Nükleer Füzyon Enerjisi Nedir? Sonsuz Enerjiye Kavuşabildik mi?

5 Aralık’ta ABD Ulusal İgnisyon Tesisi (NIF), bir nükleer füzyon reaktöründe reaktöre verilen enerjiden daha yüksek bir enerji üretmeyi başararak bir ilke imza attı. Bu başarı, enerjine krizine son vermesi bakımından önemli olması dolayısıyla çeşitli mecralarda ses getirdi. Peki nükleer füzyon reaktörleri ve sonsuz bir enerji kaynağına kavuşma iddiası ne kadar hayal ne kadar gerçek?

Nükleer Füzyon Nedir?

Nükleer füzyon; hafif iki atom çekirdeğinin bir araya gelerek daha ağır bir çekirdek meydana getirdiği nükleer bir tepkimedir. Bu tepkimeyi gerçekleştirmeye en elverişli elementler hidrojen ve onun izotopları olan döteryum ile trityumdur.

Nükleer füzyon tepkimeleri her zaman enerji açığa çıkarmayabilir. Eğer füzyonu gerçekleştiren elementler demirden daha ağırsa, bu tepkimenin dışardan enerji alması gerekir. Bunun sonucunda enerji açığa çıkmaz. Ancak yazımızda füzyon enerjisinden bahsederken demirden daha hafif elementlerin füzyon tepkimelerinden bahsediyor olacağız. ( Nükleer Fizik hakkında temel bilgileri okumak için: Nükleer Fizik Hakkında Bilmeniz Gereken Temel Bilgiler)

Güneş, çekirdeğinde gerçekleşen nükleer füzyon tepkimeleri sayesinde gezegenimizin en büyük enerji kaynağıdır.

Nükleer füzyon tepkimelerine en güzel örnek Güneş ve diğer yıldızlardır. Güneş’in çekirdeğinde, sahip olduğu inanılmaz yüksek basınç ve sıcaklık sayesinde 2 hidrojen atomu kaynaşarak tepkime sonucunda bir helyum atomu ve bir nötron açığa çıkarır. Güneş enerjisi gezegenimize yıldızımızın yüzeyi olan fotosfer tabakasından ulaşır. Aşırı ısınmış bir topa benzeyen Güneş’in bu tabakası, nükleer füzyonun gerçekleştiği çekirdek tarafından ısıtılır. Bu tepkime sonucu oluşan enerji Dünya’ya elektromanyetik radyasyon halinde ulaşır.

İki hidrojen atomunun kaynaşarak helyuma dönüşmesi

Füzyon enerjisinin temelinde hepimizin aşina olduğu E= mc2 denklemi yatmaktadır. Bu denklem bize madde ile enerjinin eşdeğer olduğunu söylerken aynı zamanda da çok küçük bir kütlenin çok fazla enerji açığa çıkarabileceğini söylemektedir. (c ışık hızı olup sabit bir değerdir.) Atomların çekirdeği kaynaştığı zaman tepkimeye giren parçacıklar yeni oluşan parçacıktan biraz daha fazla kütleye sahiptir. İşte bu kütle farkı da E= mc2 denkleminin bize söylediği gibi enerji olarak serbest bırakılmaktadır.

Füzyon Reaktörleri Nedir?

Güneş, Dünya için öylesine önemli bir enerji kaynağıdır ki fizikçilerin yeryüzünde yapay bir Güneş yapmayı istemelerine şaşmamak gerekir. Füzyon enerjisi hem çok verimli hem de temiz bir enerji kaynağı olma potansiyeli taşımaktadır. Bu nedenle bilim insanlarının ve devletlerin füzyon enerjisine olan ilgisi artmaktadır.

Ancak sizin de tahmin edeceğiniz üzere herhangi bir yıldızı ya da kendi yıldızımız olan Güneş’i yeryüzüne getirerek füzyon enerjisine kavuşamayız. Peki nükleer füzyon reaktörü ya da bir başka deyişle Dünya üzerinde yapay bir Güneş yapabilir miyiz?

Aslında bu alandaki çalışmalar 1950’li yıllardan beri süregelmektedir. Dünya üzerinde füzyon tepkimelerini gerçekleştirmek oldukça zordur. Bunun için bazı koşulların oluşturulması gerekmektedir. Öncelikle elektronları çekirdekten koparmak için çok yüksek sıcaklıklara ulaşılması gerekiyor. (Bir kıyaslama olması açısından Güneş’in çekirdeğinin 15 milyon santigrat derece olduğunu düşünebilirsiniz.)

Ardından oluşan sıcak plazmayı minimum süre boyunca yüksek bir sıcaklıkta tutmak için de hapsedilmesi gereklidir. Son olarak ise plazma yoğunluğu, çekirdeklerin birbirine yakın olabilmesi ve füzyon tepkimesinin gerçekleşebilmesi için yeterli olmalıdır.

Füzyon Reaktörleri Nasıl Çalışır?

Bir nükleer füzyon reaktörü olan tokamak reaktörünün içi

Atomun çekirdeğindeki itmenin üstesinden gelmek için yıldızlardaki gibi bir yerçekimine ihtiyaç vardır. Bu yerçekimini yeryüzünde oluşturmak mümkün olmadığından mühendislerin nükleer füzyon reaktörlerini Güneş’in çekirdeğinden daha yüksek sıcaklıklara çıkacak şekilde tasarlamaları gerekmektedir.

Nükleer füzyon reaktörleri yani tokamaklar, yıldızlarda gerçekleşen füzyon tepkimelerini yeryüzünde gerçekleştirmeye yarayan yapılardır. Şu anda Dünya’da 200’den fazla tokamak bulunmaktadır. Tokamakların görevi füzyon enerjisiyle ısıtılan plazmanın termal enerjisiyle suyu ısıtıp buhar oluşturmak ve bununla da bir tribüni döndürerek enerji üretmektir.

Bu görevi yerine getirmek için tokamakların 150 milyon santigrat dereceye ulaşması gerekir. Ayrıca bu durumu da belli bir süre boyunca koruyabilmesi gerekmektedir. 2021 yılında Çin’in yapay Güneş’i olarak adlandırılan EAST tokamağı, 101 saniye boyunca 120 milyon santigrat derecede çalışabilmişti.

Çin’in EAST tokamağı

Ancak bu ekstrem sıcaklıklar tokamakların yerine getirmesi gereken tek koşul değildir. Aşırı ısınmış plazmanın muhafaza edilebilmesi için tokamakların inanılmaz güçlü manyetik alanlar kullanması gereklidir. Şu anki teknolojimizle bunu yapmaya çalıştığımızda sistemin çalışması için harcadığımız enerji, sistemin ürettiği enerjiden çok çok fazladır.

Sonsuz Enerjiye Kavuşabildik mi?

Bu alanda yapılan en yeni atılımsa yazımızın başında bahsettiğimiz ABD Ulusal İgnisyon Ajansı’nın 5 Aralık’ta kırmış olduğu rekordur. Tesis, hidrojenin izotopları olan döteryum ve trityumun donmuş halini içeren bezelye büyüklüğündeki bir altın silindire 2.05 megajoule enerji verebilmek için 192 tane lazerden oluşan bir sistem geliştirdi.

192 lazer altın silindire hedeflendi. Sonucunda silindirin bulunduğu kapsülün patlamasıyla döteryum ve trityum füzyon tepkimesine girerek helyum atomu oluşturdu. Labaratuvarın analizlerine göre 3.15 megajoule enerji açığa çıktı. Bu da başlangıçta reaktöre verilen enerjiden %54 daha fazla bir enerji elde edildiği anlamına gelmektedir.

ABD Ulusal İgnisyon Ajansı’nın kullandığı lazer sistemi

Bu haber elbette oldukça sevindirici ve umut vericidir. Ancak temiz ve sonsuz enerjiye ulaştık diyebilmemiz için henüz çok erken. Her ne kadar tesis, sisteme en başta 2.05 megajoule enerji verip 3.15 megajoule enerji üretmiş olsa da, sisteme en başta verilen 2.05 megajoule’lük enerjinin üretilebilmesi için 192 lazerin 322 megajoule’lük bir enerji harcaması gerekmiştir.

Sonuç Olarak;

Yani ortada halen çok büyük bir enerji açığı sorunu bulunmaktadır. Fakat bu enerji sorunun çözülemez olduğunu göstermez. Bilim insanları ve mühendisler füzyon reaktörleri konusunda çalışmalarına devam ediyorlar. Şimdi olmasa bile gelecekte füzyon reaktörleri sayesinde gezegenimize zararı olmayan ve de enerji krizine kökten çözüm olacak bir enerji kaynağına kavuşabiliriz.



Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Melike Üzücek

Ankara Fen Lisesi'nden mezun oldum. Erdemli insanların yetişmesinde en önemli unsurun eğitim olduğunu düşündüğüm için lisans eğitimime matematik eğitimi üzerinden devam ediyorum. Kitap okumayı yazarların zihinlerine, düşünce dünyalarına girmek olarak gördüğümden kitap okumak benim için boş zaman aktivitesinden çok daha farklı bir konumdadır. Araştırma yapmayı ve sorgulamayı seven biriyim. Matematik ve biyoloji başta olmak üzere felsefe, astronomi, modern fizik ile ilgileniyorum.

Bu Yazılarımıza da Göz Atınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu