Biyoloji

Kadın Avcılar: Avcı Erkek Toplayıcı Kadın Mitini Unutun!

Tarih öncesi insanları düşündüğümüzde, erkekleri avcı, kadınları ise toplayıcı olarak sınıflandırma eğilimindeyiz. Ancak fizyolojik, anatomik, etnografik ve arkeolojik bulgulara dayanan giderek artan kanıtlar, evrimsel geçmişimizde kadınların da aktif biçimde avlandığını ortaya koyuyor. Hatta bazı veriler, kadın avcıların bu faaliyetlerde zaman zaman erkeklerden bir adım önde olduğunu gösteriyor.

Paleolitik çağda cinsiyete dayalı emek rolleri yoktu. Kadın ve erkek avcılar omuz omuza savaştı. Üsteki kadın avcılar bazı avantajlara da sahipti.

Wayne Eyalet Üniversitesi’nden arkeolog Dr. Randy Haas ve araştırma ekibi, Peru’nun And Dağları’nda 9.000 yıl öncesine ait bir mezar keşfetti. Mezarda sadece bir iskelet değil, aynı zamanda taş uçlar, kazıyıcılar ve bıçaklardan oluşan etkileyici bir av aletleri koleksiyonu da bulunuyordu.

İlk başta bu kişinin erkek bir avcı olduğu varsayıldı. Ancak ekipten biri, iskeletin kemik yapısına dikkatlice baktığında bu varsayımı sorguladı. Daha sonra yapılan protein analizi, mezardaki bireyin bir kadın olduğunu ortaya koydu. Bu bulgu Haas ve ekibini şaşırttı. Kendi önyargılarının farkına varmışlardı. Peki bu yalnızca istisnai bir durum muydu?

Bu sorunun peşine düşen ekip, Amerika kıtasındaki benzer mezar alanlarını incelemeye başladı. Son 70 yılda yayınlanmış, av aletleriyle birlikte gömülmüş bireyleri belgeleyen bilimsel makaleleri taradılar. İnceledikleri 27 mezarın 11’inin kadınlara ait olduğu ortaya çıktı. Yani bu örnek, Peru’ya özgü bir istisna değildi.

İlk insanlardan bahsedildiği zaman akla genellikle buna benzer bir kare gelir. Buna göre kadınlar yemek yapar. Bu esnada erkekler de avlanmaktadır. Bu tabloda kadın avcılar tamamen dışlanır.

Kadınlar Avcılık da Dahil Erkeklerin Yaptığı Her şeyi Yapıyordu

Yakın zamanda antropolog Cara Wall-Scheffler, tarihöncesi avlanma modellerinin günümüzdeki avcı-toplayıcı toplumlara da yansıyıp yansımadığını merak etti. Ekibiyle birlikte, antropologlar tarafından kaleme alınmış etnografik raporları inceledi. Hedefleri, kadınların avlanmaya ne ölçüde katıldığını anlamaktı.

Araştırma kapsamında, 69 farklı avcı-toplayıcı topluluk incelendi. Sonuçlar dikkat çekiciydi. Bu toplulukların %79’unda kadınlar düzenli olarak avlanıyordu. Dahası, büyük av hayvanlarına yönelik avlara da aktif biçimde katılıyorlardı. Birçoğu özel araçlar kullanıyor, hedefe uygun stratejiler geliştiriyordu.

Peki ama bu durumda, yiyecek sağlamak, barınak kurmak ve çocuk yetiştirmek gibi işler kimin sorumluluğundaydı? Arkeolojik ve etnografik kanıtlar, bu görevlerin yalnızca annelere değil, grubun tüm üyelerine paylaştırıldığını gösteriyor.

Bu tür ortaklaşa yaşam ve iş bölümü stratejisinin zamanla değiştiğini düşünebilirsiniz. Ancak arkeolojik ve anatomik veriler, bunun erken modern insanlarda da geçerli olduğunu ortaya koyuyor. Afrika’dan ayrılarak Avrupa ve Asya’ya yayılan Üst Paleolitik topluluklar, travma izleri ve tekrarlayan hareket aşınmalarında cinsiyetler arasında belirgin bir fark göstermiyor.

Avlanan kadınları gösteren bir mozaik bir resim ( 1891)

Ayrıca ölüm ritüellerinde de benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Neandertallerin ve erken modern insanların ölülerini gömme biçimlerinde ya da mezarlara yerleştirilen eşyalar açısından cinsiyet temelli bir ayrım bulunmuyor. Cinsiyete bağlı sosyal statüye ilişkin ilk somut göstergeler, tarım toplumlarının ortaya çıkışıyla birlikte görülmeye başlıyor.

Kadın Bedeni Dayanaklılık Açısından Erkek Bedeninden Bir Adım Öndedir

“Erkek Avcı” savunucularının temel iddialarından biri, kadınların uzun ve zorlu avlara fiziksel olarak uygun olmadığı yönündedir. Ancak kadınlara özgü bazı biyolojik özellikler, özellikle dayanıklılık avantajı sağlayanlar, bu görüşe meydan okuyor.

Kadın ve erkek tüm bedenler hem östrojen hem de testosteron hormonlarına sahiptir. Atletik başarı çoğunlukla testosteronla ilişkilendirilir, fakat östrojenin de önemli bir rolü vardır. Östrojen reseptörü, yaklaşık 1,2 milyar ila 600 milyon yıl önce ortaya çıkmış, yani testosteron reseptöründen çok daha eskidir. Aslında testosteron reseptörü, östrojen reseptörünün bir kopyasıdır ve yaşı neredeyse onun yarısı kadardır.

Estrojen, özellikle dayanıklılık performansını etkiler. Kadınlarda östrojen seviyesinin yüksek olması, daha uzun süre yorulmadan efor sarf etmelerini sağlar. Bu da kadınların avcılık gibi fiziksel dayanıklılık gerektiren etkinliklere katılmasını mümkün kılmıştır.

Östrojenin yanı sıra, kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla oranda tip I kas lifi bulunur. Bu kaslar yağ yakımını tercih eder, yavaş yorulur ama çok güçlü değildir. Erkeklerin daha fazla sahip olduğu tip II kaslar ise güçlüdür ancak çabuk tükenir. Aynı yoğunluktaki egzersizde, kadınlar erkeklere kıyasla %70 daha fazla yağ yakar ve daha geç yorulurlar.

Tip 1 kas lifleri, kasılma ve gevşeme süreçlerinde daha yavaş bir tepki gösterir. Aerobik aktivitelerde uzun süreli dayanıklılık gösterme eğilimindedirler. Tip 2a: Hem dayanıklılık hem de kuvvet açısından orta seviyede performans gösterir. Tip 2b: Kısa süreli, yüksek yoğunluktaki aktivitelerde yüksek kuvvet üretir.

Ayrıca östrojen kasları da etkiler. Kadınlar erkeklere göre daha fazla tip I kas lifine sahiptir. Bu kas tipleri güçlü olmasa da yorulmaları daha fazla zaman alır. Oysa ki erkeklerde güçlü ama çabuk yorulan tip II kas lifleri mevcuttur.

Ayrıca östrojen, egzersiz sonrası toparlanmada da önemli rol oynar. Yoğun egzersiz ya da aşırı sıcak, vücutta iltihabi bir tepki yaratır. Östrojen bu tepkiyi sınırlandırır ve hücre zarlarını koruyarak hasarı azaltır. Bu sayede kadınlar egzersiz sırasında daha az doku hasarı yaşar ve daha hızlı toparlanırlar.

Sonuç Olarak

Bilimsel kanıtlar, Paleolitik atalarımızın omuz omuza çalıştığı, herkesin birden fazla sorumluluk üstlendiği kolektif bir yaşam sürdüğünü gösteriyor. Bu nedenle, kadın bedeninin dayanıksız olduğu ya da yalnızca bitki toplamak için “tasarlandığı” yönündeki fikirler, hem kadın fizyolojisine hem de arkeolojik bulgulara açıkça ters düşüyor. Sonucunda erkek avcı, kadın toplayıcı fikri bir mittir. Ancak ne yazık ki eski alışkanlıklar kolay kolay ölmez.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Men are hunters, women are gatherers. That was the assumption. A new study upends it. Bağlantı: Men are hunters, women are gatherers. That was the assumption. A new study upends it. Yayınlanma tarihi: 1 Temmuz 2023
  • Men Hunted, Women Gathered… Or Did They?. Yayınlanma tarihi: 18 Kasım 2023. Kaynak iste: Ancient origins. Bağlantı: Men Hunted, Women Gathered… Or Did They?
  • Mark A. Tarnopolsky. 2000. Gender Differences in Substrate Metabolism During Endurance Exercise. Canadian Journal of Applied Physiology25(4): 312-327. https://doi.org/10.1139/h00-024
  • Besson, T., Macchi, R., Rossi, J. et al. Sex Differences in Endurance Running. Sports Med 52, 1235–1257 (2022). https://doi.org/10.1007/s40279-022-01651-w
  • Anderson A, Chilczuk S, Nelson K, Ruther R, Wall-Scheffler C (2023). The Myth of Man the Hunter: Women’s contribution to the hunt across ethnographic contexts. PLoS ONE 18(6): e0287101. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0287101

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir