Antik Yunan dünyası, yalnızca felsefe ve matematikte değil, gökyüzüne dair anlayışta da şaşırtıcı bir derinliğe ulaştı. Bugün teleskop ya da gelişmiş ölçüm araçları olmadan ulaşılamaz gibi görünen bazı bilgileri, yalnızca gözleme dayalı yöntemlerle ortaya koydular. Gök cisimlerinin hareketlerini izlediler, örüntüler keşfettiler ve bu verilerle evrene dair büyük fikirler geliştirdiler. İşte Antik Yunan’da yapılan ve bilim tarihine yön veren dört önemli astronomi keşfi.

1- Gezegenler güneşin çevresinde dolaşır
Samoslu Aristarkhos (MÖ 310–230), evrenin merkezine Güneş’i yerleştiren ilk kişiydi. Ona göre Güneş, “kozmik ateşin” kaynağıydı ve bilinen tüm gezegenler, uzaklıklarına göre onun çevresinde dönüyordu. Bu, tarihte bilinen en eski Güneş merkezli (heliosentrik) evren modelidir.
Ne yazık ki Aristarkhos’un bu görüşünü ayrıntılı biçimde savunduğu özgün metin günümüze ulaşmamıştır. Bu yüzden hangi gözlemler ve hesaplamalarla bu sonuca vardığını kesin olarak bilmiyoruz. Ancak Güneş’in, Dünya ve Ay’dan çok daha büyük olduğunu biliyordu. Bu büyüklüğün evrenin merkezine yerleşmesini gerektirdiğini düşünmüş olması mümkündür.

Aristarkhos’un Güneş merkezli evren modeli, dönemine göre son derece çarpıcı bir görüştü. Ancak bu fikir, uzun süre dikkate alınmadı ve neredeyse iki bin yıl boyunca unutuldu. Ta ki 16. yüzyılda, Kopernik Güneş merkezli sistemi yeniden ortaya koyana kadar. Üstelik Kopernik, kendi çalışmasını geliştirirken Aristarkhos’un bu erken önerisine açıkça atıfta bulundu.
2- Güneş Ve Ay’ın büyüklüğü
Antik Yunan’da astronomi, gözleme dayalı düşünceyle şekillenen, şaşırtıcı derecede derin yaklaşımlar üretmiştir. Bu yaklaşımların en dikkat çekici örneklerinden biri Samoslu Aristarkhos’un çalışmalarıdır. Günümüze ulaşan eserlerinden biri, Güneş ve Ay’ın göreli boyutları ile uzaklıklarını konu alır. Bu metin, bu iki gök cisminin Dünya’ya olan uzaklıklarını hesaplamaya yönelik bilinen en eski bilimsel girişimdir.

Aristarkhos, Ay ilk ya da son dördün evresindeyken, Güneş, Dünya ve Ay’ın dik açılı bir üçgen oluşturduğunu varsaydı. Pisagor’un yüzyıllar önce tanımladığı üçgen ilişkilerini kullanarak, Güneş’in Dünya’ya olan uzaklığının Ay’ın uzaklığının yaklaşık 18 ila 20 katı olduğunu tahmin etti. Ayrıca Ay tutulmalarının süresine dayanarak, Ay’ın çapını Dünya’nın yaklaşık üçte biri kadar olarak hesapladı.
Bugün Güneş’in uzaklığının gerçekte Ay’ın yaklaşık 390 katı olduğunu biliyoruz. Bu tür bir doğruluk, teleskop ya da hassas ölçüm araçları olmadan o dönem için ulaşılamayacak kadar zordu. Ancak Aristarkhos’un Dünya-Ay oranı tahmini dikkat çekici biçimde doğrudur: Ay’ın çapı gerçekten Dünya’nın yaklaşık %27’si kadardır.
Modern ölçümler bugün lazer yansıtıcılar, radar sistemleri ve gelişmiş teleskoplarla yapılabiliyor. Fakat bu teknolojik ilerlemenin temelinde yatan düşünsel başlangıç noktası, açıkça Antik Yunan’da astronomiye duyulan derin ilgiyle şekillenmiştir.
3- Dünya’nın çevresi
Antik Yunan’da Astronomi, yalnızca gökyüzünü izlemekle kalmadı. Dünya’nın yapısını, boyutunu ve konumunu anlamaya yönelik dikkat çekici yöntemler de geliştirdi. Bu çabanın en bilinen örneklerinden biri, Eratosthenes’in Dünya’nın çevresini hesaplamasıdır.

MÖ 276–195 yılları arasında yaşayan Eratosthenes, İskenderiye Kütüphanesi’nin baş kütüphanecisiydi. Dünya’nın yuvarlak olduğunu ilk öne süren kişi genellikle Pisagor olarak anılır. Ancak Eratosthenes bu küresel şeklin boyutunu hesaplamaya çalışan ilk kişiydi. Kullandığı yöntem son derece basitti ama etkileyiciydi.
Yaz gündönümünde, öğle vakti, farklı enlemlerde yere dikili çubukların gölge uzunluklarını ölçtü. Güneş’in çok uzakta olduğunu ve ışınlarının Dünya’ya paralel geldiğini, daha önce Aristarkhos göstermişti. Bu bilgiye dayanarak, farklı enlemlerde oluşan gölge farkının, Dünya yüzeyinin eğriliğini ortaya koyduğunu fark etti. Ölçümleri kullanarak Dünya’nın çevresini yaklaşık 40.000 kilometre olarak hesapladı. Bu modern jeodezi (yerölçüm) yöntemleriyle hesaplanan ölçüye % 1-2 civarında yakındır.
Eratosthenes’ten yaklaşık bir yüzyıl sonra, MÖ 135–51 yılları arasında yaşayan Posidonios da benzer bir sonuca farklı bir yöntemle ulaştı. Rodos adasında yaşayan Posidonios, orada Canopus yıldızının ufka çok yakın göründüğünü gözlemledi.
Aynı yıldız, güneydeki İskenderiye’den bakıldığında ufkun yaklaşık 7,5 derece üzerine çıkıyordu. Bu farkın, Dünya’nın 360 derecelik çevresinin 1/48’ine karşılık geldiğini hesapladı. Rodos ile İskenderiye arasındaki mesafeyi 48 ile çarparak, Dünya’nın çevresini yaklaşık 40.000 kilometre olarak buldu.
4- İlk astronomik hesaplayıcı: Antikythera Düzeneği
Antik Yunan’da Astronomi, yalnızca gözlemler ve matematiksel çıkarımlarla sınırlı kalmadı; aynı zamanda bu bilgileri mekanik düzeyde somutlaştıran olağanüstü cihazlara da dönüştü. Bu yaklaşımın en etkileyici örneği, günümüze ulaşan en eski mekanik hesaplayıcı olan Antikythera Düzeneğidir.

Bu şaşırtıcı cihaz, 1900 yılında Yunanistan’ın Antikythera adası açıklarında batmış antik bir gemide keşfedildi. Zamanla parçalanmış olan düzenek, orijinal hâliyle bir kutu görünümündeydi ve içinde hassas şekilde işlenmiş onlarca bronz dişli çark bulunuyordu.
Bir kol yardımıyla döndürüldüğünde, bu dişliler dış yüzeydeki kadranları harekete geçiriyor, Ay’ın evrelerini, Ay tutulmalarının zamanını ve o dönemde bilinen beş gezegenin (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn) yılın farklı zamanlarındaki konumlarını gösteriyordu. Hatta gezegenlerin gökyüzünde geriye gidiyormuş gibi görünen hareketlerini de (gerileme hareketi) hesaba katıyordu.
Bu mekanizmanın kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. Milattan önce 3. yüzyıl ile 1. yüzyıl arasına tarihleniyor. Bazı araştırmacılar bu düzeneğin Arşimet’in çalışmalarıyla bağlantılı olabileceğini öne sürüyor. Antikythera Düzeneği kadar gelişmiş bir dişli teknolojisine, insanlık bin yıl boyunca bir daha ulaşamadı.
Sonuç olarak
Ne yazık ki bu çalışmaların büyük bölümü tarih içinde kayboldu ve bilimsel uyanışımız binlerce yıl gecikti. Bugün geriye dönüp baktığımızda, insanlık bu bilgileri hiç kaybetmeseydi, uygarlığımızın şu anda nerede olabileceğini yalnızca hayal edebiliriz.
Kaynak: Four amazing astronomical discoveries from ancient Greece. Yayınlanma tarihi: 24 Nisan 2020. Bağlantı: Four amazing astronomical discoveries from ancient Greece;/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel