Toplum Bilimi

İnkarın Gücü ve Doğrulama Yanlılığı Eğilimi

Doğrulama yanlılığı (İngilizce: confirmation bias), insanların mevcut inançlarıyla uyuşan bilgilere daha fazla dikkat etme, bu tür bilgileri daha kolay fark etme ve onlara daha çok güvenme eğilimini ifade eder.

doğrulama yanlılığı

İnanç ve görüşlerinizin kaynağı nedir? Muhtemelen, çoğu insan gibi siz de bunların yılların birikimine ve sahip olduğunuz bilgilerin nesnel bir analizine dayandığını düşünüyorsunuz. Oysa gerçekte, düşüncelerimiz çoğu zaman yalnızca inandıklarımızı destekleyen bilgilere odaklanmamızın ve diğer verileri farkında olmadan görmezden gelmemizin bir sonucudur.

Örneğin, yıllar önce televizyonda izlediğiniz eski bir film sizi derinden etkilemiş olsun. Geçtiğimiz günlerde Netflix’te gezinirken bu filme tekrar rastlamak sizi mutlu etti ve filmi yeniden izlediniz. Ertesi gün sosyal medyada filmle ilgili bir yazıyla karşılaştınız. Birkaç saat sonra ise arkadaşınızın gönderdiği mesajda, filmin oyuncularından biriyle ilgili bir habere denk geldiniz.

Şimdi ne düşünürsünüz? Yoksa evren size bir mesaj mı vermeye çalışıyor? Elbette hayır. Sadece doğrulama yanlılığını deneyimliyorsunuz.

Aslında Netflix’te onlarca film arasında gezindiniz; sosyal medyada film bloglarını zaten takip ediyorsunuz. Üstelik arkadaşınız size sürekli sinema içerikleri gönderiyor. Ancak zihniniz, bu akış içinden özellikle o eski filme dair olanları ayıklamaya ve diğerlerini geri plana itmeye başladı.

Doğrulama Yanlılığı Nedir?

Doğrulama yanlılığı, dünyayı bir filtreyle görmek gibidir. Yanlılık çoğu zaman zararsızdır. Ancak asıl sorun, bu filtre yüzünden gerçekleri inkâr etmeye başladığınızda ortaya çıkar.

Doğrulama yanlılığı, bizi yalnızca inandıklarımızı destekleyen bilgilere yöneltir. Yeni ve farklı fikirlerle çelişen verileri ya görmezden geliriz ya da değersiz buluruz. Zihnimiz, rahat hissettiği düşünce kalıplarını korumak ister. Bu yüzden, inandığımız şeylerle örtüşen verileri daha hızlı fark eder ve daha güvenilir kabul ederiz.

İnkarın Gücü ve Doğrulama Yanlılığı Eğilimi

Örneğin, ilk izlenimler, bir kişi hakkında kalıcı fikirler oluşturmamıza yol açar. Eğer biri hakkında olumlu düşünmeye başladıysak, sonraki davranışlarını da bu çerçevede değerlendiririz. Olumsuz bir ilk izlenim aldıysak, o kişinin olumlu yönlerini görmemiz zorlaşır.

Bu durum sadece bizi önyargılı göstermekle kalmaz. Aynı zamanda, bize zarar veren ilişkileri sürdürmemize de neden olur. Çünkü fark etmeden, kendi iç dünyamızda bir denge yaratmak isteriz. Düşüncelerimizin yanlış olma ihtimalini kabul etmek yerine, hatalı ilişkileri rasyonelleştiririz.

İnsan zihni, ait olduğu grubu yüceltme eğilimindedir. Doğrulama yanlılığı bu eğilimi güçlendirir. Kendi grubumuzla ilgili olumlu detayları hatırlarız; kusurları göz ardı ederiz. Dış grubun ise yalnızca olumsuz davranışlarına odaklanır, olumlu yönlerini görmeyiz.

Bu da kalıp yargılara, önyargılara ve ayrımcılığa zemin hazırlar. Zihin, rahat etmek için çerçevesini sabit tutar. Değişimi tehdit olarak algılar.

1960’lı yıllarda, İngiliz bilişsel psikolog Peter Wason, bu kavramı bilimsel olarak tanımlayan ilk kişidir. Terimi ilk kullanan da odur. Wason, bu eğilimi gözlemlemek için bugün klasikleşmiş bir deney olan Wason Seçim Testini geliştirdi. Deney, insanların çoğunlukla inançlarını doğrulayan kanıtları aradığını, buna karşıt olan bilgileri ise göz ardı ettiğini gösterdi.

Çelişkili Kanıtları Neden Göz Ardı Ediyoruz?

Kanıtları nesnel biçimde değerlendirmek zaman ve enerji gerektirir. Bu nedenle beyin, süreci hızlandırmak için daha pratik yollar arar. Doğrulama yanlılığı, bu süreci kolaylaştıran stratejilerden biridir.

Zihnimiz çoğu zaman bilişsel uyumsuzluktan kaçınmak ister. Yani inançlarımızla çelişen bilgiler karşısında rahatsızlık duyarız. Bu rahatsızlığı önlemek için üç temel süreç devreye girer:

  • Seçici maruziyet, kişinin yalnızca inançlarını destekleyen bilgilere yönelmesidir.
  • Seçici algı, çelişkili bilgilerin, mevcut inançlara uyacak şekilde yorumlanmasıdır.
  • Seçici hatırlama ise, kişinin yalnızca kendi düşüncelerini doğrulayan bilgileri akılda tutmasıdır.

Tüm bu süreçler, zihnimizin “en az dirençle” çalışmasına olanak tanır. Evrimsel psikolojiye göre, bu eğilim geçmişte hayatta kalmamıza yardımcı olmuş olabilir. Tehlike anında, tüm seçenekleri değerlendirmek yerine hızlı karar almak gerekirdi. Bu hızlı karar mekanizmaları, bugün hâlâ kararlarımızı etkiliyor.

Doğrulama yanlılığının bir diğer nedeni de egomuzu koruma ihtiyacımızdır. Kimse yanıldığını kabul etmek istemez. İnançlarımız çoğu zaman kimliğimizin parçasıdır ve onların sorgulanması, doğrudan bizi tehdit ediyor gibi hissettirir. Yanıldığımızı kabul etmek, zayıflık olarak algılanabilir. Bu nedenle, haklı olduğumuzu gösteren bilgileri aramaya meyilliyiz.

Doğrulama Yanlılığına Düşmemek İçin:

Doğrulama yanlılığı, özellikle bilgi toplama ve karar verme süreçlerinde sıkça ortaya çıkar.
Bu yanlılık genellikle bilinçdışı gerçekleşir; yani kararlarımız üzerindeki etkisinin çoğu zaman farkında olmayız. Psikoloji profesörü ve yazar Robert Cialdini, bu yanlılığı tanımamıza yardımcı olacak üç etkili yöntem öneriyor:

1. İçgüdülerini Dinle

Rahatsız edici bir durumla karşılaştığımızda bedenimiz çoğu zaman tepki verir. Örneğin, bir satış temsilcisi bizi zorladığında, fiziksel bir huzursuzluk hissederiz. Daha önce benzer taleplere “evet” demiş olsak bile, geçmiş kararlarımızı otomatik referans noktası olarak almamalıyız.

Bu durumda kendinize şunu sorun: “Şu an bildiklerimi o zaman bilseydim, aynı kararı verir miydim?”
Bu soru, sezgilerinizi yüzeye çıkarmanıza ve duygusal koşullanmalardan uzaklaşmanıza yardımcı olur.

2. Tarafsız Bilgiyle Başla

Doğrulama yanlılığı genellikle karar sürecinin en başında etkili olur. Bu nedenle, başlangıçta nötr bir bilgi zemini oluşturmak önemlidir. Bu nedenle, bilgiyi yalnızca tek bir kaynaktan değil, farklı ve güvenilir kaynaklardan edinmeye çalışın. Ayrıca, mutlak tarafsızlık zor olsa da, saygın ve dengeli yayınları tercih etmek, inançlarımız üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmamıza katkı sağlar.

3. Fikirlerini Tartışmaya Aç

Veriye dayalı bir karar alınırken, hipotezlerin oluşturulması ve değerlendirilmesi sırasında bireysel bilişsel yanlılıkların fark edilmesi gerekir. Bunu sağlamanın en etkili yollarından biri, başkalarıyla açık ve hedefli tartışmalar yapmaktır. Bu, zihinsel filtrelerinizi esnetmenize ve farkında olmadan dışladığınız bilgileri yeniden değerlendirmenize olanak tanır.

Doğrulama eğilimine karşı savaşın. Doğrulamayan kanıtları aramaya çalışın. İnsanın en sevdiği kuramlarını yok etmesi zor iştir, ama açık fikirli biri bundan kaçamaz. Carol Tavris’in dediği gibi; Sözde bilim popülerdir, çünkü zaten inandığımız şeyleri doğrular. Bilim, o kadar popüler değildir, çünkü inandığımız şeyleri sorgulatır. İyi bilim, tıpkı iyi sanat gibi, dünyaya yönelik yerleşik algılarımızı sarsar ve bizi rahatsız eder.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Ling, R. (2020). Confirmation bias in the era of mobile news consumption: The social and psychological dimensions. Digital Journalism, 8(5), 596–604. https://doi.org/10.1080/21670811.2020.1766987
  • Lord, C. G., Ross, L., & Lepper, M. R. (1979). Biased assimilation and attitude polarization: The effects of prior theories on subsequently considered evidence. Journal of Personality and Social Psychology, 37(11), 2098–2109. https://doi.org/10.1037/0022-3514.37.11.2098 
  • How Confirmation Bias Works; yayınlanma tarihi: 30 Temmuz 2021; Bağlantı: https://www.verywellmind.com
  • Lord, C. G., Ross, L., & Lepper, M. R. (1979). Biased assimilation and attitude polarization: The effects of prior theories on subsequently considered evidence. Journal of Personality and Social Psychology, 37 (11), 2098–2109.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir