Fizik

Feza Gürsey: Fiziğe Ve Matematiğe Adanmış Bir Ömür

"Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var. Bilim insanlarını unutan milletleri tarih de unutur."

Dr. Feza Gürsey, Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli fizikçilerden biridir. Yaptığı öncü çalışmalarla yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası alanda da bir bilim geleneği oluşturmuştur. Kendini zamanında esprili bir dille “Türkiye’nin seviyesine ve ihtiyaçlarına uygun olmayan üst düzeyde araştırma yaparak gençliğe zararlı örnek” olarak tanımlayan Gürsey’in adı, bugün çok daha fazla anılmayı hak ediyor.

Feza Gürsey: Fiziğe Ve Matematiğe Adanmış Bir Ömür

Feza Gürsey, bilime yaptığı üstün katkılarla tanınmakla kalmadı; sanat, edebiyat, sosyal bilimler ve felsefe konularındaki engin bilgisiyle de saygı gördü. Onu yakından tanıyan ünlü fizikçi Edward Witten, Gürsey için şu sözleri kullandı:

“Bilimsel çalışmaları büyük bir orijinallik, zarafet ve entelektüel cesaret taşıyordu. Hayatının sonuna kadar en zor problemlerle uğraştı, daha önce kimsenin adım atmadığı alanlara yönelerek iz bıraktı. Bilim insanı olarak etkileyiciydi ama bunun ötesinde, Schubert’ten Dede Efendi’ye, Goethe’den Yunus Emre’ye, Proust’tan Van Gogh’a kadar her konuda derinlikli sohbet edebileceğiniz bir insandı.”

Kısaca Feza Gürsey

Feza Gürsey 1921’de İstanbul’da doğdu. Babası Dr. Reşit Süreyya Gürsey (1889-1962), öğretmen olmanın yanı sıra fizikçi ve tıp doktorudur. Feza Gürsey’in annesi ise Türkiye’nin ilk kadın kimyacısı Prof. Dr. Remziye Hisar’dır. (1902-1992) 

remziye Hisar

Feza Gürsey, 1940 yılında Galatasaray Lisesi’nden, 1944’te ise İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik ve Fizik Bölümü’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesinde fizik asistanı olarak çalışırken, Millî Eğitim Bakanlığının açtığı yurtdışı burs sınavını kazandı. Bu başarı ona, doktorasını yapmak üzere İngiltere’deki Imperial College’a gitme fırsatı sundu.

1950 yılında, “Kuaterniyonların alan teorisine uygulanmaları” başlıklı doktora çalışmasını tamamladı. Bu özgün araştırma, bilim çevrelerinde büyük ilgi uyandırdı ve Gürsey’in yaşam boyu sürecek araştırma yönelimini belirledi. 1950-1951 yılları arasında Cambridge Üniversitesinde doktora sonrası çalışmalar yürüttü. 1951’de İstanbul Üniversitesine fizik asistanı olarak döndü, 1953’te ise doçent unvanını aldı.

Feza Gürsey: Fiziğe Ve Matematiğe Adanmış Bir Ömür
Oppenheimer’ın mektubu (Boğaziçi Üniversitesi Arşiv ve Dökümantasyon Merkezi). Bu mektupta Oppenheimer Feza Gürsey’i ABD’ye çağırıyordu.

Feza Gürsey, 1957 ile 1961 yılları arasında Brookhaven Ulusal Laboratuvarı, Princeton İleri Araştırma Enstitüsü ve Columbia Üniversitesinde araştırmalar yürüttü. Bu dönemde, Nobel Fizik Ödülü sahibi Wolfgang Pauli ile tanıştı; ayrıca J. R. Oppenheimer ve Nobel ödüllü fizikçiler E. Wigner, T. D. Lee ve C. N. Yang ile bilimsel ilişkiler kurdu, dostluklar geliştirdi.

Çalışmaları, bilim dünyasında geniş yankı uyandırdı. Citation Index verilerine göre, döneminde en çok atıf alan iki Türk fizikçiden biri oldu. Gürsey, bu süreçte iki kez Nobel Fizik Ödülü’ne aday gösterildi.

Feza Gürsey’in Fiziğe Katkıları Nelerdir?

Feza Gürsey
1968’de Tübitak Bilim Ödülü’nü kazandı.

1961’de Türkiye’ye dönen Feza Gürsey, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin kendisine sunduğu profesörlük teklifini kabul etti. 1974 yılına kadar burada öğretim üyeliğini sürdürdü. Teorik fizik alanında yayımladığı 120’yi aşkın bilimsel makalenin her biri, uluslararası düzeyde büyük ilgi gördü ve yankı uyandırdı.

1965’ten itibaren Yale Üniversitesi’nde de profesör olarak görev yapmaya başladı. Uzun süre hem ODTÜ’de 1977’de fizikçi Sheldon Glashow ile birlikte Oppenheimer Ödülü’nü kazandı. Ayrıca Einstein Madalyası, Collège de France Madalyası gibi çok sayıda önemli ödüle layık görüldü.

1991’de emekliliğinin ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışmalarına devam etmek istedi ancak kansere yakalandı. Tedavi için gittiği Yale Üniversitesi Hastanesi’nde, 13 Nisan 1992 tarihinde yaşamını yitirdi.

Feza Gürsey: Fiziğe Ve Matematiğe Adanmış Bir Ömür

Feza Gürsey’in Ardından

Feza Gürsey, teorik fizik alanındaki çalışmalarına matematiği ustalıkla kattı. Mach Prensibi ve atomaltı parçacıkların sınıflandırılması gibi konulara önemli katkılarda bulundu. Maddenin temel yapı taşlarını anlamaya çalışırken, bu yapının ardındaki matematiksel düzeni araştırarak konunun daha derinlemesine kavranmasını sağladı. Özellikle evrende var olduğu düşünülen simetri kavramı üzerine yoğunlaştı. SU(6) simetrisinin altında yatan yapıyı anlamaya çalıştı. Bu yöndeki bulguları, pek çok teorinin temelini oluşturdu.

Dönemin önde gelen fizikçilerinden Wolfgang Pauli, Gürsey’in Princeton Enstitüsü’ne başvurusu için yazdığı mektupta şu ifadeyi kullandı. “Ben, seni tavsiye edebilir miyim diye düşünmüyorum, tam tersi, Princeton Enstitüsünü sana tavsiye edebilir miyim diye düşünüyorum.” Bu sözler, bilim dünyasında ona duyulan saygının düzeyini açıkça gösteriyor.

Yakın arkadaşı Samuel MacDowell da Gürsey’in bilimsel etkisini şöyle dile getirdi. “Feza’nın Yale Üniversitesi’ne bıraktığı en değerli miraslardan biri, fizik ve matematik bölümleri arasında kurduğu yakın iş birliğiydi. İki alandaki bilgisinin derinliği hayranlık vericiydi. Fizik ile matematik arasındaki eski ve verimli bağ neredeyse kopmuştu. Feza, bu geleneği yeniden canlandırmada büyük rol oynadı.”

Sonuç olarak;

Feza Gürsey, öğrencileri için yalnızca bir bilim insanı değil; aynı zamanda ilham veren bir öğretmen ve her zaman yanında duran bir yol arkadaşıydı. Onun bilimsel mirası, yalnızca çalışmalarıyla değil, bıraktığı kurumlarla da yaşamaya devam etti.


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir