1940’ta Kopenhag işgal edildiğinde, Niels Bohr’un laboratuvarında kendisine ait olmayan iki Nobel madalyası vardı. Biri 1914’te ödül alan Max von Laue’ya, diğeri 1925 kazananı James Franck’a aitti. Her ikisi de dikkat çekmemek için madalyalarını Bohr’a göndermişti.

Ancak altından yapılmış bu madalyalar artık ciddi bir riskti. Parlak, ağır ve üzerinde isim yazılıydı. O dönem altının ülkeden çıkarılması kesinlikle yasaktı. Üstelik sahiplerinden biri Yahudi kökenliydi, diğeri rejime açıkça karşıydı. Madalyalar bulunursa, bu durum Bohr için tehlikeli olabilirdi. Çok kısa sürede onları saklamanın ya da ortadan kaldırmanın bir yolunu bulması gerekiyordu.
Bohr’un enstitüsü yıllardır Yahudi bilim insanlarını korumuş, onlara sığınak olmuştu. Bu durum elbette biliniyordu. Artık Danimarka resmen işgal altındaydı ve Bohr, sıradaki hedeflerden biri olabileceğini fark etmişti. Ne yapacağını bilmiyordu.

İki Nobel Ödülünden Nasıl Kurtulursunuz?
Kopenhag’ın işgal edildiği gün, Bohr’un laboratuvarında Macar bir kimyager çalışıyordu: Georgy de Hevesy. (Yıllar sonra o da Nobel kazanacaktı.) O günleri anlatırken şöyle yazdı: “Madalyaları gömmeyi önerdim.”
Ama Bohr bu fikri reddetti. Ona göre askerler bahçeyi kazacak, binayı didik didik arayacaktı. Toprağa gömmek fazla riskliydi. Başka bir yol bulmaları gerekiyordu.

Hevesy sonunda başka bir yol buldu: madalyaları saklamak yerine görünmez hâle getirmek. Yani kimyasal olarak çözmek. Yıllar sonra o anı şöyle anlatacaktı: “Kopenhag sokaklarında askerler yürürken, ben Laue’nin ve Franck’ın madalyalarını çözüyordum.”
Altını yok etmek kolay değildi. Çünkü altın, doğada en kararlı elementlerden biridir. Parlamasını kaybetmez, kolayca tepkimeye girmez, neredeyse hiçbir madde içinde çözünmez. Ama bir istisna vardı: aqua regia adı verilen özel bir karışım. Üç ölçü hidroklorik asit ve bir ölçü nitrik asitten oluşuyordu. Ve altını çözebilen bilinen tek sıvı buydu.
Hevesy bu karışımı hazırladı. Bohr’un laboratuvarında, gözlerinin önünde iki Nobel madalyası yavaş yavaş kayboldu. Askerler binaya ulaştığında, her iki madalya da çoktan bir şişe içinde sıvı hâline gelmişti. Hevesy, bu şişeyi laboratuvarda kimsenin dikkat etmeyeceği yüksek bir rafa kaldırdı ve orada bıraktı.
Askerler Bohr’un enstitüsünü bastığında, binayı yağmaladılar, delil ya da değerli bir şey aradılar. Ama raftaki turuncu renkli aqua regia dolu şişeye dokunmadılar. Onlar için sıradan bir laboratuvar malzemesinden ibaretti.
1943’te Hevesy kaçmak zorunda kaldı. Yıllar sonra, Avrupa’da savaş sona erdiğinde laboratuvarına geri döndü. Rafta bıraktığı o sıradan görünümlü şişe hâlâ yerindeydi. Kimse fark etmemiş, kimse dokunmamıştı. İçinde, iki Nobel madalyasının altına dönüş yolculuğu sakince bekliyordu.
Nobel Ödülünü Tekrardan Bir Araya Getirmek

Danimarka’ya döndüğünde, Hevesy olağanüstü bir şey yaptı. Kimyasal süreci tersine çevirdi, çözelti içindeki altını yeniden ayrıştırdı. Ardından, 1950’nin Ocak ayında saf altını İsveç Kraliyet Akademisi’ne gönderdi.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Dissolve My Nobel Prize! Fast! (A True Story). yayınlanma tarihi: 3 Haziran 2011; Bağlantı: https://www.npr.org/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
 
 




