Biyoloji ve Coğrafya

Dünyanın Bilinen En Uzun Depremi 32 Yıl Kadar Sürmüştü!

En uzun deprem ne kadar sürer? 45 saniye 90 saniye? 2004 yılında, Endonezya’nın Sumatra adasında 9,1 ila 9,3 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşmişti. 100 gigatonluk bir bomba kadar enerji açığa çıkaran deprem, tüm dünyada hissedilmişti. Ardından gelen tsunamide çeyrek milyon insan öldü veya kayboldu. Bu deprem tarihe adına sadece en güçlü depremlerden biri olarak değil, aynı zamanda 10 dakika civarında sürmesi nedeniyle de en uzun deprem olarak yazdırdı.

Büyüklüğü 9.4 – 9.6 arasında olan Şili’deki 1960 Valdivia depremi ise, şimdiye kadar kaydedilen en güçlü depremdi. Kırılan fayın uzunluğu 500 ila 1000 km arasındaydı ve meydana gelen yıkım yaklaşık 2 milyon insanı evsiz bıraktı. 9.5 büyüklüğündeki bir deprem, gezegenimizin üretebileceği yaklaşık üst sınır olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle insanlık olarak bu üst sınırı deneyimlemiştik. Bu depremde adını tarihe en güçlü deprem olarak yazdıracaktı.

Dünyanın Bilinen En Uzun Depremi
1861 yılında Endonezya’nın Sumatra Adası’nda yaşanan 8,5 büyüklüğündeki deprem, kayıtlara göre hemen ardından bir tsunamiye de sebep olmuştu. Hem sarsıntı hem de dev dalgalar nedeniyle binlerce insan yaşamını yitirmiş, bölge coğrafyası değişmişti. 

Yukarıda aktardığımız depremlerin her ikisi de mega itmeli depremler olarak adlandırılan depremlerdi. Bu depremler bir tektonik levhanın diğerinin altına kayması sonucunda meydana gelmişlerdi. Peki depremin uzunluğu ile gücü arasında bir ilişki var mıydı? Genel cevap olarak evet, güçlü depremler daha uzun sürme eğilimdedir. Ancak bunun tam aksi depremlere de rastlanabilir. Bazı depremler çok daha sinsice ilerlerler. Buna vereceğimiz örnek ise yine Sumatra civarında gerçekleşen, esasen 32 yıl süren ve 1861’de 8,5 büyüklüğünde bir depremle sona eren başka bir depremdir.

Bilinen Tarihin En Uzun Deprem Neden 32 Yıl Sürdü?

Dünyanın Bilinen En Uzun Depremi
Sumatra Adası’nın altındaki teknotonik plakaları inceleyen bilim insanları, hareketliliğin 1861’deki depremden 32 yıl önce başladığını, bunun sonucunda da  1861’deki 8.5’lik yıkıcı depremin ortaya çıktığını fark ettiler.. 

1861’de Endonezya’nın Sumatra adasını sallayan yıkıcı depremin uzun süre boyunca durgun olan bir fayın ani kırılması olduğu düşünülmüştü. Ancak yakın zamanda tamamlanan araştırmalar, adanın altındaki tektonik plakaların, felaket olayından 32 yıl önce yavaş ve sessizce birbirine çarpmaya başladığını ortaya koydu.

Dünyanın Bilinen En Uzun Depremi
Cascadia Yitim Bölgesi, Juan de Fuca plakasının Kuzey Amerika plakasının altına daldığı yerdir. 
Bilim adamları burada birçok yavaş kayma olayı tespit ettiler.

Yavaş Kaymalı Depremler Nelerdir?

Bu tür depremler literatürde yavaş kaymalı depremler ( Slow slip event) olarak isimlendirilmektedir. Bu depremlerde bir tabaka diğerinin altına doğru oldukça yavaş bir şekilde kaymaktadır. Süreç normal depremlerden farklıdır. Yavaş bir deprem, tipik bir depremin karakteristiği olan saniyeler ila dakikalar arasında değil, saatler ila aylar arasında enerji salan, süreksiz bir olaydır. Bu olay Sumatra’da yaşandığı gibi kimi zaman yıllar boyunca da devam edebilmektedir.

Bazı fayların günümüzde sismik aletler veya GPS teknolojisi ile yavaş kayma açısından izlenmesi mümkündür. Ancak bu tür olayların uzak faylarda (veya GPS’in kullanıma sunulduğu 1990’lardan önce) izlenmesi çok zordur. Olay herhangi bir kişi tarafından hissedilmediğinden veya herhangi bir sismograf tarafından kaydedilmediğinden, olanların kayıtları için alışılmadık bir kaynağa, mercana başvurmak gerekir.

