Çoğumuz hayatımızda en az bir kez bir arı tarafından sokulmuşuzdur ve bu pek de keyifli bir deneyim değildir. Yine de çoğu zaman, bizi sokan arının öleceğini bilmek içimizde hafif bir teselli ya da hak edilmiş bir karşılık hissi yaratır. Ancak bu yaygın inanç, arılar için genelde geçerli değildir.

Dünya üzerinde bilinen yaklaşık 21.000 arı türünün yalnızca sekizi soktuktan sonra ölür. Bazı türlerin sokma yeteneği bile yoktur. Çoğu arı ise istediği kadar sokabilir ve hayatta kalır. Yani arıların sokma davranışı sandığımızdan çok daha çeşitlidir.
Bu farklılıkları tam olarak anlamak için iğne yapısından üreme organlarına, hatta davranış biçimlerine kadar birçok ayrıntıya bakmak gerekir.
Bal arıları soktuğunda neden ölür?

Çoğu insanı sokan arı büyük olasılıkla Avrupa bal arısıdır (Apis mellifera). Bu tür, kökeni Avrupa ve Afrika olan, ancak bugün dünyanın hemen her yerinde yaygın olarak bulunan bir arıdır. Dünya genelinde sadece sekiz bal arısı türü vardır ve bunlar Apis cinsini oluşturur. Apis arıları, tüm arı türlerinin yalnızca yüzde 0,04’ünü oluşturur. Evet, bu arılar soktuktan sonra gerçekten ölür.
Bu arıların soktuktan sonra ölmesini “kraliçe ve koloni uğruna bir fedakârlık” olarak görmek caziptir. Ancak bu durumun asıl nedeni iğnelerinin yapısıyla ilgilidir. Bu arıların iğneleri, ucunda kancalar bulunan özel bir yapıya sahiptir.

Bu kancalı yapı, arının iğneyi soktuğu yerden geri çekmesini büyük ölçüde engeller. Arı iğnesini deride bırakır ve onsuz uçar. Ancak vücudunun bir parçasını kaybettiği için, bu yaradan kısa süre içinde hayatını kaybeder. Arı uzaklaştıktan sonra iğne deride kalır ve bir süre daha zehir pompalamaya devam eder.
Normalde arı sokması sadece geçici ağrıya veya hafif şişmeye neden olsa da, bazı insanlar arı zehrine alerjik reaksiyon gösterir. Bu nedenle iğneyi hızlıca çıkarmanız önemlidir.
Neden Hep Bal Arısı Sokuyor?
Bu sorunun birkaç olası yanıtı var. Öncelikle, Avrupa bal arısı dünya genelinde son derece yaygındır. Bir kolonide yaklaşık 50.000 birey bulunur ve bu arılar besin aramak için 10 kilometreye kadar uçar. Buna karşılık, yabani arıların çoğu çok daha kısa mesafelerde (200 metreden az) uçar ve yuvalarına yakın kalmak zorundadır. Bu da bal arılarının insanlarla temas olasılığını artırır.

İkinci olarak, Avrupa bal arıları sosyal canlılardır. Kraliçelerini, kardeşlerini ve yavrularını korumak için hayatlarını riske atabilirler. Buna karşın, arıların ve yaban arılarının büyük çoğunluğu yalnız yaşar. Bu türler, sosyal akrabalarının gösterdiği fedakâr saldırganlık davranışlarından yoksundur.
Bal arıları, tıpkı diğer pek çok arı gibi, kovanlarından uzaktayken genellikle çekingen davranır. Savunacak bir şeyleri olmadığında sokmazlar. Bir arının sokmasına neden olan iki durum vardır: Arıyı yakalamak ya da ezmek gibi kaçma şansını ortadan kaldırmak, ya da yuvasına fazla yaklaşmak.
Ayrıca, sokabilen arıların tamamı dişidir. Çünkü iğne, dişi böceklerde yumurta bırakma tüpünün (ovipozitör) değişime uğramış hâlidir. Arı topluluklarında dişi bireyler sayıca baskındır. 2019 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre, ortalama bir arı kolonisinde dişi-erkek oranı yaklaşık 5’e 1’dir. Ve gerektiğinde dişiler birlikte savunma yapar.
Eğer bir tehdit, tek bir dişi arının baş edemeyeceği kadar büyükse, diğerlerini yardıma çağırır. Bu çağrıyı, koloni üyeleri tarafından savunma sinyali olarak algılanan bir alarm feromonu salgılayarak yapar. Bal arılarında bu feromon, olgun muzun kokusunu veren molekülü (izoamil asetat) de içerir. Bu nedenle öfkelenmiş bir bal arısı kolonisi muz gibi kokar.
Arılar Soktuğunda Öleceğini Biliyor mu?
Bir bal arısını sokma sonrası bekleyen kaçınılmaz ölüm düşünüldüğünde, arı bu sonucun farkında mı? Kalın derili bir memeliyi soktuğunda, kendi ölüm fermanını imzaladığını biliyor olabilir mi?
Bal arılarının soktuklarında öleceklerini bildiği düşünülmüyor. Ancak uygun koşullarda, koloniyi savunmak uğruna hayatlarını vermeye isteklidirler. Koloniyi korumak ya da genetik mirası sürdürmek söz konusu olduğunda, bu davranışları yönlendiren içgüdüler, bireysel hayata dair herhangi bir kaygının önüne geçer.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Peters RS, Krogmann L, Mayer C, Donath A, Gunkel S, Meusemann K, Kozlov A, Podsiadlowski L, Petersen M, Lanfear R, Diez PA, Heraty J, Kjer KM, Klopfstein S, Meier R, Polidori C, Schmitt T, Liu S, Zhou X, Wappler T, Rust J, Misof B, Niehuis O. Evolutionary History of the Hymenoptera. Curr Biol. 2017 Apr 3;27(7):1013-1018. doi: 10.1016/j.cub.2017.01.027. Epub 2017 Mar 23. PMID: 28343967.
- Do bees really die if they sting you? Yayınlanma tarihi: 21 Mayıs 2022; Bağlantı: Do bees really die if they sting you?
- Shorter, John & Rueppell, O.. (2011). A review on self-destructive defense behaviors in social insects. Insectes Sociaux. 59. 10.1007/s00040-011-0210-x.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel