Toplum ve Yaşam

Sıfır Toplamlı Önyargı: Hayatta Her Şey İçin Yarışmanız Gerekmez!

Genellikle oyun teorisinde karşımıza çıkan sıfır toplam tanımı, bir kişinin kazancının diğerinin kaybına eşdeğer olduğu, dolayısıyla servet veya faydadaki net değişimin sıfır olduğu bir durumdur. Sıfır toplamlı bir oyunda en az iki oyuncu olur.

Bir kazananın ve aynı zamanda kaybedenin olduğu bir çok oyun için bu kavram kullanılmaktadır. Ayrıca finansal piyasalarda, vadeli işlemler ve opsiyonlar sıfır toplamlı oyunlar olarak kabul edilmektedir. Sonucunda bir yatırımcı kaybederse servet başka bir yatırımcıya aktarılacaktır. Yazımızın konusu olan sıfır toplamlı düşünce / önyargı da adını bu teoriden alan psikolojik bir durumdur.

Çocukken kardeşi veya arkadaşlarıyla oyuncakları paylaşma, kutudaki son şekeri yeme ya da bir yolculuk esnasında öne kimin oturacağı konusunda tartışma yaşamış herkes aslında farkında olmadan sıfır toplamlı düşünceyi deneyimlemiştir.

Sonucunda diğer insanların bakış açısını görememek, insanların çeşitli durumlarda sıfır toplamlı önyargı göstermesine de neden olur. 37 ülke üzerinde yapılan bir araştırma, kıt kaynaklara sahip ülkelerin daha fazla sıfır toplamlı düşünce üretme eğiliminde olduğunu keşfetti. İnsanlar daha az kaynağa eriştiğinde, daha azının var olduğuna dair genel bir inanç oluşur. Sonucunda bu da rekabetçi zihniyeti artırır.

İlgili sorun, gerçekte durum böyle olmasa da, insanların durumun sıfır toplamlı olduğuna inanmalarıdır. Yalnızca başka biri kaybettiği zaman kazanabileceğinize veya birinin zaferinin sizden bir şeyler alıp götüreceğine inandığınız zamanlarda bu bilişsel önyargının kurbanı olma ihtimaliniz yüksektir .

Sıfır Toplamlı Düşünceye Örnekler

Bu tür düşünme veya strateji oluşturma, bir tarafın kazancının, yalnızca kaybedecek olan diğerinin pahasına olacağını ima eder. Bu düşünce yerine doğru olan kazan kazan düşüncesinin yerleşmesidir.

İnsanların sıfır-toplamlı düşünceyi gösterdiği birçok durum ve yol vardır. Örnek olarak tüketiciler, farklı ürünleri değerlendirirken genellikle sıfır-toplamlı bir yaklaşıma sahip olur. Bir ürünün bir açıdan üstün olması durumunda, diğer açılardan daha düşük olması gerektiğini varsayar.

Mesela bir telefonun dayanıklı olması durumunda pil ömrü performansının düşük olacağını düşünebilirsiniz. Benzer bir şekilde bir ürünün çevre dostu olarak tasarlanması durumunda dayanaklığının düşük olacağını da varsayabilirsiniz.

İnsanlar arası ilişkilerde de bazen sıfır toplamlı önyargı ortaya çıkacaktır. Örneğin bir çocuk, ebeveynlerinin kendilerine karşı hissettikleri sevgi söz konusu olduğunda, yanlışlıkla sıfır toplamlı bir durumda olduklarına inanabilir. Yani bir çocuğa karşı hissedilen sevginin, diğerlerine karşı hissedilen sevgi pahasına olduğunu düşünebilir. Bu düşüncesinin temelinde yatan dürtü, ailesinin sevgisinin sınırlı olduğu ve başkasına verirse kendisine yeterince kalmayacağıdır.

Ek olarak, sıfır toplam önyargısı bazen belirli taraflarca kendi çıkarları için aktif olarak teşvik edilir. Örneğin bazı siyasetçiler, halkı belli kaynakların olduğundan daha sınırlı olduğuna inandırarak halkın kendilerine olan desteğini artırmaya çalışırlar.

İnsanlar Neden Sıfır Toplamlı Düşünceyi Tecrübe Eder?

sıfır-toplamlı önyargı, söz konusu kaynağın aslında sınırsız ve serbestçe kullanılabilir olduğu durumlarda, insanların sınırlı bir kaynak için rekabet olduğunu düşünmelerine neden olur.

Tüm kaynakların kıt olduğuna ve yalnızca şiddetli rekabet yoluyla elde edilebileceğine inanan ilk insanlar, türleri içinde hayatta kalanlardı. Sonucunda gerçekten de tarihimizin büyük bir bölümünde, çoğu kaynak son derece sınırlıydı. Bunun sonucunda da elde etmek için sağlam bir rekabet gerekliydi.

Doğal olarak bu düşünce ilk insanların hayatta kalmasına çok yardımcı oldu. Sonrasında da bir düşünce biçimi olarak içgüdülerimize yerleşti. ( Daha fazlası için: Scarcity (Kıtlık) Etkisi: Az Bulunan Neden Daha Değerlidir?)

Sosyal bir bakış açısından, sıfır toplam önyargısı belirli bir kaynak için grup içi rekabete (bir kişi ve sosyal grubun diğer üyeleri arasında) ya da gruplar arası rekabete (bir kişinin iç grubu ve çeşitli dış grupları arasında) ilişkin yanlış inancı içerir.

Ancak bu önyargı, artan çatışma, azalan işbirliği ve bilgilerin daha kötü değerlendirilmesi gibi sorunlara yol açar. Ayrıca bu önyargı insanların bencilce davranmalarına da neden olur. Hatalı düşünme biçimlerini öğrenmek önemlidir. Ancak bu sayede hem kendimiz aynı düşünce hatasını yapmamış oluruz hem de başkalarının yaptıkları hatayı kolayca fark ederiz. Sorun içgüdüsel olsa bile farkındalıkla ortadan kaldırmak mümkündür.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • *Zero-Sum Game Definition in Finance, With Example. Yayınlanma tarihi: 16 Ağustos 2022; Bağlantı: https://www.investopedia.com/
  • *Roberts R, Davidai S. The psychology of asymmetric zero-sum beliefs. J Pers Soc Psychol. 2022 Sep;123(3):559-575. doi: 10.1037/pspi0000378. Epub 2021 Nov 11. PMID: 34766807.
  • *The Zero-Sum Bias: When People Think that Everything is a Competition. Bağlantı: https://effectiviology.com/zero-sum-bias/
  • *Peetz, J. Legitimacy as a zero-sum game: Presidential populism and the performative success of the unauthorized outsider. Contemp Polit Theory 19, 642–662 (2020). https://doi.org/10.1057/s41296-019-00375-3

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu