Toplum ve Yaşam

Fotoğraflarda Neden Kendimizi Beğenmeyiz? Bu Sorunu Çözmenin Bir Yolu Var mı?

Kabul edelim, nadir bulunan bir fotojenik güzel değilseniz ya da iyi fotoğrafçı arkadaşınız yoksa, muhtemelen fotoğraflarda berbat görünüyorsunuzdur. Elbette aynı durum bizim için de geçerlidir. Sonucunda bu sizin ya da bizim çirkin olduğumuz anlamına gelmez. Ancak aynada gördüğümüz görüntü ile fotoğrafta baktığımız görüntü arasında bir biçimde bariz bir fark vardır. Bu yazıda ayna ile fotoğraf arasındaki farkı anlamaya çalışalım. Sonrasında da fotoğraflarda neden kendimizi beğenmeyiz sorusunu cevaplayalım.

Dünyamızı gözlerimiz ile algılarız. Ve gerçek bir dünya algısı için iki göze birden ihtiyaç duyarız. Bu iki gözümüz de başımızın önündedir. Birbirlerine oldukça yakın olmaları sonucunda da, her bir göz aynı alanı biraz farklı bir açıdan görür. Sonucunda da gözlerimizin gördüğü bu bilgiler beyinde birbirini tamamlar.

Aslında bunu deneyimlemeniz oldukça kolaydır. Sabit bir noktaya bakın ve sırasıyla sağ ve sol gözünüzü kapatın. Gördüğünüz iki görüntü arasında farklar olduğunu barizdir. Neyse ki beynimiz bu farkları ortadan kaldırır ve üç boyutlu gerçek dünya deneyimi yaşamamızı sağlar.

Ancak burada asıl mesele 3 boyutlu olarak görmemiz. Sonucunda bir kameranın yalnızca bir gözü vardır. Bu nedenle fotoğrafçılık, görüntüleri aynaların yapmadığı şekilde düzleştirir. Ayrıca, odak uzaklığına ve özneye olan uzaklığa bağlı olarak, lens rahatsız edici geometrik bozulmalar yaratabilir. 

Örneğin, kısa bir odak uzaklığıyla (uzaklaştırılmış) bir fotoğraf çekilirse ve aynı zamanda konu da kameraya yakınsa, o zaman portreyi eğip burnu ve alnı ortaya çıkaran bir balıkgözü lens efekti elde edersiniz. Neyse ki başarılı fotoğrafçılar bu sorunun farkındadır. Bu nedenle güzel bir fotoğraf için tam olarak nerede durmalarını iyi bilirler. Aslında bu konuyla ilgili oldukça ilginç bir araştırma da var. Göz atabilirsiniz: Selfie’ler Neden Burnunuzdan Nefret Etmenizi Sağlar?

Fotoğraflarda Kendimizi Beğenmeme İle İlgili Bir Başka Neden de Simetri Sorunudur

Günde birçok kez aynaya bakarız ve o yüze o kadar alışmışızdır ki kendimizi dışarıdan başkasının gözüyle görsek yadırgarız. Bir kere kendinizi gördüğünüz yansıma ile fotoğrafta ya da filmde gördüğünüz görüntü birbirinin tersidir. Eğer ki yüzümüz tamamen simetrik olsaydı bir sorun olmayacaktı.

Ancak çok ufak da olsa yüzümüzün sağ ve sol taraflarında farklılıklar vardır. Bunu bilinçli bir şekilde algılayamıyor olsanız da kendi fotoğrafınıza baktığınızda bu göze çarpar. Sonucunda da bu duruma alışık olmadığınız için beğenmeme eğilimi gösterirsiniz. Aşağıdaki fotoğrafta Lincoln’ün orijinal ve aynada yansıtılmış haline bakın. Aradaki bariz farkı anlayacaksınız.

Ayrıca aynada kendinize bakarken açıyı her zaman gerçek zamanlı olarak düzeltme avantajına sahipsiniz. Farkında olmadan, kendinize her zaman iyi bir açıdan bakacaksınız. Buna karşılık, fotoğraflar sizi her zaman kötü bir açıdan yakalar. 

Fotoğraflarda Güzel Görünmememizin Bir Başka Nedeni de Doğal Olmayışımızdır

Gerçek hayattaki bir nesneye baktığınızda, gözleriniz ve beyniniz görüntüyü en iyi biçimde göreceğimiz biçimde ayarlamaya çalışır. Ancak bu zihinsel kalibrasyon olmadığında, bir fotoğraf genellikle çirkin görünen gölgeler ve ışıkları da yakalayacaktır.

Flaşı açmanız gerektiğinde ise işler daha da kötüleşir. Flaş, cildinizin parlak ve yağlı görünmesini sağlar. Yüz hatlarımızı keskinleştirir ve bunlarda kendinizi beğenmemeniz için yeterli sebeplerdir. Bu nedenle daha güzel fotoğraflara sahip olmak istiyorsanız, doğal ışıkta çekilmelisiniz.

Ayrıca birisi size bir fotoğraf için gülümsemenizi söylerse, gerçekten istemediğiniz sürece bunu yapmayın. Mümkün olduğu kadar rahat kalın, böylece yüz kaslarınız doğal olmayan ve hoş olmayan bir poza dönüşmez. “İstemli gülüşlerin” hepsi kendisini belli eder. Gerçek gülümsemeler Duchenne gülümsemesi olarak bilinir.

Güldürücü kas olarak da bilinen rizoryus kaslar, gülmemizin dışında elmacık kemiğine bağlı kaslarımızı kontrol ediyor. Sahte gülüş dediğimiz hareket işte bu kasların hareketi ile oluşur. Oysa normal bir kahkahada sadece elmacık kasları değil, tüm yüz kasları yukarı doğru hareket edecektir. Bu da daha doğal görünmememizi sağlayacaktır.

Fotoğraflarda Kendimizi Beğenmeme Nedenlerinden Birisi de Algılarımızdır.

Hava Kuvvetleri pilotlarıyla yapılan testler, saniyenin yalnızca 1/220’sinde gösterilen bir resimde uçağı tanımlayabildiklerini göstermiştir. Çoğumuz savaş uçağı pilotu olmasak da, oldukça başarılı biçimde küçük farkları ayırt edebiliyoruz.

Bununla birlikte, insanlar söz konusu olduğunda beyin, andan ana ortaya çıkan her bir yüz ifadesine dikkat etmez. Bunun yerine, beyin bunların ortalamasını alır. Bu nedenle başka biriyle konuşurken bir gözün veya yüz kasının her seğirmesini bilinçli olarak hissettiğinizi hayal edin.

Aslında bunu fark etmediğiniz için beyninize teşekkür etmelisiniz. Ancak bir kameralarda ise durum çok farklıdır. Sonucunda bir fotoğraf karesi tüm deformasyonlarla birlikte bir anı dondurur. Bu anda nasıl görüneceğiniz ise aslında bir miktar şansınıza bağlıdır.

Kendi fotoğrafına bakıp da kendini beğenen genelde pek bulunmaz.

Fotoğraflarda kendinizi beğenmemenizin bir başka nedeni de bir miktar psikolojiktir. Sonucunda gün içinde reklam panolarında, instagram sayfalarına bir çok fotoğraf görüyoruz. Ancak bu fotoğrafların çoğunun çeşitli düzenlemelerden geçtiğini unutuyoruz. Sonrasında da kendi fotoğraflarımızda da aynı etkileyici sonucu görmeyi bekliyoruz.

Sonuç olarak, muhtemelen fotoğraflarınızda o kadar da kötü görünmüyorsunuz ve kendinizi çok sert bir şekilde yargılıyorsunuz. Bu nedenle karşılaştırma yapmaktan vazgeçin


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Batuhan Erdik

Grafik tasarımcısı ve bilgisayar meraklısı...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu