Eğer dünyanın en büyük canlısının ne olduğunu merak ediyorsanız, sizi şaşırtacak bir cevapla karşılaşacaksınız: Ne bir fil, ne dev bir ağaç, ne de mavi balina! Dünyanın en büyük yaşayan organizması bir mantar. Bilimsel adıyla Armillaria solidipes (eski adıyla Armillaria ostoyae), yani halk arasında bilinen adıyla bal mantarı.

Mantarlara genellikle sebze muamelesi yapılır, ama bu oldukça yanıltıcıdır. Çünkü mantarlar —maya ve küfler de dahil olmak üzere— aslında bitkilerden çok hayvanlara daha yakındır ve kendi başlarına tamamen ayrı bir canlılar âlemi oluştururlar.
Bitkiler gibi hareket etmezler; ayrıca fotosentez yapmazlar, yani güneş ışığını enerjiye dönüştürme yetenekleri yoktur. Onun yerine, enerji ve besin ihtiyaçlarını başka organizmalardan sağlarlar.
Ancak bunu hayvanlar gibi aktif biçimde avlanarak değil, başka organizmaların üzerinde ya da onların ölü dokuları üzerinde büyüyerek yaparlar. Örneğin toprakta, ağaç kabuklarında, ölmüş hayvanların kalıntılarında ya da ekmeğinizin üzerinde gelişebilirler.

Dahası, bir mantar organizması genellikle gördüğünüz küçük şapkalı yapıdan çok daha fazlasıdır. Yeraltına yayılmış dev bir miselyum ağı, mantarın gerçek bedenidir. Bu yapılar, tek bir bitkiden ya da hayvandan çok daha geniş alanlara yayılır. Öyle ki, bir mantar organizması kilometrelerce büyüyerek dünyanın en büyük canlısı hâline bile gelir.
Dünyada Yaşam Mantarlar Sayesinde Yeşermiştir
Bitkilerle mantarlar arasındaki etkileşimlerin büyük bölümü, her iki taraf için de yararlıdır. Hatta yeryüzünde bugüne dek gerçekleşen en önemli biyolojik olaylardan birçoğu, mantarların katkısıyla mümkün olmuştur.

Örneğin, bitkilerin yaklaşık 500 milyon yıl önce karasal yaşama geçebilmesi, gelişmiş kök sistemleri oluşana dek, mantarlarla kurdukları işbirliği sayesinde gerçekleşti. O dönemde mantarlar, adeta bitkilerin kökü gibi davranarak topraktan su ve besin alımını sağladı.
Bugün yaşayan bitkilerin yüzde 90’ından fazlası, hâlâ mantarlara bağımlı bir yaşam sürüyor. Özellikle mikorizal mantarlar, ormanlarda ağaçların köklerini birbirine bağlayan dev ağlar oluşturur. Bu nedenle bu yapıya esprili bir şekilde “wood wide web“, yani orman çapında ağ denir.

Bu simbiyotik ilişki, bitkilerin büyümesini, gelişimini, topraktaki minerallerden yararlanmasını ve çevresel strese karşı direncini artırır. Örneğin Trichoderma türü mantarlar, tarım ürünlerinin gelişimini destekler ve biyolojik gübre görevi görür. Ancak her mantar bu kadar dost canlısı değildir. Bal mantarı gibi türler, simbiyotik değil parazitik yaşar.
Bal Mantarı Nedir? Nasıl Dünyadaki En Büyük Organizma Haline Gelmiştir?
Bal mantarı hakkında kime sorarsanız farklı yanıtlar alırsınız. Şefler için bu mantar lezzetli bir malzemedir. Sote ya da kremalı mantar çorbası, en seçici damakları bile memnun eder.

Ancak ormancılar için tam bir felakettir. Çünkü bu mantar, tüm ormanları yok edebilecek kadar yıkıcı bir parazittir. Biyologlar açısından ise dikkat çekici bir araştırma konusudur. Çünkü bu canlıların ne kadar büyük olabileceği ancak yakın zamanda anlaşıldı. Şu ana kadar kaydedilmiş en büyük örnek, ABD’nin Oregon eyaletindeki Blue Mountains bölgesinde bulunuyor ve 3,8 kilometrelik alanı kaplıyor. Bu mantar kolonisi ayrıca 2.400 yıldan daha yaşlı, bu da onu dünyadaki en yaşlı canlılardan biri yapıyor.
Bal mantarı çoğu zaman eşeyli ürer. Hayatına, olgun bir mantarın çevreye bıraktığı sporlarla başlar. Aynı genetik yapıya sahip A. solidipes miselyumları bir araya geldiğinde, birleşerek tek bir organizma hâline gelir. Bu sıra dışı yaşam biçimi, onların yüzyıllar boyunca varlığını sürdürmesini ve yayılmasını mümkün kılmıştır.
Carleton Üniversitesi’nden biyokimyacı Myron Smith’e göre, bu mantarlar bizim insan merkezli bakış açımıza göre oldukça garip organizmalardır. Smith, bir Armillaria bireyinin hiflerden oluşan dev bir ağ olduğunu, bu ağın genel adına da “miselyum” dendiğini söylüyor. Bu yapı belirli bir şekle veya sınıra sahip değildir.
Miselyum bir konakçıyı kolonize ettikten sonra meyve vermeye başlar ve konakçı ağacın dibinde veya yakınlardaki yerde bulunan mantar kümelerini üretir. Bu sayede de yüzyıllar boyunca dayanıp gelişmelerine devam edebilirler. Sizin görebileceğiniz tek şey ise sonbaharda filizlenen çiçekleridir.
Dünyanın En Büyük Organizmasını Nasıl Keşfettik?

Mantar yayılırken ağaçların kabuklarının altına gizlenerek iç kısımlara doğru ilerler. Ardından, ağacı yavaş yavaş içeriden tüketir ve çoğu zaman ölümüne neden olur. Bir bal mantarı bir kütüğü ele geçirdikten sonra onu yaklaşık 50 yıl boyunca terk etmez. Onlarca yıl boyunca ölü dokudan beslenmeye devam eder. Bu durum, orman yöneticilerinin Armillaria kök hastalığı olarak tanımladığı sorunun kaynağını oluşturur.
1998 yılında, ABD Orman Hizmetleri’nden bir ekip, Oregon’un doğusundaki Malheur Ulusal Ormanı’nda çok sayıda ağacın neden devrildiğini araştırmaya başladı. Kısa sürede bölgeden çeşitli örnekler topladılar.
Laboratuvarda yapılan incelemelerde çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı: Devrilen 61 ağacın tamamı aynı mantar kolonisi tarafından enfekte edilmişti. Bu bulgu, araştırmacıların sıradan bir salgından değil, tek ve olağanüstü büyük bir organizmadan kaynaklanan bir durumla karşı karşıya olduklarını gösterdi. Sorunun ne kadar büyük olduğunu aşağıdaki görsel de açıkça ortaya koyuyor.

Sonuç olarak
Bal mantarı, biyolojik açıdan bakıldığında gerçekten dikkat çekici bir türdür. Ancak nihayetinde bir parazittir ve ciddi boyutta zarara yol açmaktadır. Bu yüzden 2.400 yıldır varlığını sürdürüyor olsa bile, ormanın ondan kurtulması gerekir. Fakat söz konusu olan şey devasa bir orman olduğunda, bu hiç de kolay bir iş değildir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- The largest organism in the world. Yayınlanma tarihi: 8 Mayıs 2023; Kaynak site: ZME Science. Bağlantı: The largest organism in the world.
- Strange but True: The Largest Organism on Earth Is a Fungus. Yayınlanma tarihi: 4 Ekim 2007; Kaynak site: Scientific American. Bağlantı: Strange but True: The Largest Organism on Earth Is a Fungus./
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel