Tarih

Ouija Ruh Çağırma Tahtası Nasıl Hareket Ediyor?

Ouija tahtası ruhlar dünyasına sorular sormasına yarayan ve üzerinde harfler, sayılar ve ‘evet’, ‘hayır’, ‘belki’ ve ‘hoşça kal’ kelimeleri olan bir alettir. Üzerinde de görünüşe göre kendi kendine hareket eden iki ucu kulplu küçük bir levha yer alır.

Ouija Tahtası

İnsanlar Ouija tahtasının konulduğu masanın etrafında toplanır. Katılımcılar ellerini, planşet denen ortadaki parçanın üzerine yerleştirirler. Ardından katılımcılardan biri, bir soru sorar. Planşet tahtanın üzerinde mucizevi bir şekilde hareket etmeye başlar. Bu sayede de iletişim gerçekleşir.

Peki bu tahta nasıl bu kadar popüler oldu? İnsanlar bir tahta aracılığı ile ruhlarla iletişim kurabileceklerine nasıl inanmaya başladı? Neyse ki bilim insanları bize ruh çağırma tahtalarının nasıl işlediğini açıklayabilir. Ancak kesin olan bir şey var ki yaklaşık 200 yıl önce bir konuşma tahtası olarak üretilen Ouija Tahtasının hikayesi insanlık tarihi ve kültürü hakkında da bize bir şeyler anlatıyor.

Ouija tahtasının üzerinde, yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi genellikle kalp şeklinde bir araç kullanılır. Buna planşet (planchette) denir. Planşet yerine cam kupa kullanımı da yaygındır.

Ouija Tahtası Hayatımıza Nasıl Girdi?

1800’lerin ikinci yarısı özellikle Amerika’da spritüal hareketlerin altın çağıydı. Ülke bir iç savaştan çıkmıştı ve bunun sonucunda yaklaşık bir milyon kişi yaşamını yitirmişti. Yaşanan kayıpların ardından bazıları teselliyi maneviyatta aradı. İnsanlar bir biçimde kaybettikleri yakınları ile iletişime geçmek istiyorlardı. Bu saplantı 1890’lara kadar devam etti. Bu dönem bir patent ofisine gitmek ve ruhlar ile iletişim kurmaya yarayan bir şey icat etmek için uygun zamandı.

Bu nedenle 1890 ile 1900 yılları arasında bir çok kişi bir konuşma tahtası patenti alma yarışına başladı. 1891 tarihli aşağıda gördüğünüz patent ise Ouija Tahtasının atasıdır. Bu tahtanın arkasındaki isimler ise  Charles Kennard ve  Elijah Bond olarak bilinmektedir. İsmin kökeni biraz şaibeli olsa da bunun yazar Quida ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Ancak bu oyuncak aynı zaman da Mısır şans tahtası olarak da patent aldığı için, isim Mısır diline çağrışım yapmak için de seçilmiş olabilir.

Ertesi yıl da girişimci William Fuld kendi konuşma tahtasının patentini alacaktı. Ancak Ouija yükselen markaydı. Zaman içinde tüm rakiplerinin patentlerini satın aldı ve ruhlarla iletişim kurmak için tek marka olmayı garantiledi. Zaman içinde ruh dünyası kurumsallaştı. Popüler kültürün katkılarıyla da giderek daha fazla kişi Ouija Tahtası kullanmaya başladı. Günümüzde de bu tahta biraz korku, biraz eğlence amaçlı kullanılmaya devam ediyor.

Tarihçesine baktığınız zaman sizin de fark etmiş olacağınız gibi bu süslü tahtanın ruhlar ile iletişim kurmakla pek bir ilgisi yok. Ancak bunu bir biçimde deneyimlemiş ya da basit bir fincan ile çocukken ruh çağırma oyunu oynamışsanız gerçekten hareket ettiğine şahit olduğunuzu iddia edebilirsiniz. Ve aslında gerçekten de hareket ediyor. Peki bu nasıl gerçekleşiyor?

Bir Ouija Tahtasının Arkasındaki Bilim

İdeomotor etkisinin keşfi, esrarengiz ruh çağırma seanslarında hiçbir gizem olmadığını, olan bitenin sadece aldanmanın ve zaman zaman da şarlatanlığın bir karışımı olduğunu kanıtladı. 1853 yılında fizikçi Michael Faraday tarafından yapılan ve günümüzde modern tekniklerle tekrar edilen deneyler, fincanları hareket ettiren unsurun istisnasız her seferinde insanlar olduğunu göstermiştir. Ancak bunu aslında çok da isteyerek yapmamalardadır.

Ouija tahtası üzerine parmaklarını koyan, psikolojik olarak kandırılmaya açık olan, beklediği sonuca duygusal olarak yüksek bağlılık duyan insanlar, ideomotor faaliyetler göstererek bilişsel olarak farkında olmasa bile işaretçiyi kontrol edebilmektedir.

İdeomotor eylem bilinçsiz bir eylem türüdür. Kaslarımızın bilinçsiz bir şekilde aklımızdaki bir düşünceye gösterdiği tepkinin sonucu ortaya çıkan eylemdir. Genellikle zihnimizin bilinçaltı yansımasıdır. İdeomotor etkisi ortaya çıktığında bir düşünce veya zihinsel bir görüntü bir refleks reaksiyonunu tetikler.

Bir Ouija tahtası karşısında tahtaya sorular sorduğunuzda, bu sorular beyninizde bazı anıları tetikler. Bunun sonucunda da istemli kaslarınız sizin bilinciniz dahilinde olmadan küçük hareketlerde bulunabilir. Bütün oyuncuların bu küçük hareketleri ortak bir karara vardığında levha bir harfe doğru ilerlemeye başlar. İdeomotor etkinin örneklerini bizlere gösteren çok sayıda bilimsel çalışma vardır. Araştırmaların birinde katılıcılar gözleri kapalı olarak bir Ouija tahtasının başına oturduğunda aynı etkinin gerçekleşmediği gözlenmiştir.

İdeomotor etki çubukla maden arama, otomatik yazma ve kolaylaştırılmış iletişim de dahil bütün doğaüstü fenomenleri de açıklar. Çünkü bu durum hareketlerin kişilerin kendileri tarafından oluşturulmasına rağmen dışarıdan bir gücün etkisi altında oluştuğu illüzyonunu yaratır.

İdeomotor Etkiyi Siz de Deneyebilirsiniz.

İdeomotor etkisini kendi üzerinizde deneyebilirsiniz. Bunun için uzunca bir ipliğin ucuna bir yüzük gibi bir ağırlık bağlayın. Kolunuzu bir yerden destek alarak gerin ve ağırlığın serbest salınım yapmasını sağlayın. Ağırlık, küçük daireler halinde saat yönünde veya saat yönünün tersine dönmeye başlayacaktır.

Aklınıza gelen herhangi bir soru sorun. Sarkaç sorularınızı cevaplayacaktır.

Bu tamamen rastgeledir. Şimdi ağırlığı sabitleyin. Ardından da kafanızda cevabını evet ya da hayır diye vereceğiniz bir soru düşünün. Sorunun cevabı evet ise ağırlığın sağa, hayır ile sola doğru döneceğini de düşünün. Kısa bir süre sonra bir büyü gerçekleşecek ve bu ağırlık sizin aklınızdan geçen biçimde dönmeye başlayacaktır.

Aslında hareketi siz başlatmıyorsunuz, bunun farkında bile değilsiniz! Ancak bilinçaltınız, doğru cevabı gösteren hareketi bildiği için, sizden bağımsız ve istemsiz olarak bu cevabı oluşturacak kas hareketlerini üretir. Bu etki, onu araştıran 19. Yüzyıl Fransız bilim insanının adı ile Chevreul Sarkacı olarak da bilinir. Aynı etki bir Ouija tahtasının altında da yatmaktadır.

Bu fenomenle ilgili ilginç olan şey, zihin hakkında bize söyledikleridir. Yaptığımızın farkında olmadığımız hareketleri yapabilmemiz, hangi hareketlerin bize ait olduğunu düşündüğümüzle ilgili diğer yargılarımıza bu kadar güvenmememiz gerektiğini gösteriyor. 

Öte yandan bu etki güçlü yanılsamalar üretme yeteneğine de sahiptir. Bu etki ile kandırılan kişiler genellikle iyi niyetli, çoğu zaman zeki bireylerdir. Ancak onları ikna etmek için kullanılan gösteriler, hiçbir zaman uygun şekilde kontrol edilen koşullar altında gerçekleştirilmez. Unutmayalım ki zeka ve iyi niyet bir kişinin aldatılmasına karşı hiçbir koruma sağlamaz. Ancak bilim size bu konuda destek sağlayacaktır.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu