1976’da iktisatçı ve tarihçi Carlo M. Cipolla (1922-2000), “İnsan Aptallığının Temel Yasaları” başlıklı bir deneme kaleme aldı. Başlangıçta yalnızca arkadaş çevresinde dolaşan küçük bir broşür olan bu metin, daha sonra kitap olarak yayımlandı.

Cipolla, insan davranışlarını açıklamak için iki bireyin bir ekonomik işlem sırasında etkileşimini temel alan basit bir model geliştirdi. Her işlemde ortaya çıkan kazanç ya da kayıpları esas alarak olası sonuçları dört alt bölüme ayrılmış bir diyagram oluşturdu.
Cipolla diyagramda, hem kendisine hem de karşısındakine zarar veren insanları “aptal” olarak nitelendirdi. Bu noktadan hareketle “aptallığın beş yasasını” tanımladı:
- İnsanlar, toplumdaki aptal bireylerin sayısını daima hafife alır.
- Bir kişinin aptal olma olasılığı, o kişinin diğer özelliklerinden tamamen bağımsızdır.
- Aptal kişi, başkalarına zarar verirken kendisine bir fayda sağlamaz, hatta çoğu zaman kendisi de zarar görür.
- Aptal olmayan insanlar, aptal bireylerin yıkıcı gücünü daima küçümser.
- Aptal kişi, en tehlikeli insan tipidir.
Bugün Carlo Cipolla, akademik çalışmalarından çok bu dört bölümlü diyagramı ve beş yasasıyla tanınır. Bunun nedeni, ortaya koyduğu fikirlerin gündelik deneyimlerle örtüşmesi ve ikna edici bulunmasıdır. Nitekim Cipolla’nın yaklaşımı, zamanla oyun teorisi gibi farklı yöntemlerle ele alınmış ve tartışılmıştır.

Carlo Maria Cipolla’ya Göre İnsan Çeşitleri
Cipolla’nın yaklaşımı, dört bölmeli bir diyagramla açıklanır. Diyagramın dikey ve yatay eksenleri, ekonomik bir işlemde yer alan iki bireyin elde ettiği kazanç veya uğradığı zararı temsil eder. Pozitif değerler kazancı, negatif değerler ise kaybı gösterir. Genellikle yatay eksen gözlemciyi (sizi), dikey eksen ise diğer kişiyi temsil eder.
Sol üst bölme, “çaresiz” bireylerin yer aldığı alandır. Bu bireyler, başkasına kazanç sağlarken kendilerine zarar verir. Örneğin, birinin kendi zamanını ve emeğini feda ederek başkasına yardımcı olması, ancak karşılığında hiçbir fayda elde etmemesi bu kategoriye girer.

Sağ üst bölme, her iki tarafın da kazançlı çıktığı işlemleri gösterir. Örneğin, iki kişinin adil bir takas yaparak her ikisinin de ihtiyaç duyduğu bir şeye kavuşması bu duruma örnektir. Sağ alt bölme ise “haydut” davranışını temsil eder. Burada bir kişi, diğerinin zararına kazanç sağlar. Örneğin, birinin başka birine kusurlu bir ürünü yüksek fiyata satması bu kategoriye girer.
Sol alt bölme, Cipolla’nın “aptallık” olarak tanımladığı davranış biçimidir. Bu durumda yapılan eylem, her iki taraf için de zararla sonuçlanır. Örneğin, bir kişinin trafik ışıklarını ihlal ederek hem kendisine hem de başka sürücülere kaza yaptırması, iki tarafın da zarara uğradığı tipik bir aptallık örneğidir.
Cipolla’nın dört bölmeli diyagramını biyolojik süreçlerle de açıklayabiliriz.
- Sol üst bölmede yer alan “çaresiz” bireyler, av–yırtıcı ilişkisinde avı andırır. Yırtıcı enerji kazanırken av hiçbir şey elde etmez. Benzer bir durum parazit–konak ilişkisinde de görülür.
- Sağ üst bölme “zeki” bireyleri temsil eder ve biyolojide simbiyoz ilişkisine benzer. Bu tür ortaklıklarda enerji alışverişi eşit olmaz, ancak genel olarak her iki taraf da kazanç sağlar.
- Sağ alt bölmede “haydut” bireyler vardır. Bu kez avlanan taraf kazançlı çıkar, diğer taraf zarar görür.
- Sol alt bölme ise “aptalların” alanıdır. Bu durum, konağını öldüren parazitlere benzetilebilir. Böyle davranışlar kısa vadede kazanç sağlasa da uzun vadede felaketle sonuçlanır.
İnsan Aptallığının Temel Yasaları
1: İnsanlar, toplumdaki aptal bireylerin sayısını daima hafife alır.
Birinci yasa özellikle dikkat çekicidir; çünkü çoğu zaman bir kişiyi değerlendirirken yanlış ölçütler kullanırız ve bu ölçütler aslında zekâ ile doğrudan ilişkili değildir. Çoğunlukla birinin işine, eğitimine, yaşam tarzına ya da benzeri özelliklerine bakarak onu daha zeki ya da daha az zeki olduğuna kanaat getiririz. Oysa bu tür ölçütler zekânın güvenilir göstergeleri değildir. Özellikle eğitim, en yanıltıcı parametrelerden biridir.
2: Bir kişinin aptal olma olasılığı, o kişinin diğer özelliklerinden tamamen bağımsızdır.
Çoğu zaman zekâyı, kendimizde de bulunan bazı özelliklerle eşdeğer görürüz. Eğer biz zekâmızı bu özelliğe bağlıyorsak, aynı özelliğe sahip bir kişinin de zeki olması gerektiğini varsayarız. Örneğin, siyasal görüşler buna iyi bir örnektir.
Çoğunlukla bizimle benzer görüşlere sahip kişileri daha zeki, farklı görüştekileri ise daha az zeki olarak değerlendirme eğilimindeyiz. Oysa bu doğru değildir. Aslında biz, kendi inançlarımızı veya yaşam biçimimizi zekânın göstergesi sayarız ve bize benzeyenleri de zeki kabul etmek zorunda hissederiz.
3: Aptal kişi, başkalarına zarar verirken kendisine bir fayda sağlamaz, hatta çoğu zaman kendisi de zarar görür.
Üçüncü yasa, matrisin dört bölmesini açıklığa kavuşturur. Aptal olmayan bir kişi, zaman zaman diğer üç kategoriye kayabilir. Bazen çaresiz gibi davranabilir, bazen zeki davranışlar sergileyebilir, kimi zaman ise haydut gibi hareket edebilir. Ancak aptal bir kişi her durumda aptal kalır. Onları tehlikeli kılan da budur: davranışları öngörülemezdir. Çünkü yaptıkları eylemlerden herhangi bir kazanç elde etmezler; hatta çoğu zaman kendileri de zarar görürler. Buna karşılık, bir haydutun ya da çaresizin eylemlerini tahmin etmek daha kolaydır, çünkü bu kişilerin hareketleri belli bir mantıksal düzen veya niyet çerçevesinde gerçekleşir.

4. Aptal olmayan insanlar, aptal bireylerin yıkıcı gücünü daima küçümser.
Dördüncü yasa oldukça açıktır: Mümkünse aptal insanlardan daima uzak durun. Onlar hayatınıza hiçbir zaman olumlu bir katkı sağlamazlar.
5. Aptal kişi, en tehlikeli insan tipidir.
Son yasa aslında şunu söyler: Eğer bir toplumda aptal insanların sayısı diğerlerinden fazlaysa, o toplum büyük ihtimalle çöker. Aptal olmayan bireyler, onların yarattığı tahribatı dengelemek için daha çok ve daha verimli çalışmak zorundadır. Bu çaba yalnızca kendi yaşamları için değil, herkesin iyiliği için gereklidir.
Sonuç olarak;
Bundan sonra tanıdığınız insanları gözden geçirirken hangi kategoriye girdiklerini fark etmeye çalışın. Zeki, haydut ya da çaresiz insanları ayırt etmek görece kolaydır; ancak aptal kişileri tanımak çoğu zaman çok daha zordur.
Cipolla’nın da vurguladığı gibi: “Toplumda dolaşan aptal bireylerin sayısı daima ve kaçınılmaz biçimde hafife alınır.”
Yazımızın sonunda Dietrich Bonhoeffer’in “aptallığın teorisi” başlığı ile kaleme aldığı düşüncelerini de öğrenmek isteyebilirsiniz. Bonhoeffer’ın Aptallık Teorisi: Kötüyü Tespit Etmek Kolaydır; Ancak Aptallık İçin Aynı Şey Geçerli Olmaz
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Would you do this at home? Why we are more likely to do stupid things on holidays. Yayınlanma tarihi: 24 Kasım 2020. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Would you do this at home? Why we are more likely to do stupid things on holidays
- Pratt, Stephen & Tolkach, Denis. (2020). Stupidity in tourism. Tourism Recreation Research. 1-14. 10.1080/02508281.2020.1828555.
- Dağtekin, Orhon. (2022). İktisadi Boyutuyla Aptallık, Yol Açtığı Maliyetler ve Aptallıkla Mücadele. 12. 10.53092/duiibfd.1125268.
- Cipolla’s 5 Laws of Human Stupidity. Yayınlanma tarihi: 26 Ocak 2023; bağlantı: https://sproutsschools.com/
- Perissi, Ilaria & Bardi, Ugo. (2021). The Sixth Law of Stupidity: A Biophysical Interpretation of Carlo Cipolla’s Stupidity Laws. Systems. 9. 57. 10.3390/systems9030057.
Matematiksel