İnsanlık tarihi boyunca insanlar, iletişim kurmak, bilgiyi aktarmak ve kalıcı izler bırakmak için çeşitli yollar denedi. Mağara duvarlarına çizilen resimlerden kil tabletlerdeki işaretlere kadar birçok yöntem kullanıldı. Ancak uygarlıkların gerçek anlamda ilerleyişi, alfabenin bulunmasıyla mümkün oldu. Peki, ilk alfabeyi kim icat etti? Bugün bildiğimiz harf sıralaması nasıl ortaya çıktı?

Bu sorunun kesin bir yanıtı yok. Hiç kimse bir sabah uyanıp “Harfleri A’dan Z’ye şu sırayla dizelim” demedi. Bugün kullandığımız alfabe, binlerce yıl boyunca kültürden kültüre aktarılarak, yavaş yavaş bugünkü hâlini aldı. Bu uzun hikâyenin kökleri, Antik Mısır’a kadar uzanıyor.
İlk Alfabeyi Kim Buldu?
İlk harf temelli yazı sistemi, karmaşık hiyerogliflerin yerine daha pratik bir yöntem arayan Mısırlı yazıcılar ve işçiler tarafından geliştirildi. MÖ 1860 – 1814 yılları arasında hüküm süren III. Amenemhat döneminde, bu yeni sistem ilk tohumlarını attı.

Yaklaşık MÖ 1850 ile 1700 yılları arasında, Sami dillerini konuşan bir grup insan, Mısır hiyerogliflerinden bazılarını alıp kendi dillerindeki sesleri karşılayacak şekilde uyarladı. Böylece “Proto-Sinaitik alfabe” olarak bilinen, tarihin ilk harf temelli yazı sistemini oluşturdu. Bu sistemde her sembol bir sessiz harfi temsil etti; sesli harfleri yazıya dahil etmediler.
Fenikeli deniz tüccarları bu alfabeyi yanlarında taşıyarak Akdeniz boyunca yaydılar. Bugünkü Lübnan, Suriye ve İsrail kıyılarında yaşayan bu tüccarlar, 22 sembolden oluşan bu sağdan sola yazılan sistemi hem kendi aralarında hızla benimsedi hem de ticaret yaptıkları topluluklara öğretti.
MÖ 8. yüzyılda Yunanlar, Fenike alfabesini kendi dillerine uyarladı. Bazı harfleri korudular, bazılarını sadeleştirdiler ve yepyeni bir katkı yaptılar: Ünlü harfleri eklediler. Bu yenilik, alfabenin gelişiminde büyük bir sıçrama yarattı. Bu sistem sayesinde insanlar, metinleri çok daha kolay okuyup doğru şekilde telaffuz etmeye başladı. Bu yüzden pek çok uzman, bu aşamayı ilk “gerçek” alfabenin doğuşu olarak tanımlar.

Yunan alfabesi zamanla farklı coğrafyalarda yeni alfabelerin temelini oluşturdu. Yunanlar, geliştirdikleri bu sistemi Latinlere aktardı. Latinler de bu alfabeyi kendi dillerine uyarlayarak Latin alfabesini ortaya çıkardı ve Avrupa’ya yaydılar. Slav toplulukları ise Yunanca’dan esinlenerek Kiril alfabesini geliştirdi; bu alfabe, günümüzde kullanılan modern Rus alfabesinin temelini oluşturdu.

Alfabe Neden A Harfi İle Başlar?
harflerin neden tam olarak bugünkü sıraya göre dizildiğini kesin olarak açıklayan bir kanıt henüz kimse bulamadı. Ancak, bazı harflerin alfabe içindeki sıralanışı, tamamen rastgele değil; arkasında tarihsel ve kültürel sebepler yatıyor. A harfinin en başta yer alması, bu konuda en güçlü ve anlamlı örneklerden biri.
Fenikeliler, alfabelerine “Aleph” adını verdikleri bir sembolle başladılar. Bu sembol, öküz başını temsil ediyordu ve kökenini Mısır hiyerogliflerinden alıyordu. O dönemde insanlar parayı henüz icat etmemişti; bu yüzden büyükbaş hayvanlar, özellikle de öküzler, toplumlar için büyük bir servet anlamına geliyordu. Tarımda, taşımacılıkta ve güç kaynağı olarak kullanılan bu hayvanlar, yazı sistemlerinin sembolik dünyasında da önemli bir yer edindi.

Zamanla Yunanlar, Fenike alfabesini benimsedi ve Aleph’i “Alpha” olarak yeniden adlandırdı. Yunan alfabesi ise Latin alfabesinin temelini oluşturdu. Böylece A harfi, her aşamada ilk sıradaki yerini korudu. Bu sıralama bugüne kadar neredeyse hiç değişmedi.
Diğer harflerin sıralaması ise daha karmaşık bir tablo sunuyor. Elimizde net kanıtlar yok, ancak araştırmacılar bazı mantıklı örüntüler ortaya koydu. Örneğin, sonradan eklenen harfleri insanlar genellikle alfabetik dizilimi bozmamak için sona ekledi. Bu yüzden X, Y ve Z gibi harfler, alfabenin sonuna yerleşti.
Bazı harfler ise ses benzerliklerine göre gruplaştı. Mesela W harfi, sesi V harfine çok benzediği için onun hemen ardından geldi. U harfi ise başlangıçta yoktu; insanlar onu farklı bir sesli harf olarak tanımladıktan sonra alfabetik sıraya dahil etti. Bu yüzden U, V ve W harfleri hem tarihsel olarak hem de ses bakımından birbirine yakın duruyor.
Buna rağmen, alfabe hâlâ tamamlanmış sayılmazdı. Çünkü Latincede, bugün kullandığımız birçok sesin karşılığı yoktu. En belirgin eksikliklerden biri “J” harfiydi. “J” harfi, ancak Rönesans döneminde kullanıma girdi. Bu harf, Orta Çağ’da eklenen “W” harfinden iki-üç yüzyıl sonra alfabeye katıldı.
Sonuç olarak
Günümüzde yoğun dil alışverişi, gelecekte alfabenin yeni sembollere ihtiyaç duymasına yol açabilir. Dünya birbirine daha fazla bağlandıkça, alfabenin de bu değişime ayak uydurması gerekecektir. Ve bu, tarih boyunca ilk kez yaşanmış bir şey olmayacaktır.
Kaynaklar ve ileri okumalar için:
- Who created the first alphabet?; Yayınlanma tarihi: 22 Mayıs 2025. Kaynak site: History. Bağlantı: Who created the first alphabet?;/
- Who came up with the first letters?; Yayınlanma tarihi: 27 Eylül 2019; Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Who came up with the first letters
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel