
Doug Bower ve arkadaşı Dave Chorley 1976’da Wiltshire, İngiltere’de bir buğday tarlasında temsili bir “uçan daire iniş pistini” yarattıkları zaman, çalışmalarının kültürel bir fenomen haline geleceğini öngörememişlerdi. Sonucunda ekin çemberleri o zamandan beri tartışma yaratıyor. Ekin çemberleri uzaylı ziyaretçilerin işi mi? Elektrik yüklü hava akımlarının yarattığı doğal bir fenomen mi? Yoksa bilgili ve yetenekli kişiler tarafından işlenen ayrıntılı aldatmacalar mı? İnananlar ve karşı çıkanların her birinin kendi teorileri var.
Ekin çemberleri ile ilk kez 1970’lerin ortalarında güney İngiltere’nin tarlalarında karşılaştık. Buğday, arpa, çavdar, mısır ve kolza gibi ekinlerin bulunduğu bu tarlalardaki ekinler bükülmüş ve basit geometrik formlar ortaya çıkmıştı. Wiltshire County; Stonehenge, Avebury, Silbury Hill ve West Kennet Long Barrow gibi Avrupa’daki en kutsal Neolitik yerlerden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır. Durum böyle olunca da tarlalarda karşımıza çıkan bu şekiller, mistik fikirlerin, bilimsel ve sözde bilimsel araştırmaların, komplo teorilerinin ve genel bir kargaşanın filizlenmesine neden oldu.

Ekin çemberi fenomeni ivme kazandıkça, Avustralya, Güney Afrika, Çin, Rusya ve diğer birçok ülkede, sıklıkla antik kutsal alanların yakınında oluşumlar rapor edilmeye başladı. Sadece 1990’da Avrupa’da 500’den fazla çember ortaya çıktı. Sonraki birkaç yıl içinde binlerce oldu. Dünyanın dört bir yanından ziyaretçiler onları görmeye geldi. Hatta bazı çiftçiler gizemli cazibe merkezlerine giriş ücreti bile aldılar. Yani tarlalarında bir ekin çemberine sahip olmaları ek kazanç sağlamak için bir avantaja dönüştü.
Ekin Çemberlerini Kim Neden Yapıyor?

1991’de, yazının başında isimlerini andığımız, Doug Bower ve Dave Chorley 70’lerde ve 80’lerde ortaya çıkan ekin çemberlerinin sorumluluğunu üstlendi. Ayrıca ikili, kalas, ip ve birkaç basit aletle bu şekilleri nasıl yaptıklarını tüm dünyaya gösterdiler. İkilinin hobisi zaman içinde uluslararası bir fenomen hâline dönüşmüştü. Hatta Circle makers olarak bilinen bir grup insanın bir araya gelmesine neden olmuştu.
Ancak her şeye rağmen bazı insanlar, ekin çemberleri için yapılan açıklamalara hala inanmıyorlar. Bazı ekin çemberlerinin Chorley, Bower ve diğer sanatçılar tarafından yapıldığı konusunda hemfikir olsalar da bazılarının insan yaratımı için fazla mükemmel olduğuna inanıyorlar. Onların düşüncesine göre bu çemberler kesinlikle uzaylı dostlarımızın işi.

Ekin çemberleri üzerinde daha fazla açıklamaya gerek olduğunu düşünmüyoruz. Ancak bunların yapıldıkları ölçekleri düşünürsek başarılı matematiksel çalışmalar oldukları bir gerçek. Öte yandan dünyamıza gözlenen tek çemberler ekin çemberleri değil.
Ekin Çemberleri İle Peri Çemberleri Aynı Şey Değil
Afrika’nın güneybatısında, Namibya’daki Namib Çölü dikkatsiz gözler için ıssız bir gezegeni andırır. Ancak bu çölde rastlanan ve peri çemberleri adı verilen dairesel şekiller de uzun zamandır bilim insanlarının akıllarını zorluyor. Çapları 5 ila 10 metre arasında değişen bu çemberler, dönem dönem büyüme ve küçülme eğilimi gösteriyor. Ayrıca çöl ortamında var olan tek tük bitki türü de bu çemberlerin içinde yetişmiyor.

Çemberlerin varlığı, bu bölgede yaşayan Himba halkı tarafından asırlardır bilinmekte. Yerel halk bu çemberleri kimi zaman Tanrıların ayak izleri olarak tanımlıyor, kimi zamanda yerin altında yaşayan bir ejderhanın nefes alıp vermesi sonucu oluşan ateş kabarcıklarından geriye kalan şekiller. Elbette ikisi de değil…
Matematiksel biyoloji profesörü Robert Sinclair, çemberlerin matematiksel özelliklerini inceleyince bulgular biraz daha netleşti. Sonrasında araştırmacı, deri hücrelerinde olduğu gibi peri çemberlerinin de bir yaşam döngüsü olduğunu tespit etti. Sonunda araştırmacılar yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerinden oluşan 10 yıllık verileri analiz edip, peri çemberi ekosisteminin matematiksel bir modelini yarattılar. Sonuçta oluşturulan bu model, yağmur suyu ve çemberler arasında yadsınamaz bir ilişki olduğunu gösterdi.
Peri Çemberleri Nasıl Oluştular?

Araştırmalarda bir termit türünün, bu çemberlerin içindeki tek canlı olduğu görüldü. Oluşma nedeninin bu termit ile ilgili olduğu düşünülüyor. Ayrıca, bu çemberlerin içinde hiç bitki olmamasının nedeniyse buradaki yağmur suyunun buharlaşmayıp kumlu toprağın altına sızması ve orada birikmesi. Bir başka araştırma da bu çemberlerin bazı büyük bitkilerin küçük olanların suya erişimini engellemesi sonucunda ortaya çıktığını ileri sürüyor. Kuraklık zamanlarında bitkiler arasındaki bu çekişmenin artmasıyla birlikte peri çemberleri büyüyor. Yağmurlar artınca da rekabet bitiyor ve çemberler kaybolmaya başlıyor.

Sonuç olarak ekin çemberleri günümüzde bir sanatsal çalışma olarak kabul edilmektedir. Ancak peri çemberleri bitki dünyasının bir mühendislik harikası olarak nitelendirilebilir.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- In African ‘fairy circles,’ a template for nature’s many patterns; yayınlanma tarihi: 23 Ocak 2017; Bağlantı: https://phys.org
- A Mathematician Who Decodes the Patterns Stamped Out by Life; yayınlanma tarihi: 20 Aralık 2017; Bağlantı: https://www.quantamagazine.org
- Crop circles: Myth, theories and history; Yayınlanma tarihi: 27 Ocak 2022; Bağlantı: https://www.livescience.com/
- Crop Circles: The Art of the Hoax; Yayınlanma tarihi: 15 Ağustos 2019; Bağlantı: https://www.smithsonianmag.com/
Dip Not
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konularda ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.