Biyoloji

Bulunan Dinozor Kemikleri Gerçek mi? Neden Kemiklerini Her Yerde Bulamıyoruz?

Ara sıra bazı komplo teorisyenleri şu soruyu sorar: “Eğer dinozorlar gerçekten yaşadıysa, neden her yerde kemikleri yok?” Bu düşünce tarzı, elimizdeki kanıtları görmezden gelip daha fazla kanıt bulamadığımız için dinozorların varlığını sorgulamak açısından zayıf bir mantığa dayanır. Yine de eğlenceli bir sorudur ve bazı gerçekleri hatırlatmamız için iyi bir fırsattır.

Dinozor fosilleri

Dinozorlar popüler kültürde önemli bir yer tutar, ancak onların incelenmesini meslek edinen az sayıda bilim insanı vardır. Bu alanda çalışan ve soyu tükenmiş canlıları inceleyen kişilere paleontolog denir.

Paleontoloji, jeolojiye benzer biçimde tarihsel bir bilim dalıdır. Geçmiş olayları anlamaya ve yorumlamaya çalışır. Fizik ya da kimya gibi deneysel bilimlerden farklı olarak, paleontologlar hipotezlerini doğrudan deneyle sınayamaz. Bu yüzden başlıca kanıt kaynakları dinozor fosilleridir.

1964 yılında Yale Üniversitesinden paleontolog John Ostrom, Deinonychus adlı bir dinozorun fosilini keşfetti. Bu fosil, kuş iskeletine benzeyen birçok özelliğe sahipti. Ostrom’un çalışmaları ve onu izleyen araştırmalar sayesinde, kuşların doğrudan dinozorlardan evrildiği anlaşıldı.

Önemli kitlesel nesil tükenmelerinin beşinci ve en ünlüsü, yaklaşık 65,5 milyon yıl önce gerçekleşti. Devamında o tarihte yaşayan dinozorların çoğunu ve neredeyse tüm diğer büyük canlıları yok etmiştir. Bunlar arasında, theropodlar (ve T. rex dahil) adı verilen etobur dinozorlardan evrimleşen kuşlar da yer alır.

Dinozor Kemikleri Nerelerde Bulundu?

Dinozor kemikleri, yedi kıtanın tamamında ve pek çok ülkede bulunmuştur. Ancak bu kalıntılar eşit biçimde dağılmamıştır. Bunun nedeni, fosilleşmenin yalnızca belirli koşullar altında gerçekleşmesidir.

Bir canlının fosile dönüşebilmesi için, ölümünden hemen sonra tortular altında hızla gömülmesi gerekir. Bu tortular, kalıntıları çöpçü hayvanlardan, erozyondan ve çürümeden koruyarak milyonlarca yıl boyunca bozulmadan kalmasını sağlar.

Bugün Müzelerde Gördüğümüz Dinozor Kemikleri Gerçek mi?
Bazı dinozor fosilleri o kadar muhteşem bir şekilde korunmuştur ki; deri, kas ve iç organlar gibi yumuşak dokulara dair kanıtlar içerir. 

Yumuşak dokular nadiren korunduğu için fosiller çoğunlukla kemik, diş, kabuk ya da odun gibi sert kalıntılardan oluşur. Bununla birlikte, ayak izleri ve diğer yüzey izleri de zamanla fosilleşebilir. Fosilleşme süreci genellikle nehir, göl ya da okyanus gibi su kaynaklarının yakınında gerçekleşir.

Karada ölen dinozorlar bu koşullardan yoksun oldukları için çok ender biçimde fosilleşir. Bu durum, her yerde dinozor kemikleri bulmamamızın başlıca nedenlerinden biridir. Ne yazık ki çoğu canlı türü fosil kayıtlarına giremeden çürüyüp yok olmuştur.

Bugün Müzelerde Gördüğümüz Dinozor Kemikleri Gerçek mi?
Fosilleşme, bir organizma öldüğünde ve hızla çökeltilerle kaplandığında veya gömüldüğünde başlar. Bu genellikle nehir, göl veya okyanus gibi bir su kütlesinin yakınında meydana gelir. Tortu katmanları, kalıntıları bakteri ve hava koşulları gibi çürüme güçlerinden korur.

2006 yılında yapılan bir araştırma, paleontologların kuş olmayan dinozor türlerinin yüzde 30’undan azını keşfettiğini ortaya koydu. Aynı çalışma, bu oranın yüzde 90’a ulaşmasının en iyimser tahminle bile bir yüzyıldan uzun sürecek araştırmalar gerektireceğini öngörüyordu.

Bugün Müzelerde Gördüğümüz Dinozor Kemikleri Gerçek mi?

Dinozor kemiklerinin neden her yerde bulunmadığını anladıktan sonra başka bir soruya geçebiliriz. Günümüzde müzelerde çalışan uzmanlara ve eğitimcilere en sık yöneltilen soru “Bu gerçek mi?” biçimindedir.

Bugün Müzelerde Gördüğümüz Dinozor Kemikleri Gerçek mi?
Chicago Illinois Field Museum’da bir Tyrannosaurus rex . İskelet orijinaldir ancak burada gösterilen kafatası, hasar riski olmadan monte edilemeyecek kadar ağır olduğundan alçıdır. Orijinal fosil kafası aşağıdaki kutunun içinde duruyor. 

Dinozor kemiklerinin alışılmadık biçimleri ve çoğu zaman ürkütücü büyüklükleri, bu şüpheyi anlaşılır kılar. Aslında bu kuşkuda tamamen haksız sayılmazlar.

Bir fosil kemik büyük ölçüde gerçektir, ancak artık eski bir hayvanın orijinal kemiği değildir. Milyonlarca yıl boyunca içindeki mineral bileşimi değişmiştir. Ne kadar iyi korunmuş olursa olsun, o artık canlı bir organizmanın kemiği değil, taşlaşmış bir izdir. En iyi korunmuş örneklerde bile orijinal yapının bazı kısımları eksiktir. Bu nedenle fosiller, sergilenmeden önce dikkatli bir restorasyondan geçer.

Fosiller son derece kırılgandır. Bu yüzden müzelerde gördüğümüz dinozor iskeletlerinin ve benzeri örneklerin büyük bölümü kalıplardan, yani gerçek kemiklerin kopyalarından yapılmıştır. Yine de müzeler, sergilenen parçalardan hangilerinin gerçek fosil, hangilerinin kalıp olduğunu açık biçimde belirtir.

Sonuç olarak

Hem dinozorlar hem de kemikleri gerçektir. Ancak asıllarının gözlerden uzak olması gelecek nesillere aktarılmaları için daha sağlıklı olacaktır.

Yazının bitiminde ayrıca göz atmak isterseniz: Darboğaz Etkisi Nedir? Dinozorların Varlığı Yaşam Süremizi Nasıl Etkiledi?


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.