Biyoloji

Dört mü Beş mi Yoksa Bir mi? Dünyada Kaç Okyanus Var?

Görünüşe göre uzmanlar, “Dünya’da kaç okyanus var?” sorusuna hâlâ kesin bir yanıt veremiyor. Aday sayılar ise 1, 4 ve 5 arasında değişiyor.

Dünyada Kaç Okyanus Var?
Dünya’da kaç okyanus var? sorusunun cevabı uzun süredir tartışılmaktadır.

Dünya yüzeyinin yüzde 70’inden fazlası suyla kaplıdır ve bu suyun yaklaşık yüzde 96,5’i okyanuslarda bulunur. Peki buna tekil olarak “okyanus” mu demeliyiz, yoksa “okyanuslar” mı? Görünüşe göre uzmanlar bu konuda tam olarak hemfikir değil.

Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi’ne (NOAA) göre teknik olarak yalnızca tek bir küresel okyanus vardır; çünkü tüm deniz ekosistemleri bir şekilde birbirine bağlıdır. Ancak coğrafi olarak dört büyük okyanus havzası tanımlanır: Atlantik, Pasifik, Hint ve Arktik Okyanusları.

2021 yılında işler biraz daha karıştı. Amerikan araştırma ve koruma kuruluşu National Geographic Society, haritalarında yeni bir okyanus tanımladı. Bunun sonucunda da Antarktika’yı çevreleyen Güney Okyanusu Arktik, Atlantik, Hint ve Pasifik okyanuslarıyla aynı statüye sahip oldu.

Dünyada Kaç Okyanus Var?
Görselde mavi renk ile gösterilen kısım Güney okyanusu olarak isimlendiriliyor. Güney Okyanusu, Antarktika’yı çevreleyen su kütlesidir. Bilim insanları uzun yıllardır Antarktika çevresindeki buzlu sulardan Güney Okyanusu olarak bahsediyordu. Ancak, haritacılar bunu çok yakın zamanda, 8 Haziran 2021’de tanımladılar.

Elbette bu okyanus gerçekten yeni değil. Yaklaşık 30 milyon yıldır, Antarktika ile Güney Amerika birbirinden ayrıldığından beri var. Ancak adının ne olacağı uzun süredir tartışma konusuydu. Peki, aslında kaç okyanus var ve buna kim karar veriyor?

Uzmanlar Kaç Okyanus Olduğu Konusunda Neden Anlaşamıyorlar?

Dünya’daki tüm okyanuslar aslında birbirine bağlı tek bir su kütlesini oluşturur. Ancak haritacılar, bu devasa su sistemini daha kolay tanımlayabilmek için farklı bölgelere ayırır. Okyanuslar genellikle kıtalarla çevrilidir, denizler ise daha küçük kara parçaları arasında yer alır. İki su kütlesi birleştiğinde sınırlarını belirlemek için coğrafi çizgilerden çok suyun fiziksel özelliklerine, sıcaklık, tuzluluk ya da akıntı yönlerine bakmak gerekir.

Bazı denizler politik ya da kültürel nedenlerle farklı ülkelerde farklı adlarla anılır. Örneğin Japonya ile Kore Yarımadası arasındaki su kütlesi Japonya’da Japon Denizi, Güney Kore’de Doğu Denizi, Kuzey Kore’de ise Kore Doğu Denizi olarak bilinir.

Birçok ülke kendi karasularının haritalarını ve adlandırmalarını düzenleyen kurumlara sahip olsa da, bu konuda küresel ölçekte söz sahibi olan tek otorite 94 ülkenin üye olduğu Uluslararası Hidrografi Örgütüdür (IHO).

Onlarca yıldır coğrafyacılar, Antarktika’yı çevreleyen suların, tam teşekküllü bir okyanus havzası olarak adlandırılmayı hak edecek kadar benzersiz özelliklere sahip olup olmadığını tartışıyorlar. Bazıları bu su kütlesinin Pasifik, Atlantik ve Hint Okyanuslarının daha soğuk, güneydeki bir uzantısı olduğunu iddia ediyor.

Diğer okyanusların çoğu, onları çevreleyen kıtalar tarafından tanımlanır. Ancak Güney Okyanusu buzlu kıtanın etrafında batıdan doğuya doğru akan Antarktik Kutup Çevresi Akıntısı ile tanımlanır. Bu akıntının bir okyanus olarak isimlendirilmesi de temelinde önemi ile alakalıdır.

Güney Okyanusu Nerededir?

National Geographic Derneği’nin benimsediği tanıma göre Güney Okyanusu, Antarktika’yı çevreleyen ve 60° güney enlemine kadar uzanan suların büyük bölümünü kapsar. Bu tanıma Drake Boğazı ve Scotia Denizi dahil değildir.

Antarktik Kutup Çevresi Akıntısı

“60. güney paraleli” olarak bilinen bu çizgi, Antarktika Çevresel Akıntısı’nın rotasını izler. Akıntı batıdan doğuya, saat yönünde döner ve Antarktika’nın soğuk, kuzeye akan sularıyla daha sıcak alt-Antarktik sular arasında doğal bir sınır çizer.

Güney Okyanusu’nun suları, güneydeki Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanuslarının sularından daha soğuk ve daha az tuzludur. Bu özellik, kriller, penguenler, foklar, balinalar ve albatroslar gibi canlıların yaşadığı benzersiz bir ekosistemin gelişmesine olanak tanır.

Amerika Birleşik Devletleri Coğrafi Adlar Kurulu, 60. paralel tanımını benimseyerek Güney Okyanusu’nu diğer okyanuslardan ayrı bir bölge olarak tanımlar. Aynı görüşü birçok hükümet, bilim insanı ve kurum paylaşır.

Uluslararası Hidrografi Örgütü’nün (IHO) tutumu ise daha karmaşık bir tablo sunar. Kurum, deniz haritalarının temel kaynağı olan “Okyanusların ve Denizlerin Sınırları” adlı kitabın ilk baskısını 1928’de yayımladı. Bu baskı, Güney Okyanusu’nun sınırlarını Afrika, Avustralya ve Güney Amerika’ya kadar uzatıyordu. 1937’de çıkan ikinci baskı, bu sınırları güneye çekti ve karayla temas eden kısımları kaldırdı.

1953’te yayımlanan üçüncü baskı, Güney Okyanusu’nu tamamen metinden çıkardı. IHO, “mevsimsel değişimlerin kuzey sınırları belirsizleştirdiğini” öne sürerek bu su kütlesine okyanus adını vermeyi reddetti. Böylece Atlantik, Hint ve Pasifik Okyanuslarının sınırları Antarktika’ya kadar genişledi.

2000 yılında dördüncü baskı için hazırlık yapılırken IHO üyeleri, 60° güney enleminin altındaki sulara “Güney Okyanusu” adını verme yönünde oy kullandı. Arjantin karara karşı çıktı. Avustralya da itiraz etti; çünkü ülke, güney kıyılarını Hint Okyanusu’nun değil, Güney Okyanusu’nun çevrelediğini savundu. Ancak Japon Denizi gibi başka adlandırma tartışmaları, dördüncü baskının onaylanmasını engelledi.

Sonuç Olarak

Sonuçta IHO hâlâ 1953’teki konumunu koruyor. Bu durum, Güney Okyanusu’nun resmi olarak var sayılmadığı anlamına geliyor. Bu yüzden dünyada kaç okyanus olduğu, kime sorduğunuza bağlı olarak bir, dört ya da beş şeklinde değişiyor.

Yazının devamında ayrıca göz atmak isterseniz: Atlantik ve Pasifik Okyanusları Birbirine Gerçekten Karışmıyor mu?


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir