Astronomi

Dünyamızın Çatısı Atmosfer Hakkında Bilmeniz Gereken 7 Şey

Dünyamız bildiğiniz gibi atmosfer ile çevrili. Atmosferimiz olmasaydı yaşam olmazdı. Gezegenimiz gündüzleri Güneş’in kavurucu ışınları ve radyasyonuyla ısınır ve geceleri buz gibi soğuk olurdu. Bir gezegenin atmosferinin olmaması durumunda gezegene ne olduğunu anlamak için aslında Mars gezegenine bakılması yeterlidir.

Atmosferde Dünya yüzeyinin yakınındaki hava %77 azot (N) ve %21 oksijenden (O) oluşur. Ayrıca düşük miktarda karbondioksit (CO2) ve diğer gazlar (helyum, hidrojen vd.) da vardır. Bunları zaten biliyoruz diyebilirsiniz. Peki yaşam kaynağımız olan atmosfer hakkında neler bilmiyor olabilirsiniz?

Atmosfer Hakkında İlginç Bilgiler

Dünyamız Üç Atmosfere Sahip Oldu

Evet gerçekten de dünyamız üç atmosfere sahip oldu. Bunların ilki gezegenin büyüme döneminde oluştu. Bu atmosfer güneş bulutsusundan gelen hidrojen ve helyum gibi atmofil elementlerden meydana geliyordu. Ancak son derece hafif ve kararsızdı. Bunun sonucunda da güneş rüzgârları ve Dünya’dan yayılan ısıyla çabucak yok oldu.

İkinci atmosfer 4 milyar yıl önce Geç Hadeyan döneminde gökcismi çarpmaları ve uçucu gazların volkanizma yoluyla dışarı atılması sonucunda oluştu. Bu atmosferde oksijen yok denecek kadar azdı. Bu atmosfer, Arkeyan döneminin sonlarına kadar geçen sürede bugün mevcut olan atmosfere dönüştü. Atmosferin oksijen kazanması, yüzeydeki sayıları giderek artan oksijen üretici algler ve bakteriler sayesinde oldu.

Oksijen İlk Büyük Yok Oluşa Neden Oldu

Yaygın olarak yeşil alg olarak bilinen siyanobakteriler, ilk büyük yok oluş olayından sorumluydu.

Yaygın olarak yeşil alg olarak bilinen siyanobakteriler, ilk büyük yok oluş olayından sorumluydu. Yaklaşık 2,4 milyar yıl öncesine kadar, atmosferde oksijen yoktu. Bununla birlikte, fotosentez yapan siyano bakteriler de dahil olmak üzere mikroskobik yaşam iyi kurulmuştu.

Yeşil alglerin oluşumundan sorumlu olan bu organizmalar, fotosentez yoluyla oksijen yaratarak gezegenin atmosferini değiştirdi. Ancak o dönemlerde, yaşamın çoğu oksijenin toksik olabileceği biçimde anaerobikti. Böylece, bu olay bugün dünyayı bizim için yaşanabilir hale getirirken, aynı zamanda Dünya’nın ilk kitlesel yok oluşunu da yarattı.

Küresel Isınma Bir Zamanlar Çok Daha Büyüktü

İnsanlık, Sanayi Devrimi’nin başlangıcından bu yana CO2 seviyelerinde % 60’ın üzerinde bir artışa neden olmuş olsa da, Dünya tarihinin çoğu boyunca sera etkisi, bugün olduğundan çok daha güçlü olmuştur. Özellikle Kambriyen Dönemi’nde, CO2 seviyeleri bugünkünden 11 kat daha yüksekti.

Sonuç olarak dünya 7° C daha sıcaktı, kutuplarda buz yoktu ve deniz seviyesi çok daha yüksekti. Yüz milyonlarca yıl sonra, son dinozorlar zamanında bile, bugün olduğundan neredeyse 5 kat daha yüksekti. Ancak sonrasında ortaya çıkan Kuvaterner buzul çağı esnasında dünya soğudu. ( Ek okumalar için: Adını Sık Duyduğumuz Altıncı Yok Oluş Çoktan Gerçekleşmiş Olabilir)

Gökyüzü Aslında Menekşe Rengi Olmalıydı

Gökyüzünün mavi olmasının nedeni, onu ilk açıklayan on dokuzuncu yüzyıl İngiliz fizikçisinden sonra ortaya çıkan bir terim olan Rayleigh saçılması adı verilen bir fenomenden kaynaklanır. Güneşin ışığı, görünür tayfın her rengini temsil eder.

Ancak mavi ve mor gibi daha kısa dalga boylarına sahip renkler, kırmızı ve turuncu gibi daha uzun dalga boylarına sahip olanları alt edecek şekilde atmosfer tarafından dağıtılacaktır. Bununla birlikte, menekşenin herhangi bir rengin en kısa dalga boyuna sahip olduğu düşünülürse, gökyüzünü hepimizin mor olarak görmemiz gerekmez mi?

Mordan ziyade maviyi görmemizin nedeni fizyolojimize bağlıdır çünkü insan gözü mavi ışığa daha duyarlıdır.

Atmosfer Bizim Koruyucu Kalkanımızdır

Dünya’nın atmosferi bizi her türden uzay kaynaklı tehlikelerden korur.

Atmosferimiz bizi ötesindeki kaçınılmaz tehlikelerden koruyan bir kalkan görevi görür. Dünya’nın atmosferi, onunla karşılaşan neredeyse tüm göktaşlarını ve uzay çöplerini yakar. Bunun nedeni, 1.650 ° C’ye ulaşan sıcaklıklarda küçük nesneleri yakan atmosferik sürtünmedir.

Ancak, 66 milyon yıl önce dinozorların yok oluşunun bize gösterdiği gibi, atmosferin yakamayacağı kadar büyük veya çok hızlı hareket eden nesneler de var.

Gökyüzünde 150 Trilyon Litre Su Bulunur

Atmosfer, ortalama 150 trilyon litre suya ev sahipliği yapar, bu da tüm gezegeni 2,5 cm’lik yağmur suyunda boğmaya yeterlidir. Bununla birlikte, aynı şeyler gibi gelse de atmosferik su buharı ( çözünen mutlak su miktarı), Dünya’daki tüm suyunun yalnızca % 0,001’ini oluşturur. ( Merak ederseniz: Bulutların Ağırlığı Var mıdır? Varsa Bulutun Ağırlığı Ne Kadardır?)

Atmosferin 18.000 Metre Yukarısı Ölümcüldür

Dünyadaki karasal yaşam, suyun 100 ° C’de kaynadığı hava basıncına adapte olmuştur. Yükseklik arttıkça, kaynama noktaları gibi hava basınçları da düşer. Everest Dağı’nın tepesinde su 72 ° C’de kaynar. Bununla birlikte, yaklaşık 18.000 m yüksekliğe çıktığınızda, hava basıncının ölümcül bir düzeye düştüğü Armstrong Sınırına ulaşırsınız.

Ölümcül olmasının nedeni, bu basınçta tükürük ve kan gibi vücut sıvılarının 37 ° C’lik normal insan vücut sıcaklığında kaynamasıdır. Yazının devamında göz atmak isteyebilirsiniz: Uzaktaki Yıldız ve Şehir Işıkları Neden Titreşir Ve Yanıp Söner?


Kaynak: 10 Fascinating Facts about Earth’s Atmospher; Yayınlanma tarihi: 10 Mayıs 2017; Bağlantı: https://earthlyuniverse.com


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu