Antikythera mekanizması, antik mühendisliğin zirvesini temsil eden eşsiz bir keşif olarak tarihin en dikkat çekici eserlerinden biri olmaya devam ediyor.

1900 yılında dalgıç Elias Stadiatis, Antikythera adası yakınlarında sünger avı sırasında bir gemi batığı keşfetti. Fırtınadan sonra dalış yapan Stadiatis, deniz tabanında “çıplak ölü insanlar” olarak tanımladığı mermer heykeller ve diğer antik eserlerle karşılaştı. Bu keşif, tarihin ilk büyük sualtı arkeolojik kazısına öncülük etti.
Kazı alanından çıkarılan bir nesne, başlangıçta daha dikkat çekici buluntular arasında fark edilmeden kaldı. Ayakkabı kutusu büyüklüğündeki bu bronz yığın, aylar sonra Atina’daki Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde parçalandığında, madeni para büyüklüğünde hassas dişliler ortaya çıktı.
O dönemdeki tarihsel bilgiye göre, bu tür dişlilerin antik Yunan’da ya da dünyanın herhangi bir yerinde geminin batışından yüzyıllar sonrasına kadar var olmaması gerektiği düşünülüyordu. Bu bulgu büyük bir tartışmaya yol açtı.

Antikythera Mekanizması Neden Yapıldı?
Eski astronomlar, gökyüzünü gözlemlerken yıldızların sabit olduğunu düşünüyorlardı. Ancak dikkatli gözlemleri, gezegenlerin diğer yıldızların arka planında düzensiz hareket ettiğini ortaya koydu.
Bu gezegenler, antik Yunanlılar tarafından “gezginler” olarak adlandırılmıştı. Bazen Güneş’le aynı yönde (prograd), bazen ters yönde (retrograd) hareket ediyorlardı. Bu sinodik döngüler, o dönemin astronomi dünyasında çözülemeyen en büyük bilmecelerden biriydi.
Gezegenlerin ekliptik düzlemdeki konumlarını tahmin etmek, erken dönem astronomlar için oldukça zorlu bir görevdi. Bu zorluğun üstesinden gelmek, Antikythera mekanizmasının ana işlevlerinden biriydi. Mekanizma ayrıca, Güneş ve Ay’ın yıldızlara göre değişken hareketlerini izlemek üzere tasarlanmıştı.

Araştırmacılar, bu mekanizmanın bir zamanlar hem ön hem de arka tarafında takvim kadranları ve yazılar bulunan dikey dikdörtgen bir kasanın içinde yer aldığını tahmin ediyor. Mekanizmanın bir tarafındaki manuel krank, kadranları hareket ettiren dişlileri döndürüyordu.
Dişli çarklardan en büyüğü, Güneş’in hareketini temsil ediyordu. Bu çarkın bir tam dönüşü, bir güneş yılına karşılık geliyordu. Bu çarka bağlı diğer dişli çark ise Ay’ın hareketlerini gösteriyordu. Mekanizma, aynı zamanda ay ve güneş tutulmalarının ne zaman gerçekleşeceğini de öngörüyordu.

Bu Mekanizmayı Kim Yaptı?
Antikythera mekanizmasının tasarımı, eski Orta Doğu bilim insanlarının bilgeliğine dayanan etkileyici bir mühendislik harikasıdır. Özellikle astronomi alanındaki bilgiler, MÖ 1. binyılda Babil ve Uruk’ta büyük bir dönüşüm geçirmiştir.
Babilliler, gök cisimlerinin günlük hareketlerini kil tabletler üzerine kaydederek Güneş, Ay ve gezegenlerin tekrar eden döngülerde hareket ettiğini keşfetmişlerdir. Antikythera mekanizmasının tasarımında bu Babil dönem döngülerine yer verilmiştir.
Mekanizmanın erken dönem araştırmalarında öne çıkan isimlerden biri, Alman filolog Albert Rehm’dir. 1905-1906 yılları arasında yaptığı çalışmalarda Rehm, cihazı bir hesaplama makinesi olarak tanımlayan ilk kişi olmuştur.
Araştırmaları sırasında, mekanizmanın bir parçasında 19 sayısını keşfetmiş ve bunun Ay’ın 19 yıllık Metonik döngüsüne referans olduğunu belirlemiştir. Bu döngü, Ay ve Güneş tutulmalarını tahmin etmek için kullanılan önemli bir astronomik ilişkidir.
Antikythera mekanizması araştırmalarında öne çıkan bir diğer isim, fizikçi Derek J. de Solla Price’dır. Price, 1974 yılında, 20 yıllık detaylı araştırmalarının sonucunda çığır açıcı bir makale kaleme almıştır. Bu çalışmasında, Romalı avukat ve hatip Cicero’nun metinlerinde yer alan bir makineye atıfta bulunur. Cicero, ünlü matematikçi ve mucit Archimedes tarafından tasarlanan, Güneş, Ay ve beş gezegenin hareketlerini bir cihaz üzerinde gösterebilen bir makineden bahseder.
Bu tanım, Antikythera mekanizması ile dikkate değer benzerlikler taşımaktadır. Price, bu bağlamda mekanizmanın, Archimedes’in mühendislik ve tasarım anlayışını yansıtan bir geleneğin ürünü olabileceğini öne sürerek mekanizmanın kökenine dair önemli bir hipotez sunmuştur.
Antikythera Mekanizması İle İlgili Son Çalışmalar Hangi Bulguları Ortaya Koydu?

Yunan radyolog Charalambos Karakalos, Antikythera mekanizmasının ilk röntgen taramalarını gerçekleştirerek cihazın iç yapısını ortaya çıkardı. Bu taramalar, mekanizmanın en büyük parçasında 27, diğer üç parçasında ise birer adet olmak üzere toplamda 30 dişli çark olduğunu tespit etti. Karakalos, bu çarkların diş sayılarını tahmin etmeyi başaran ilk kişi oldu. Sonuçlar, mekanizmanın hayal edilenden çok daha karmaşık olduğunu gözler önüne serdi
Araştırmalar, mekanizmanın Güneş, Ay ve gezegenlerin geçmişte veya gelecekte herhangi bir tarihteki konumlarını tahmin etmek için tasarlandığını ortaya koyuyor. Bu tür bir işlevselliği sağlamak için, cihazın yapımcısının gök cisimlerinin konumlarına göre bir kalibrasyon yapmış olması gerektiği düşünülüyor. Kullanıcı, cihaz üzerindeki kolu çevirerek istenen bir zaman dilimine ayarladığında, mekanizma astronomik tahminleri detaylı bir şekilde gösteriyordu.
Antikythera araştırmalarındaki üçüncü önemli isim, Londra Bilim Müzesi’nde mekanik mühendislik küratörü olarak görev yapan Michael Wright idi. Wright, Avustralyalı bilgisayar bilimcisi Alan G. Bromley ile iş birliği yaparak, 1990 yılında mekanizmanın ikinci röntgen taramasını gerçekleştirdi.

Yeni röntgen görüntüleri, mekanizmanın arka tarafında yer alan, 223 bölüme ayrılmış dört dönüşlü spiral bir kadranı ve bu kadranın etrafında dönen, 223 dişli büyük bir çarkı ortaya çıkardı. Saros kadranı olarak bilinen bu sistem, hangi aylarda tutulmaların gerçekleşeceğini ve yazıtlarda tanımlandığı üzere her bir tutulmanın özelliklerini öngörüyordu.
Bu bulgu, cihazın etkileyici yeni bir özelliğini gün yüzüne çıkardı. Ancak büyük bir sorunu da beraberinde getirdi. Büyük çarkın çevresindeki dört küçük çarkın işlevi anlaşılamıyordu. Bu dişlilerin işlevini anlamak aylar sürdü. Sonuçlar ise oldukça şaşırtıcıydı. Bu çarklar, Ay’ın hareketlerini hesaplamaya yarıyordu.
Sonuç olarak
Antikythera Mekanizması, eski Yunan teknolojisinin ileri seviyesini gösteren olağanüstü bir buluş olarak bilinmektedir.. Bugün bile, bu mekanizmanın tasarım ve işleyişi hakkında çözülmemiş pek çok sır bulunmaktadır. Ancak bu buluş, antik dünyanın bilimsel ve teknolojik yetkinliğini anlamamızda devrim yaratmıştır.
Kaynaklar ve ileri okumalar için:
- An Ancient Greek Astronomical Calculation Machine Reveals New Secrets. Yayınlanma tarihi: 1 Ocak 2022. Kaynak site: Sceintific American. Bağlantı: An Ancient Greek Astronomical Calculation Machine Reveals New Secrets
- Scientists unlock the ‘Cosmos’ on the Antikythera Mechanism, the world’s first computer. Yayınlanma tarihi: 13 Mart 2021; Bağlantı: https://www.livescience.com/
- Freeth, Tony & Higgon, David & Dacanalis, Aris & Macdonald, Lindsay & Georgakopoulou, Myrto & Wojcik, Adam. (2021). A Model of the Cosmos in the ancient Greek Antikythera Mechanism. Scientific Reports. 11. 5821. 10.1038/s41598-021-84310-w.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel