf görüntüsünün karmaşık dijital kodu içine gizlenirse işler değişir. Örneğin aşağıda gördüğünüz sevimli kedi fotoğrafının bile gizli bir mesaj içeriyor olması olasıdır. Bu da bizi steganografi tanımına götürür.

Masum görünüyor, ama belki de piksellerin arkasında bir şey gizleniyordur.

Steganografi Nedir?

Steganografi terimi Eski Yunancada “gizli” anlamına gelen “steganos” ve “yazı” anlamına gelen “graphia” kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Diğer bir deyişle, steganografi gizli haberleşme sanatına verilen addır. Steganografi terimi ilk olarak Johannes Trithemius’un Steganographia adlı kitabında kullanılmıştır.

Günümüzde resim, video ve ses/müzik gibi çoklu ortam ürünlerinin kullanımının yaygınlaşmasıyla gizli mesajlar artık bu tip verilerin içerisine saklanmaktadır. Jpeg dosyaları gibi elektronik görüntüler, çok yaygın oldukları için mükemmel bir kılıf sağlarlar. Sonucunda tek bir bilgisayar binlerce jpeg görüntüsü içerir. Bu görüntülerin kolayca web sitelerinde yayınlanması ya da herhangi bir yere e-posta ile gönderilmesi mümkündür.

Bilginin gizlenmesi ve yalnızca istenilen kişiler tarafından okunmasına izin verilmesi olarak da düşünebileceğiniz steganografinin, kriptografiye göre bazı avantajları vardır. Bunların en başında dikkat çekmemesi yer alır. Sonucunda şifreli mesajlar, ilgi uyandırır ve insanlar bu mesajları çözmeye çabalarlar. Ancak steganografi de gizli bir şeyin varlığı belli olmadığı için bu durum ortadan kalkar.

Tarihte Çeşitli Steganografi Teknikleri Pek Çok Defa Kullanılmıştır

Tarihte steganografinin kullanıldığı ilk örneklerden biri milattan önceki çağlara aittir. Steganografinin ilk yazılı örneği, Yunanlı tarihçi Herodot tarafından aktarılmaktadır. Olayın MÖ V. yüzyıl civarında Pers yönetimine karşı bazı Yunan şehirlerinin ayaklanması olan İyon İsyanı sırasında gerçekleştiğini yazar.

Buna göre Yunan komutan Histiaeus, göz hapsine alındığı sırada, Anadolu’da bulunan Milet şehrindeki damadı Aristagoras’ı durumdan haberdar etmek için ona gizli bir mesaj göndermek ister.

Steganografi

Bunu gerçekleştirmek için bir kölenin saçını kazıtır ve mesajı kölenin başına dövme olarak yazdırır. Köle saçları uzadıktan sonra Anadolu’ya gider ve Aristagoras’a ulaşır. Sonrasında kölenin saçları tekrar kazınınca mesaj iletilmiş olur.

Herodot’un hikayelerine günümüzde genelde şüphe ile yaklaşılmaktadır. Ancak bu hikaye elimizdeki en eski steganografi kayıtıdır. ( Heredot hakkında detaylar için: Herodot Kimdir? Kendisi Neden Tarihin Babası Olarak Bilinir?)

Steganografi Teknikleri Nelerdir?

İlerleyen süreçte bir çok farklı teknik kullanıldığını biliyoruz. Tarih boyunca görünmez mürekkep en yaygın steganografik uygulamalardan biri olmuştur. Mesajın görünür iz bırakmadan yazılabilmesi, ancak belirli bir işlem uygulandıktan sonra daha sonra ortaya çıkması ilkesiyle çalışır.

Tahta tabletlere mesaj kazıyıp tabletin üzerini mumla kaplamak, yazılı bir metnin içindeki bazı harfleri, üzerlerine çok küçük bir delik delerek işaretlemek, böylece o harflerden gizli bir mesaj oluşturmak ve bu mesajı okumak için mektubu ışığa tutmak gibi yöntemler de kullanılmıştır.

Tarihten bir başka örnek de, II. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın mikronokta teknolojisi kullanılarak geliştirdiği gizli haberleşme yöntemidir.

Bu yöntemde, gizli mesajların çeşitli teknolojiler yardımıyla nokta kadar küçültülüp mektuptaki sözcüklerde bulunan noktalı harflerin ve noktalama işaretlerinin üzerine yapıştırılarak saklandığı bilinmektedir.

Günümüzde videodaki bir görüntüyü gizlemek için görüntünün yalnızca video belirli bir kare hızında oynatılırsa görüntülenebilmesi, bilgileri meta verilerde veya bir dosya başlığında gizleme, Bir ses dosyasındaki bir mesajı geriye doğru maskeleme gibi teknikler de kullanılmaktadır. Bir diğer teknikler ise aşağıda örneğini gördüğünüz gibidir.

FBI tarafından paylaşılan aşağıdaki mektup bir mahkum tarafından kaleme alınmıştır. Görünürde de herhangi bir sorun taşımamaktadır. Ancak gördüğünüz gibi bu metnin içine aslında gizli bir başka metin gömülü durumdadır.

Steganografi

Gizli Haberleşmeleri Çözmek Matematikçilerin İşidir

Elbette işin içine güvenliğin girdiği bazı durumlarda bu gizli haberleşmenin ortaya çıkarılması gerekir. İşin bu kısmında çeşitli steganaliz yöntemleri kullanılır. Steganaliz, steganografik yöntemler kullanılarak saklanmış gizli bilgilerin çeşitli matematiksel yollarla ortaya çıkarılması işine verilen addır.

Günümüzde birçok ücretsiz ve paylaşıma açık steganografi yazılımı internet üzerinden rahatlıkla bulunmaktadır. Ancak bu yazılımların yasadışı gruplar ve kötü niyetli kişiler tarafından kullanılması olasılığı ciddi güvenlik problemlerini de beraberinde getiriyor.

Dijital steganografiyi ortaya çıkarmak da inanılmaz derecede zordur. Halihazırda şüpheli değilseniz veya steganografi kötü bir şekilde yapılmadıysa, birinin dosyalarını herhangi bir ciddi şekilde incelemeniz olası değildir.

İncelenecek çok sayıda potansiyel görüntü ve kullanılan gömme algoritmalarının çeşitliliği ve karmaşıklığı göz önüne alındığında, gizli dosyalar içeren görüntüleri incelemek ve tespit etmek için hızlı ve kolay bir teknik geliştirmek hayati önem taşımaktadır.

Steganografi Ne Amaçla Kullanılmaktadır?

Şu ana kadar genellikle olumsuz ele alsak da aslında steganografi pek çok alanda kullanılmaktadır. Örneğin telif hakkı problemini çözmek için “sayısal damgalama” adı verilen yeni bir yöntem kullanılmaktadır.

Sayısal damgalama yöntemlerinde, “aidiyet bilgisi” sayısal ortamda bulunan imge, video veya ses verisi içine, bu verilerin kalitesini bozmayacak ve insan beyni tarafından fark edilemeyecek şekilde saklanır. Sayısal damgalamanın kullanılabileceği diğer bir alan ise medikal görüntülerin elektronik ağlar üzerinde dağıtıldığı e-sağlık uygulamalarıdır.

Steganografi evlerimizde kullandığımız yazıcılarda da karşımıza çıkar. 1980’lerden bu yana, çeşitli yazıcı üreticileri, makinelerini her sayfada neredeyse algılanamayan bir dizi sarı nokta basacak şekilde programladılar. Her nokta bir milimetrenin yalnızca onda biri boyutundadır. Bunların düzeni, yazıcının seri numarasının yanı sıra tarih ve saatini de gösterecek şekilde kodlanmıştır.

Bu bilgiler sayfa boyunca tekrarlanır. Böylece sayfanın yalnızca bir kısmı bulunsa veya kod, yazıcı hatası, nem veya diğer sorunlardan dolayı zarar görse bile, bilgiler kurtarılma şansına sahip olacaktır.

Görülebileceğiniz gibi hayata hangi açıdan baktığınıza göre, steganografi olumlu ya da olumsuz bir çok yerde bir biçimde hayatımıza dahil olmuş durumdadır.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Batuhan Erdik

Grafik tasarımcısı ve bilgisayar meraklısı...

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir