1971’de profesör Julian Stanley, Study of Mathematically Precocious Youth (SMPY) adlı programı kurdu. Program, 45 yılı aşkın bir süredir 5.000’den fazla üstün zekâlı çocuğu takip ediyor ve bu çocukların yetişkinlikte dünyayı nasıl şekillendirdiğini ortaya koyuyor.

Bugün öncü matematikçiler Terence Tao ve Lenhard Ng bu grubun içindeydi. Facebook’un kurucularından Mark Zuckerberg, Google’ın kurucularından Sergey Brin ve müzisyen Stefani Germanotta (Lady Gaga) da aynı yetenek programlarından geçmişti.
Üstün Yetenekli Çocuklar İle İlgili Araştırma Nasıl Başladı?
1968 yazında, profesör Julian Stanley 12 yaşındaki, Joseph Bates’le tanıştı. Baltimore’da yaşayan Joseph, matematikte sınıf arkadaşlarının çok ilerisindeydi. Ailesi bu yüzden ona Johns Hopkins Üniversitesi’nde, Stanley’nin ders verdiği yerde, bir bilgisayar bilimi dersi ayarlamıştı.
Fakat bu da yeterli olmadı. Joseph Bates’e nasıl yol göstereceğini bilemeyen bilgisayar hocası, onu bilişsel performans üzerine çalışan, psikometri alanındaki araştırmalarıyla tanınan Julian Stanley ile tanıştırdı.
Stanley, bu genç dâhinin yeteneğini daha iyi anlamak için ona bir dizi test uyguladı. Bu testler arasında, ABD’de üniversiteye gitmeyi hedefleyen 16–18 yaş arası öğrencilerin girdiği SAT sınavı da vardı.
Bates’in puanı, Johns Hopkins’e kabul sınırının çok üzerindeydi. Bunun üzerine Stanley, çocuğun ileri seviye matematik ve fen dersleri alabileceği bir lise bulmaya çalıştı ama başaramadı. Sonunda, üniversitede bir dekanı ikna ederek Bates’in 13 yaşındayken lisans öğrencisi olarak kaydolmasını sağladı. Stanley, Joseph Bates’ti Mathematically Precocious Youth (SMPY) programının “sıfırıncı öğrencisi” olarak tanımlamıştı.
Başlangıçta çalışmalar bireysel çözümler üzerinden ilerliyordu. Bates’in üniversitede hızla geliştiğini duyan diğer aileler de Stanley’e başvurmaya başladı. Bates, 17 yaşına geldiğinde hem lisans hem yüksek lisansını bilgisayar biliminde tamamlamış, Cornell’de doktora yapmaya başlamıştı. Daha sonra Carnegie Mellon Üniversitesi’nde yapay zekâ alanında öncü bir isim hâline geldi.
O günden bugüne SMPY, üstün yetenekli beş bini aşkın çocuğun kariyerlerini ve başarılarını izledi. Bu gençlerin önemli bir bölümü daha sonra seçkin bilim insanları, mühendisler ve akademisyenler oldu. Programdan doğan dev veri seti dört yüzden fazla makaleye ve birkaç kitaba kaynaklık etti.
Üstün Yetenekli Çocuklar Hakkında Neler Öğrendik?
SMPY’nin ilk öğrencileri bugün kariyerlerinin zirvesine ulaşmış durumda ve ortaya çıkan tablo son derece net. Erken yaşta fark edilen üstün yetenekli çocuklar, toplum üzerinde olağanüstü bir etki yaratıyor. Veriler arttıkça, üstün yetenekliler eğitiminin tek bir kalıba uymadığı da açıkça ortaya çıktı.
1976’da Julian Stanley, 563 öğrenciyi mekânsal yetenek açısından da değerlendirmeye başladı. Bu yetenek, nesneleri farklı açılardan algılayabilme ve uzamsal ilişkileri çözümleyebilme becerisini kapsıyordu. Elde edilen sonuçlar çarpıcıydı.
Mekânsal yetenek, yaratıcılık ve teknik inovasyon açısından güçlü bir belirleyici olarak öne çıktı. Matematiksel veya sözel becerileri yalnızca ortalamanın biraz üzerinde olan, ancak mekânsal yeteneği yüksek öğrenciler; ilerleyen yıllarda çoğu zaman başarılı mühendisler, mimarlar ve cerrahlar hâline geliyordu.
SMPY verileri, hızlı öğrenen öğrencilerin sınıf atlamasının önemli faydalar sağladığını da ortaya koydu. Sınıf atlayan çocuklar, aynı düzeyde zeki olup sınıf atlamayanlara kıyasla doktora veya patent alma konusunda %60 daha başarılıydı. Ayrıca, STEM alanlarında doktora yapma olasılıkları iki kat fazlaydı.
Bu hızlandırma yöntemi özellikle “10 binde 1” düzeyinde üstün yetenekli öğrenciler için kritik öneme sahipti. Zira bu grup, olağanüstü hızlı öğrenen bireylerden oluşuyordu ve eğitilmeleri en zor gruplardan biriydi.
Elbette sınıf atlatmak tek seçenek değil. SMPY araştırmacıları, daha mütevazı düzenlemelerin bile etkili olabileceğini gösterdi. Örneğin, lise yıllarında ileri düzey materyallere erişim sağlamak bile fark yaratabiliyor.
Yüksek yetenekli öğrenciler arasında, STEM alanında daha yoğun ve ileri düzeyde içerik görenler; aynı düzeyde zeki olup bu fırsatlara erişemeyen akranlarına kıyasla daha fazla makale yayımlıyor, daha çok patent alıyor ve daha üst düzey kariyerlere yöneliyor.
Sonuç Olarak
Tüm bu bulgulara rağmen, araştırmacılar üstün yetenek ve başarının tüm dinamiklerini hâlâ tam olarak çözebilmiş değil. Cleveland’daki Case Western Reserve Üniversitesi’nden psikolog Douglas Detterman, en yüksek yetenek düzeyine sahip bireyler arasında bile bazılarının neden başarılı olurken bazılarının olamadığının belirsizliğini koruduğunu söylüyor.
Zekâ önemli bir unsur, ancak her şeyi açıklamaya yetmiyor. Bunlara ek motivasyon, kişilik, çalışma disiplini ve diğer faktörler de başarı üzerinde büyük rol oynuyor. Ayrıca aile ve akran çevresi gibi çevresel faktörler de bireyin performansını şekillendirmede önemli bir faktör.
Beyin gücü yüksek bu gençlerin potansiyeli göz ardı edildiğinde, toplum da büyük bir kaybın bedelini öder. Uzmanlara göre, sağlık politikalarından enerjiye, iklim krizinden güvenliğe kadar pek çok temel sorunun çözümünde en yüksek potansiyele sahip olanlar, işte bu bireylerdir. Bu nedenle, geleceğe yönelik en değerli yatırımın onları desteklemek olduğu açıktır.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Want to raise a child genius? A study running for 45 years has suggestions.. Yyaınlanma tarihi: 8 Temmuz 2016. Kaynak site: Big Think. Bağlantı: Want to raise a child genius? A study running for 45 years has suggestions.
- Clynes, T. How to raise a genius: lessons from a 45-year study of super-smart children. Nature 537, 152–155 (2016). https://doi.org/10.1038/537152a
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi artırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel






“Üstün yetenekli çocuklar, ebeveynleri tarafından sevilmelerinin nedeni olarak başarılı ve yetenekli olmalarını görürler. Bu nedenle de sürekli başarılı ve en iyi olma kaygısı taşırlar.”
Bu üstün yetenekli çocuklara ait bir özellik değil; obsesif, mükemmeliyetçi bir çocuğa ait özelliktir.