Dünyanın Bilinen En Uzun Depremi
 1861’deki depremde kırılan fay hattı boyunca uzanan mercanların büyüme şekilleri, aslında o dönemden bu yana gerçekleşen sarsıntıların boyutunu ve süresini gün yüzüne çıkarmaya yetiyor

Diğer bir deyişle, bu tip hareketleri yakalamak için de özellikle deniz tabanındaki değişimler mercek altına alınır. Zaten Sumatra süreci hakkında da benzer bir süreçte bilgi sahibi olunmuştur. Sumatra gibi tropikal bölgelerde bazı mercanlar, deniz seviyesinin hemen altında belirli bir yüksekliğe kadar büyüyen ve daha sonra bu sabit yükseklikte dışa doğru büyüyen ‘mikro atoller’ olarak bilinen küçük dairesel kolonilerde büyürler.

Aşağıdaki görselde de gördüğünüz gibi bu mercanlar, üst üste iskelet katmanları oluşturlar. Bu farklı iskelet katmanları bir nevi ağaç halkaları gibidir. Ağaç halkaları gibi mercanlardaki farklı katmanlar, bilim insanlarına katmanın büyüdüğü ortam hakkında bilgi verir.

Dünyanın Bilinen En Uzun Depremi
Bu eski mercanlardaki büyüme modelleri, araştırmacılara arazinin 32 yıl boyunca battığını söyledi. 

Deniz seviyesinde bir yükselme olduğunda, mercanlar yukarı doğru, ışığa doğru büyürler. Deniz seviyeleri düştüğünde, mercanlar açık hava ile temas etmekten kaçınmak için dışa doğru büyürler. Araştırmacılar da mercanın büyüme modellerini inceleyerek bölge hakkında fikir edinebilirler.  

Nitekim bu süreçte de Sumatra civarında karanın 1829’dan başlayarak 32 yıl boyunca battığı anlaşılacaktı. 1961’de de bu mercanların hepsi ölmüştü. Bunun nedeni ise okyanus yüzeyinin üzerine itilmeleri ve havaya maruz kalmalarıydı. Bu da elbette Sumatra yakınlarında meydana gelen 8.5 büyüklüğündeki deprem ile gerçekleşmişti.

Depremler İle Yaşamak Zordur Ancak Bu Süreçte Güvenebileceğimiz Tek şey Bilimdir

Yavaş kayma, daha büyük depremleri tahmin etmeye henüz yardımcı olamaz. Bunun nedeni kayma süresinin çok değişken olmasıdır. Ancak yine de araştırmacılar bu tip tektonik kayma hareketlerini dikkatle incelerler. Sonucunda yavaş kayma hareketi gözden kaçırılırsa araştırmacılar fay hatları hakkında yanlış hesaplamalar yapabilirler. Ayrıca yavaş kayma hareketleri başlangıçta tespit edilebilirse, yaşanacak depremlerin büyüklüğü yüksek doğrulukla tahmin edilebilir

Depremler yaşamak için korkunç olsa da, aynı zamanda dinamik ve yaşayan bir gezegenin işaretidir. GPS teknolojisi, okyanus tabanındaki hareketleri algılamakta yetersizdir. Bu nedenle daha gelişmiş sismik teknolojilerin tabana indirilmesi ve sürekli ölçüm yapılması gerekir. Uzmanlara göre bu ölçümler, belki de yıllar sonra gerçekleşecek bir depremin ilk sinyallerini sunabilir. Sonucunda bu da depremlerin nerede, ne zaman, ne kadar güçlü olduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır.

Şu an için depremleri önceden tahmin etmemiz ne yazık ki mümkün değildir. ( Detaylar için: Richter Ve Mercalli Ölçeği Nedir? Depremlerin Büyüklüğü Ve Şiddeti Ne Anlama Gelir?.) Ancak belki de gelecekte bir gün bilimsel ve teknolojik gelişmeler eşliğinde bu bile mümkün olacaktır. O zamana kadar yapmamız gereken şey depremler ile ilgili gerekli tedbirleri almak ve bu süreçte bilime ve bilim insanlarının söylemlerine güvenmektedir. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Tarihteki En Büyük Deprem Bir Uygarlığı Neredeyse Yok Etti!


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu