Sinirbilim

Kayıttan Dinlediğimizde Kendi Sesimiz Bize Neden Farklı Gelir?

Eğer bir video çekip devamında dinlediyseniz, videoda konuşan kişinin kendiniz olmadığına kolaylıkla ikna olabilirsiniz. Konuşan kişi bir yabancı gibidir. Bu nedenle “Gerçekten böyle mi konuşuyorum?” tepkisi vermeniz olasıdır. Öncelikle merak etmeyin bu konuda yalnız değilsiniz. Bu tepki hemen hemen evrenseldir.

İnsanlar genellikle konuşurken seslerini daha derin olarak algılarlar. Kaydedilen ise karşılaştırıldığında, daha ince ve tiz olabilir. Sonucunda bu da birçok kişinin duyduğunu ürkütücü bulmasına neden olur. Peki ama neden kendi sesimiz bu kadar farklı gelir?

Ses, aslında havada titreşimlerden oluşan bir dalgadır (veya dalgaların bir kombinasyonu). Örneğin; mikrofon gibi bir kaynaktan ses çıktığında hava moleküllerini titreştirir. Her bir molekül yanındaki molekülün titreşmesini sağlar ve titreşimler dizisi kulağımıza vardığında mikrofondan çıkan sesi duymuş oluruz.

Aslında bunun nedeni, sesin iç kulağınıza nasıl ulaştığıyla ilgilidir. Sanıldığının aksine bu bir değil iki farklı biçimde gerçekleşir. Bunlardan ilki sesin hava yolu ile iletimidir.

Esasında ses, bir kaynak tarafından üretilen ve bir ortamda (katı, sıvı, gaz) iletilen titreşimdir. Örneğin masaya vurduğumuzda hem masanın tanecikleri hem de havadaki tanecikler titreşir. Kulak kepçemiz bu titreşimleri yakalar ve kulak zarımıza iletir.

Kulak zarımız da titreşir ve sinyali iç kulağa iletir. İnsan kulağı genelde 20 ile 20.000 Hertz aralığındaki sesleri duyabilir. Bu aralığın dışındakileri duyamayız ancak çevremizde ve bedenimizde yarattığı etkileri hissedebiliriz.

Kayıttan Duyduğumuz Gerçekten de Kendi Sesimizden Farklıdır

Ancak beyninize iletilen titreşimler sadece dışardan gelmez. Beyniniz iç kulak, boynunuzdaki ve başınızdaki kemikler tarafından iletilen titreşimleri de algılar. Bunlara da iç ses denir. Sonucunda konuştuğunuzda duyduğunuz bu iki yol ile ulaşan seslerin birleşimidir. Özellikle, kemikleriniz daha derin, daha düşük frekanslı titreşimleri geliştirir. Bu da sesinize, bir kayıtta duyduğunuzda eksik olduğunu düşündüğünüz daha dolgun bir kaliteyi verir.

Ancak konuşmanızı kaydedip dinlediğinizde, kemik-yoluyla iletilen titreşimler devreden çıkmış olur. Sonucunda sadece hava yoluyla iletilenleri duyarsınız. Bu da siz de farklı bir ses olduğu algısı oluşturur. Ancak aslında duyduğunuz size farklı gelse de bu sizin kendi sesinizdir.

Küçük bir deneme yapın. Kulaklarınızı tıkayın. Bu durumda dış titreşimleri filtrelemiş olacağınız için iç sesleri kısmen duyacaksınız. Aslına bakarsanız bazı insanlar bunu sürekli deneyimler. İç kulaklarındaki çeşitli anormallikler sonucunda bu insanlar nefes alışverişlerini ve hatta gözlerinin göz yuvasındaki hareketlerini bile duyabilirler.

Kendi sesimizi garip bulmamızın bir başka nedeni ise psikolojiktir. Sonucunda bir kişinin sesi öz kimliğinin bir parçasıdır. Kaydedilen ses algıladığımızdan daha kötü değildir. Ancak sonucunda kendimizi belli bir şekilde duymaya daha alışkınız.

2005 yılında yayınlanan bir çalışmada, araştırmaya dahil olan kişilerden kendi seslerini derecelendirmeleri istenmişti. Araştırmacılar genel olarak katılımcıların, kaydedilen seslerinin kalitesini daha olumsuz olarak değerlendirme eğiliminde olduklarını buldular. Bu da aslında alışkanlıklarımız neticesinde kendimizi sert bir biçimde eleştirme eğilimi gösterme eğiliminde olduğumuzun da bir kanıtıdır. ( Yazının devamında “Seçici İşitsel Dikkat Nedir? Bazı Sesleri Nasıl Filtreleriz?” başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Why do we hate the sound of our own voices? Yayınlanma tarihi: 17 Mayıs 2021; Bağlantı: https://theconversation.com/
  • Why does my voice sound so different when it is recorded and played back?. Yayınlanma tarihi: 13 Mayıs 2009; Bağlantı: http://www.scientificamerican.com/
  • Why Do Our Voices Sound Different to Us Than to Other People? Bağlantı:  http://mentalfloss.com
  • Mei Lee, Speech and Language Therapy Department, Queen Elizabeth Hospital NHS Trust, London SE18 4QH, UK, and Speech and Language Therapy Department, University Hospital Lewisham NHS Trust, London SE13 6LH, UK,

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu