Biyoloji ve Coğrafya

Develer Hörgüçlerinde Su Depolamıyorlarsa Hörgüçleri Neden Var?

Binlerce yıldır develer, idealize edilmiş çöl manzarasıyla özdeşleştirilmiştir. Hatta deve hörgüçlerinin birer su deposu olduğu yönünde yaygın bir inanış vardır. Ancak bu fikir, gerçeği yansıtmamaktadır. Develer gerçekten de çetin çöl koşullarına olağanüstü şekilde uyum sağlamışlardır, fakat hörgüçlerinde su taşımazlar.

develer hörgüç
Develerin günlerce yemeksiz ve susuz yaşayabildiği doğru ama bunun nedeni hörgüçlerinde su depolamış olmaları değildir.

Bu yanlış inanış muhtemelen develerin uzun süre susuz kalabilmelerinden kaynaklandı. Bu durum, sanki vücutlarında gizli bir su deposu varmış izlenimi yarattı. Ayrıca hörgüçlerinin belirgin yapısı da, suyun burada depolandığı düşüncesini güçlendirmiş olabilir.

Develer, su depolamaktan ziyade, uyum yeteneklerinin gücüne örnektir. Vücut yapıları, zorlu koşullarda hayatta kalabilecek şekilde evrimleşmiştir. Bu özellikleri de onları çöl yaşamı için ideal hale getirir. Ancak bu hörgüçlerinde depoladıkları suyun sayesinde değildir. Peki o zaman develerin sırtlarında neden hörgüç var?

Develerin Hörgüçleri Neden Var?

Bir devenin hörgücü aslında devasa bir yağ yığınıdır. Sağlıklı ve iyi beslenmiş bir devede hörgücün ağırlığı 35 kilograma kadar çıkabilir. İnsanlar ve çoğu hayvan, yağlarını kas dokusunun içine karışmış halde ya da derinin hemen altında bir tabaka olarak depolar. Ancak develer, yağlarını hörgüçlerinde depolayan tek hayvanlardır.

Develer aslında 30 kilogramı aşabilen hörgüçlerinde yağ depolar. Vitamin ve mineral içeriği de yüksek olan bu depo, develerin haftalarca yemeden yola devam etmesine imkân tanır.

Develer, yiyecek bulduklarında kıt zamanları da düşünerek hörgüçlerini dolduracak kadar çok yemek yerler. Dolu bir hörgüç sayesinde bir deve, 4-5 ay boyunca yemek yemeden hayatta kalabilir. Uzun süre aç kaldıklarında, vücutları hörgüçte depolanan yağı yakıt olarak kullanır. Yağ tükendikçe hörgüç küçülür ve hatta sarkabilir. Ancak deve yeterli beslenme ve dinlenme sağladığında, hörgücü yeniden eski formuna döner.

Aslında develer doğduklarında hörgüçsüz olurlar. Bu dönemde, annelerinin koruması altındadırlar. Emzirme sürecinde aldıkları enerjinin tamamı vücutlarının büyümesine gider. Yavru develer genellikle 4 ila 6 aylıkken sütten kesilmeye başlar. Ancak hörgüçlerinin oluşması 10 ila 12 aylık olduklarında gerçekleşir.

Develerin ise ağırlıklarını dikey bir şekilde, hörgüçlerinde toplaması başlı başına ilginç bir durumdur. Bunun nedenine ilişkin birden fazla teori vardır. Bir görüşe göre, bu şekilde yağ depolamak develerin kum üzerinde rahatça uzanmasını sağlar. Başka bir görüş ise, hörgücün bu yapısının develerin daha az güneş ışığına ve ısıya maruz kalmasına yardımcı olduğu yönündedir.

Ayrıca, develerde yağın belirli bir bölgede toplanması, vücutlarının daha az terlemesini de sağlar. Ortalama vücut sıcaklıkları 37°C olan develer, kalın kürklerinin de yardımıyla ısı dengelerini korur ve sıcaklık 42°C’ye ulaşana kadar neredeyse hiç terlemezler. Bu sayede hem suyu hem de enerjiyi büyük ölçüde tasarruflu kullanırlar.

Develer Susuzlukla Nasıl Baş Ediyorlar?

İki tür deve vardır. Baktirya develeri (Camelus bactrianus), Batı Çin ve Orta Asya’nın bazı bölgelerinde yaşar ve iki hörgüçleri olur. Arap develeri (Camelus dromedarius) ise daha yaygındır ve yalnızca bir hörgüçleri vardır. Elbette fazladan bir hörgüce sahip olmak, daha uzun süre aç ve susuz kalmak anlamına gelir.

Yağ dokusunun yakılması sırasında bir miktar su açığa çıksa da, develer susuzlukla mücadelede esas gücünü vücutlarının diğer uyum becerilerinden alır. Neredeyse tüm vücut mekanizmaları, az suyla hayatta kalacak şekilde evrimleşmiştir. Bu üstün uyum yetenekleri nedeniyle birçok kişi, develerin hörgüçlerinde su depoladığını düşünmüştür.

Örneğin, develer uzun süre susuz kaldıktan sonra bir oturuşta 114 litreye kadar su içebilir. Normalde bu kadar fazla suyu bir kerede içmek çoğu memeli için ölümcül olurdu. Ancak develer, bu suyun bir kısmını midelerindeki özel bölümlerde bekleterek yavaş yavaş dolaşıma dahil ederler.

Develerin böbrekleri ve kalın bağırsakları da çöl yaşamına son derece uyumludur. Böbrekleri, toksinleri vücuttan etkili bir şekilde uzaklaştırırken mümkün olan en fazla sıvıyı korur. Ayrıca kalın bağırsakta yüksek düzeyde su geri emilimi sağlanır. Bu nedenle dışkıları o kadar kuru ve serttir ki, bedeviler bu dışkıyı yakacak olarak bile kullanır.

Çölde, bir toprak bakterisi olan Streptomyces nemli zeminde kendine özgü bir koku yayar. Bu nedenle bir deveniz varsa size suyun yerini gösterecektir.

Develerin susuzlukla mücadeledeki en önemli avantajlarından biri ise küçük ve elastik kırmızı kan hücreleridir. Su içtiklerinde, alyuvarları esneklikleri sayesinde 2,5 kata kadar şişerek daha fazla su taşır.. Susuzluk durumunda ise kan plazması azalır ve kıvamı artar. Bu durumda, kan damarları daralır ve deve alyuvarları akışkanlıklarını koruyarak daralmış damarlardan rahatlıkla geçer.

Sonuç olarak

Develer, sıcak iklimlere tamamen uyum sağlamış canlılardır. Hörgüçlerinde su taşımıyor olsalar da, susuzlukla baş etme konusunda insanlara kıyasla çok daha başarılıdırlar.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Do camels really have water in their humps? Yayınlanma tarihi: 25 Ekim 2020; Bağlantı: https://www.livescience.com
  • Jaji, Zubair & Abstract, Alhaji & Jaji, & Gambo, Babagana & Atabo, Shaibu Mohammed & Alhaji Girgiri, Ibrahim & Saidu, Adamu & Da’u, Faruku & Yahaya, Ahmed. (2022). Morphometric Study on the Developing Kidneys of the Prenatal Dromedary (Camelus dromedarius). 471-474.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir