Beyniniz Karışık Harfleri Neden Ve Nasıl Okuyabilir?

Muhtemelen aşağıda paylaştığımız, en az 2003 yılından beri dolaşımda olan yazıyı bir yerlerde görmüşsünüzdür. Bu görsel ile birlikte bir sözcüğün ilk ve son harfleri yerinde kaldığı sürece, içindeki harflerin sırasının önemli olmadığı iddiası ortaya çıktı.

‘Kelimeleri harf harf değil bir bütün olarak okuyormuşuz’ başlığı ile pazarlanan ve isimsiz bir Cambridge bilim insanına atıfta bulunan bu iddianın orjinali aşağıdaki biçimdedir. Daha sonra bu cümle Türkçeye çevrilmiş, harflerin yerleri değiştirilmiş ve yaygınlaşmıştır. Aslında hiçbir Cambridge araştırmacısı bu konuda çalışma yapmamıştır.

Okuyucu sözcük üzerine odaklandığında, gözler hem merkezdeki, hem de çevredeki görüntüleri algılar. Göz çevresi, çok dar bir alana odaklanmadığından bir sözcüğün ortasındaki harfleri tanımak güçleşir. Beyin de bu nedenle sözcüğü, birinci ve sonuncu harfleri ve içindeki önemli fiziksel özelliklerle, örneğin g harfindeki gibi kuyruklar ve t harfindeki gibi dikmeler ile tanır. Aradaki harflerin sırası karıştırılsa bile, okuyucu sözcüğü oldukça hızlı bir biçimde tanır.

İddia ilk bakışta doğru gibi gözüküyor. Sonucunda gerçekten de harflerin sırası karışık olsa da yine de bir biçimde okumayı başarabiliyoruz. Ancak bu durumun arka planındaki süreç sandığımızdan daha karışık.

Okuma Eylemi Düşündüğümüzden Çok Daha Karmaşık Bir Süreçtir

Bir şeyleri başarıyla okumamız aslında beynin olağanüstü başarılarından biridir. Yukarıdaki satırları okurken gözleriniz sayfayı soldan sağa, spazmodik hareket adını verdiğimiz ve saniyede dört beş defa tekrarlanan çok kısa süreli duraksamalarla taradı.

Normal koşullarda sadece görme alanımızın merkezine düşen kelimeleri net bir şekilde görürüz. Bunun sonucunda da gözümüz bir bakışta sadece bir veya iki kelimeyi net algılar. Spazmodik hareketle yazılı her bir kelimeyi netlik alanının merkezine getiririz. Bu sayede de duraksamadan okumayı başarırız.

Bu esnada elbette beynimizde boş durmamaktadır. Bir yandan harfleri sese dönüştürürken diğer yandan okunan kelimenin ne olduğunu anlamaya çalışmaktadır. İşte bu sırada ilginç bir durum da gerçekleşir. Bu, insan beyninin ne göreceğini tahmin edip boşlukları doldurabilme yeteneği ile ilintilidir. Karışık harfleri okuma becerimiz temelinde buradan gelir.

Aslında aynı durum sayıları okumada da geçerlidir. Okurken sayı ve harf arasındaki farka dikkat etmezsiniz çünkü karşınıza sadece bir harf çıkmasını beklersiniz. Bu nedenle harflerin içinde yazılı olan rakamlar beyniniz tarafından bir sorun olarak algılanmaz ve kolayca okunur.

Beynimiz Karışık Harfleri Okumada Ne Kadar İyi?

Görselin internette yaygınlaşması ile konuya ilgi duyan Cambridge Üniversitesi’nin MRC Biliş ve Beyin Bilimleri Biriminde araştırmacı olan Matt Davis konu üzerinde bazı çalışmalar yaptı. Gerçekten de karışık harfleri okuma konusunda özel bir beceriye sahip olduğumuzu gözlemledi. Ancak bu durumun gerçekleşmesi için bazı sınırlandırmalar vardı.

Çalışmasında bu fenomenin sadece kısa sözcüklerde işe yaradığını ortaya koydu. Ve, bir gibi kısa sözcüklerde yer değiştirilmediğinde cümleyi daha kolay anlayabiliriz. Ayrıca ardışık harflerin yerleri değiştiğinde de kelimeyi kolay tanıyabiliriz. Ancak tüm bunlar, okuduğumuz metin anlamlı ise işe yarar.

Ayrıca ilk ve son harfler korunup diğer harfler karıştırıldığında veya benzer şekildeki harflerle değiştirildiğinde, karışık bir kelimeyi doğru okumak kolaydır. Ayrıca benzer şekle sahip sayılar harflerin yerini aldığında da kelimeleri okuyabiliriz. Örneğin ​” 7 EX 7 __WI 7 H__NUM 83 R 5 . ” Muhtemelen bunu kolaylıkla okumuşsunuzdur.

Beynimiz harflerin yerleri karıştırılmış kelimeleri nasıl okur

Skidmor Kolejinden psikolog Rebecca Johnson da bu konuda çalışmalar yapan bir başka kişi oldu. Elde ettiği sonuçlara göre harfleri tümüyle karıştırılmış sözcüklerden oluşan bir paragrafı okumak, orijinal paragrafa kıyasla % 40 daha uzun sürüyordu. Sadece ortadaki harfleri karıştırınca bu süre % 11’e kadar düşüyordu.

Johnson ve diğerleri, sözcüğün ilk ve son harflerinin sadece yerlerinden öte bir önemi olduğu görüşünde. İlk harf genelde sözcüğün telaffuzunu belirliyor ve beynimizin yazılı sözcükleri tanımlamasında önemli bir rol oynuyor.

Son harf ise kendisinden sonra genelde bir boşluk geldiği için görsel bakımdan öne çıkıyor. Karışık harfleri okuma becerilerimizin arkasında bazı büyüleyici bilişsel süreçler olsa da, bu iş bir internet memesinin iddia ettiği kadar basit değil.

Bu tip araştırmalar verimli metin tanıma algoritmaları geliştirmeye yardımcı olur. Ayrıca disleksi gibi okuma bozukluklarının daha iyi teşhis edilmesini sağlayabilir. Ayrıca göz atmak isterseniz: Bilime Göre Hem Anlamlı Hem de Hızlı Okuma Mümkün Mü? Cevap Biraz Karışık


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Can Our Brains Really Read Jumbled Words as Long as The First And Last Letters Are Correct?; Yayınlanma tarihi: 31 Mart 2018; Bağlantı: https://www.sciencealert.com
  • The importance of first and last letter in words during sentence reading; Yayınlanma tarihi: Ekim 2012; Bağlantı: https://www.researchgate.net/
  • Why Your Brain Can Read Jumbled Letters; Yayınlanma tarihi: 17 Mayıs 2020; Bağlantı:https://www.treehugger.com

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bu Yazılarımıza da Göz Atınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu