Tıp ve Sağlık

Kalp Şekli Gerçek Kalbimize Benzemez: Peki, Aşkı Neden Onunla İfade Ediyoruz?

Duygularımızı ifade etmek için sıkça kullandığımız kalp sembolü, anatomik olarak gerçek kalplerimizden oldukça farklıdır. Kalp sembolünün bu özgün şeklinin kökeni, şaşırtıcı bir şekilde, günümüz Libya’sındaki Kirene (İngilizce: Cyrene) adlı antik şehirde bulunan ekonomik bir faktöre dayanır. Bu sembol, aşk ve botaniğin ilginç bir birleşimini yansıtır.

Kalp sembolünün geçmişini incelediğimizde, kullanımının izlerini antik Roma’ya kadar sürmek mümkündür. İlk otopsi MÖ 300 yılında İskenderiye’de gerçekleştirilmiş ve Mısırlılar, binlerce yıl önce mumyalama için cesetlerin organlarını çıkararak kalp anatomisini anlamıştı. Bu durumda, antik Romalılar kalbi sembolleştirirken neden bu anatomik gerçeği değil, başka bir şekli temel almış olabilirler?

Kalp Şekli Kalbimize Benzemez, O Zaman Kalbi Aşkla Neden İlişkilendirdik?
Gerçek kalp şekli

Silphium Bitkisinin Tohumlarını Kalp Biçimindeydi

Kalp sembolü, Kirene’nin ekonomisinin temelini oluşturan antik bir bitkinin tohumundan gelir. Bu bitkinin adı silphiumdur. Silphium, Kirene’nin kıyı şeridinde bolca yetişen ve Romalılar tarafından çok değerli görülen bir bitkiydi. Değerli olmasının nedeni, özellikle tıbbi amaçlarla kullanılmasıydı.

Yaşlı Plinius (Gaius Plinius Secundus), Dioscorides ve Bergamalı Galen, silphium bitkisinin tıpta kullanımından bahsetmiştir. Silphium, özellikle menstruasyon döngüsünü düzenlemek ve doğum kontrolü amacıyla kullanılıyordu.

Kalp Şekli Kalbimize Benzemez, O Zaman Kalbi Aşkla Neden İlişkilendirdik?
Bölgede bulunan antik sikkelerin üzerinde kalp sembolüne rastlanmıştır. Bu sikkelerin bazılarında da değişik görünümlü bir bitki tasviri yer alır. MÖ 510-490 yıllarına tarihlenen bu sikke, kalp şeklinin bilinen en eski görüntüsüdür. Eski Libyalılar, bu bitkiyi dünyaya ihraç ederek zengin oldular. Sonrada onu bir madeni paraya koyarak onurlandırmayı seçtiler.

Plinius, bilinen son silphium bitkisinin İmparator Nero’ya hediye edildiğini de yazmıştır. Ancak bu bitki, verimli toprakların zamanla çöle dönüşmesi nedeniyle MS 4. yüzyılda nesli tükenmiştir. Bu nedenle, silphiumun tıbbi özelliklerini günümüzde test etme şansımız artık yoktur. Ancak tohumunun şekli, kalp sembolü olarak yaşamaya devam etmektedir. Silphium bitkisinin tohumu, günümüzde kullandığımız kalp sembolüyle aynı şekildedir.

Kalp Şekli Kalbimize Benzemez, O Zaman Kalbi Aşkla Neden İlişkilendirdik?
Silphium ticaretini gösteren en güzel eserlerden biri, “Arkesilaos kasesi”dir (M.Ö.560-550). Kasenin içinde Kral Arkesilaos II oturuken, karşısında işçiler ise çuvallara doldurdukları silphium bitkilerini tartmakta ya da bir kenara istiflerken görülmektedir

Kalp Şekli Neden Duygular İle İlişkilidir?

Aristoteles, kalbin ruhun bulunduğu yer olduğuna ve tüm düşünce ve duyguların, aşk dahil, kaynağı olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, kalbi yaşamın merkezi ve sinir sisteminin ana organı olarak görüyordu. Yaklaşık 500 yıl sonra Galen, kalbin duyguların merkezi olduğu fikrinde Aristoteles ile hemfikirdi.

Kalbin ruhun merkezi olduğu inancı, zamanla dini öğretilerde de yer buldu. Orta Çağ Avrupa’sında, insanlar iyilik ve kutsallığın bedende, özellikle de kalpte fiziksel olarak tezahür ettiğine inanıyorlardı.

Kalp Şekli Kalbimize Benzemez, O Zaman Kalbi Aşkla Neden İlişkilendirdik?
1344 yılında, kalp simgesinin bilinen ilk görüntüsü ortaya çıktı . İlk kez  Lambert le Tor tarafından yazılmış The Romance of Alexander adlı bir el yazmasında yer aldı. 

15. yüzyılda, kalp ikonu Avrupa’da birçok farklı alanda yaygınlaşmaya başladı. Bu sembol, el yazmalarında, armalarda, oyun kağıtlarında, taraklarda, tahta sandıklarda, kılıç saplarında, mezarlıklarda, tahta baskılarda, gravürlerde ve matbaa işaretlerinde görülüyordu. Ardından Sevgililer Günü bu yayılımı daha da hızlandırdı.

Sevgililer Günü, daha önce de ufak çaplı kutlansa da, ilk ticari Sevgililer Günü 18. yüzyılın sonunda İngiltere’de ortaya çıktı. Bu dönemden sonra kalp şekli dünya çapında tanınan bir sembol haline geldi.

Alışkanlıkları Ortadan Kaldırmak Kolay Değildir

Rönesans döneminde Avrupalı bilim insanları, diseksiyonlar yoluyla kalbin yapısını ve işlevini anlamada büyük ilerlemeler kaydetti. Leonardo da Vinci, kalbi anlamak için detaylı anatomik çizimler yaptı ve hatta kalbin camdan bir modelini yarattı.

1900’lerden kalma bir sevgililer günü kartı

Bu dönemdeki bulgular, zamanla Aristoteles ve Galen’in fikirlerinden uzaklaşmaya başladı. 1628 yılında, İngiliz doktor William Harvey, dolaşım sisteminin işleyişini açıklayan önemli bir çalışma yayımladı. Bu çalışmayla birlikte bilim dünyası, kalbin duygusal merkez olduğu fikrini terk etti.

Bununla birlikte, edebiyat kalbin sembolik rolünü korumasına yardımcı oldu. Shakespeare, Dante ve onların etkilediği şairler, kalbi aşk ile ilişkilendirilen standart bir organ olarak belirlediler. Bu sembolik anlam zamanla, dile yerleşen çeşitli ifadeler ve kalbin aşk ile ilişkilendirilmesi yoluyla, kültürel bir norm haline geldi. Bugün, bir kalp içeren onlarca farklı emoji bulunmakta. Eğer bu eğilim devam ederse, kalp sembolünün gelecekte nasıl bir forma dönüşeceği ise şimdilik belirsiz.


Kaynaklar ve ileri okumalar için:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu