Astronomi

Kessler Sendromu: Bir Uzay Felaketi Yaşamaya Giderek Yaklaşıyor muyuz?

Televizyon, GPS, iletişim veya bilim için çalışan uyduların olmadığı bir dünya hayal edin. Kessler sendromu bu dünyanın çok da uzakta olmadığını bizlere anımsatıyor.

Sadece 70 yıl önce, Dünya’nın çevresinde dönen tek şey Ay’dı. Oysa 30 Nisan 2022 itibariyle yörüngede 3.372 aktif uydu ve 3.170 aktif olmayan uydu olmak üzere 6.542 uydu var. Yani şu anda Dünya’nın çevresinde saatte 28.000 kilometre ile, yani bir mermiden on kat hızlı dönen bir sürü gereksiz metal parçası var.

Sadece bu kadar da değil. Vidalar, somonlar, uzay araçlarından dökülen boyalar da aynı hızla dönmeye devam ediyor. Hatta bu yazımızda da ele aldığımız gibi Kara Şövalye uydusu olarak bilinen, bir uzay görevi esnasında kaybolan termal bir battaniye bile uydular ile birlikte dönüyor. Bunlara da kısaca uzay enkazı ya da uzay çöpü diyoruz.

Kessler Sendromu:
Almanya Braunschweig Teknik Üniversitesi’ndeki Hava ve Uzay Sistemleri Enstitüsü tarafından yapılan bir bilgisayar simülasyonu. Bu simulasyon bize uzay enkazının şimdiki ve gelecekteki dağılımını ve hareketini gösteriyor.

Uzay çöpüyle ilgili sorun, tüm bu çöplerin etrafta uçuşması veya çevresel bir etkiye sahip olması sorunu değildir. Uzay enkazıyla ilgili asıl sorun, bu enkazın hızı ve söz konusu enkazın yörüngedeki diğer (daha değerli) nesneleri etkileme olasılığıdır.

İki nesnenin birbirine çarpması durumunda, çarpışma yine aynı hızla hareket eden büyük bir enkaz bulutu oluşturur. Başıboş güneş panellerinden bir vidaya kadar herhangi bir şey, başka bir uzay gemisini bu durumda kolayca yok etme potansiyeline sahiptir.

Kessler Sendromu:
Kessler sendromu, bir uydunun başka bir uydu veya uzayda başıboş dolaşan bir uzay çöpü ile çarpışması sonucu parçalara ayrılması ve ortaya çıkan enkazın sonu gelmez bir zincirleme reaksiyon başlatıp yörüngede olan her şeyin parçalanması olasılığına verilen bir addır.

Bu enkaz daha sonra yörüngedeki diğer nesnelere çarpar. Bu da daha fazla enkaz oluşturur ve daha fazla nesneye çarpar. Sonucunda bu da bizi herkesin korkulu rüyası Kessler sendromunu yaşamaya adım adım yaklaştırır.

Kessler Sendromu Nedir?

Bu durum, ilk olarak 1978 yılında, NASA’da görev yapan bilim insanlarından biri olan Donald J. Kessler tarafından yayınlanan bir makalede tartışmaya açılmıştır. Kendisi her bir çarpışmanın daha fazla uzay enkazı yaratacağını ve daha fazla uzay enkazının daha fazla çarpışmaya yol açacağını, bu birbirinin nedeni ve sonucu olan döngü sonunda çarpışmaların çağlayana dönüşeceği uyarısında bulunmuştur.

Kessler Sendromu:
Kessler sendromu 2013 yılında yayınlanan Gravity isimli bilim kurgu filminde de yer almıştı.

Kessler sendromuna göre, yörüngede yeterince nesne çarpışırsa, bu durum, tüm yörünge operasyonları için felaket anlamına gelir. Çarpışmanın ve müteakip enkaz alanlarının yaratacağı domino etkisi, mevcut tüm uzay operasyonlarını mahvetmekle kalmaz. Aynı zamanda gelecekteki herhangi bir uzay operasyonunun olasılığını da etkili bir şekilde ortadan kaldırır.

Kessler Sendromu Gerçek Olmaya Ne Kadar Yakın?

Kötü haber, yörünge çarpışmaları çoktan meydana gelmeye başladı. 2009’da bir Iridium iletişim uydusu, Rus yapımı bir Kosmos 2251 uydusu ile çarpıştı. İki uzay aracı da parçalandı. Üstelik bu olay, uzaydaki en büyük yapay nesnelerden biri olan sekiz tonluk gözlem uydusu Envisat ile aynı yörüngede gerçekleşti. Ve çarpışma gerçekleştikten sonra büyük bir enkaz bulutu tespit edildi.

Envisat önümüzdeki 150 yıl boyunca Dünya yörüngesinde kalacak. Bu süre zarfında bir uzay çöpü ile çarpışma olasılığı yüzde 15 ila 30 arasında hesaplanmaktadır.

Kessler sendromu hemen ortaya çıkacak diye bir kural yok. Bu çarpışmalar, domino taşlarının düşmeye başladığı anı temsil ediyor. Çarpışmaların sayısının önümüzdeki yıllar içinde hızlanarak artması olasıdır. 

Kessler Sendromu nedir
Önümüzdeki 200 yıl boyunca uzay uçuşu olmasa bile, Kessler Sendromu sonucunda tahmini yörünge enkazı miktarı

Güven verici haber, şu anda yörünge enkazını ve yörüngelerini takip edebiliyoruz. Herhangi bir olası çarpışmayı önlemek için uzay aracının rotasını değiştirebiliyoruz. Ancak 1 santimetre veya daha büyük olan 300.000’den fazla yörüngesel enkaz parçasını takip etmeliyiz.

Uluslararası Uzay İstasyonu, üzerine gelen uzay çöplerinden sakınmak için şimdiye kadar 30’a yakın manevra yaptı. Bazı çarpışmalar sonucunda da çeşitli hasarlar aldı.

Uzay Çöpünden Nasıl Kurtulacağız?

Tehlikeyi azaltmayı hedefleyen bazı yasalar elbette var. Örneğin alçak Dünya yörüngesindeki uyduların maksimum çalışma ömrü 25 yıl olarak belirlenmiş durumda. Bundan sonra, yörüngeden çıkarılıp Dünya’ya düşürülmeleri gerekiyor. Ancak, ESA’nın Uzay Enkazı Çevre Raporu, Dünya çevresindeki uyduların yüzde 60’ından daha azının bu kurala uyduğunu söylüyor.

Pek çok şirket ve devlet kurumu sorunla başa çıkmak için planlar yapıyor. Ancak ölü uydular için yapılabilecek bir şey yok. Onlar uzayda, açık hedef olarak duruyorlar ve çarpışmadan kaçınmak için hareket ettirilmeleri mümkün değil.

Dünya’nın ilk uzay çöpü toplama görevi ClearSpace-1 2025’te başlayacak. Bu görevler 2013’te uzaya gitmiş olan ve o zamandan beri yörüngede dönen bir roketin yörüngeden çıkarılması denenecek.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu