Sanat ve Edebiyat

Kakımlı Kadın: Mona Lisa’nın Gölgesinde Kalan Bir Eser

Leonardo da Vinci resimleri denildiği zaman akla genellikle Son Akşam Yemeği veya Mona Lisa gibi eserleri gelir. Bu yazıda ele alacağımız Kakımlı Kadın ( The Lady with an Ermine) isimli portresi ise fazla kişi tarafından bilinmez. Ancak bir çok sanat eleştirmeni teknik açıdan bu tablonun, Mona Lisa tablosundan, daha da önemli olduğunu kabul eder.

Mona Lisa portresinden on beş yıl kadar önce yapmış olduğu Kakımlı Kadın ( The Lady with an Ermine) isimli portresi, Da Vinci’nin yaptığı dört kadın portresinden biridir. Ayrıca bu portre, ressamın sayılı tamamlanmış eserleri arasındadır.

Eserin arka planı yapıldıktan sonra hasar görmüş ve 17. yüzyılda restore edilip günümüzdeki haline kavuşmuştur. Sadece arka planda değil resmin tamamında, üzerinde oynamalar yapıldığı bilinmektedir. Bu çalışmalar yüzünden fondaki ışık oyunları yok olmuştur. Kolyenin, sol elin şekli ve sağ elin parmakları bozulmuştur. Ama bütün bunlar resmin bilgiye dayanan inceliğini alıp götürmemiştir. Kakımlı kadın günümüzde resme bakanın üzerinde hala büyük bir etki bırakmaktadır.

Kakımlı Kadın Tablosu İçindeki Semboller Ne Anlama Geliyor?

Kakımlı Kadın
Mona Lisa’nın gölgesinde kalacağından haberi olmadan pozunu veren kadın otuzlu yaşlardaki yakışıklı Leonardo’dan gözlerini kaçırmış gibi gözüküyor.

İtalyan Rönesansı, sanatta natüralizm de dahil olmak üzere klasik ideallere yeniden ilgi duyma ile karakterizedir. Resimde bu yeni yaklaşım kendini gerçekçi insan tasvirlerinde gösterir. Leonardo da Vinci (1452 – 1519) bu dönemin portre alanında önde gelen isimlerden biridir. Bu nedenle de Da Vinci, 10 yıllık patronu Milano Dükü Ludovico Sforza (1452 – 1508) tarafından Kakımlı kadın isimli tablosunu yapması için görevlendirilmişti. Portrenin konusu da Sforza’nın 16 yaşındaki metresi Cecilia Gallerani idi.

1490’da veya civarında Leonardo da Vinci, Cecilia Gallerani’nin portresini çizmeye başladı. Kadının saçları güzel bir şekilde toplanmış ve şeffaf bir tülbentle örtülmüştü. Elinde ise ermin – kakım olarak da adlandırılan beyaz bir gelincik tutuyordu. O zamanlarda kürkü için yaygın biçimde avlanan bu hayvanı, kadın korumak istercesine göğsüne bastırmıştı.

Resme bakan dikkatli bir kişi, beyaz kakımın anatomik olarak doğru olamayacak kadar büyük olduğunu fark edecektir. Bu, vahşi yaşamın büyük bir hayranı olan Da Vinci gibi bir sanatçı için alışılmadık bir hata olurdu. Ancak tarihçiler bunu bir hataya değil, hayvanın sembolik amacına bağlarlar.

Kakımlı Kadın Tablosu Başlangıçta Bir Hayvan İçermiyordu

Öncelikle dükün aile arması beyaz bir kakımdır. Bu nedenle de kakımın normal boyutlarından daha büyük betimlenmesinin sebebinin, dükü yüceltmek olduğu düşünülmektedir. Ayrıca beyaz bir kakım o dönemlerde saflığın sembolü olarak da kabul edilmekteydi. Da Vinci, beyaz bir kakım tutturarak belki de kadının saflığına gönderme yapıyordu.

Kakımlı Kadın: Mona Lisa'nın Gölgesinde Kalan Bir Eser
Leonardo da Vinci’nin Kakımlı Kadın tablosunun üç versiyonu. İlk aşama sade bir portreymiş. İkinci aşamada küçük, gri renkte bir kakım eklenmiş. Üçüncü aşamada gri kakımı büyüterek rengini daha da beyazlaştırmış

Aslına bakarsanız ressam bu eserden bir değil üç tane yapmıştı. Sanat tarihçisi Pascal Cotte resmi incelemek için yansıtıcı ışık teknolojisini kullanarak üç yıl harcadıktan sonra Leonardo’nun kakımsız bir portre ve kürkün alternatif versiyonlarıyla iki portre daha çizdiğini bizlere göstermişti.

Günümüzde sanat tarihçilerinin bu tablo ile ilgili anlaşamadıkları çok şey vardır. Aslında bakarsanız tablonun yapım tarihi bile tartışmalıdır. Ayrıca kadının gülümsemesi, hem kadın hem de kucağındaki garip hayvanın aynı noktaya bakması belki de belli bir mesaj taşımaktadır. Sonucunda Leonardo da Vinci’nin tavsiyesi “Görmeyi öğren” olmuştu. Belki de henüz bunu başaramadığımız için ilgili mesajlar anlaşılamamıştır.

Portre Bir Çok Defa El Değiştirecekti

Da Vinci’nin patronu öldükten sonra, Kakımlı Kadın tablosu birçok el değiştirdi. Sonunda,1880’lerde tablo, Polonyalı devlet adamı Adam Jerzy Czartoryski’nin Polonya’nın Krakow kentindeki evinde yer aldı. Ancak sonrasında Berlin’deki Kaiser Friedrich Müzesi’ne gönderildi.

Kakımlı Kadın: Mona Lisa'nın Gölgesinde Kalan Bir Eser
1946 Nisan’ında Polonya’ya dönüşünde tabloyla poz veren askerler

İkinci Dünya Savaşı’na kadar orada kaldı. Portre daha sonra Polonya Genel Valisi Hans Frank’in ilgisini çekti. 1946’da sanat eseri, Frank’in Bavyera’daki evinden olması gereken yere aktırılacaktı. Günümüzde bu portre Polonya’daki Devlet Müzesinin Czartoryski koleksiyonunda yer alıyor.

Ancak bilindiği üzere, Mona Lisa’nın diğer eserlerden sıyrılıp zirveye oturmasının en bariz nedeni, “reklamın iyisi kötüsü yoktur” cümlesini tescillercesine, Mona Lisa tablosunun çalınışıdır. Konuyu merak ederseniz “Mona Lisa Tablosu Neden Bu Kadar Ünlüdür?” başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Maide İdil İspir

Ben İdil, Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenciyim. Bence insan olmaktaki en büyük şansımız düşünebilmek, konuşabilmek, okuyabilmek ve yazabilmek. Öyleyse bol şans! Ve keyifli okumalar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu