Psikoloji

Uzay Yarışı İlk Hiperaktif Çocukları Nasıl Ortaya Çıkardı?

ABD ile Sovyetler Birliği arasında süren uzay yarışı, yalnızca teknolojik ilerlemeyi değil, derin toplumsal değişimleri de beraberinde getirdi. Bu dönemde çocukların davranışlarını ölçme ve yönlendirme çabaları arttı; eğitim sistemi, başarıyı standart testlerle tanımlayan bir yapıya dönüştü. Sonuçta, birçok çocuğa Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanısının konulduğu bir dönem başladı.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): Ay Yarışı Amerika'nın İlk Hiperaktif Çocuklarını Nasıl Ortaya Çıkardı?

4 Ekim 1957’de Rusya’nın iki Sputnik uydusunu yörüngeye yerleştirmesi, Soğuk Savaş yıllarının dönüm noktalarından biriydi. Bu olay, kendini dünyanın en güçlü bilimsel ve teknolojik gücü olarak gören Amerika için büyük bir sarsıntı yarattı.

Politikacılar, ordu yetkilileri, bilim insanları ve eğitimciler hemen aynı soruyu sormaya başladılar: “Neden Sovyetlerin gerisinde kaldık?” Cevap Amerikan eğitim sistemi idi.

John Dewey (1859-1952). Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye’deki eğitim sistemine tavsiyelerde bulunmak üzere yabancı eğitim uzmanları ülkeye davet edilmiştir. John Dewey, ilk davet edilen uzmanlardan biridir. Türkiye’nin yeni eğitim sisteminin düzenlenmesinde etkileri olmuştur. 

1920’lerden itibaren Amerikan eğitiminde egemen olan anlayış, eğitim reformcusu John Dewey’in öncülük ettiği ilerici eğitim felsefesiydi. Bu yaklaşım, öğrenmeyi çocuk merkezli bir süreç olarak görüyordu. Çocuklar, yaparak ve keşfederek öğreniyor; esnek, etkin sınıf ortamlarında kendi hızlarında ilerliyorlardı.

Bu yaklaşımda öğrenme artık sadece ders kitaplarına bağlı değildi. Bir çocuk, botaniği bir sebze bahçesi yetiştirerek öğrenebilirdi. Ürünlerini yerel halka satarak hem yazı ve sanat becerilerini, ürün tanıtımı hazırlarken kullanıyor; hem de fiyat belirleme ve kâr hesaplama süreçlerinde matematik ve ekonomi bilgilerini geliştiriyordu.

İlerici eğitim anlayışı kuramsal olarak etkileyiciydi, ancak uygulamada zorluklar barındırıyordu. Eleştirmenler kısa sürede bu yaklaşımı, Amerika’nın uzay yarışındaki başarısızlığının temel nedenlerinden biri olarak gösterdi. Yeni bilim insanları, mühendisler ve astronotlar yetiştirme baskısı arttıkça, eğitim sisteminin daha disiplinli hale gelmesi ve yetersiz görülen öğrencilerin elenmesi gerektiği düşüncesi güç kazandı.

Dewey’e göre, pratik problem çözme ve teorik öğretimin el ele gitmesi gerektiğidir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Nasıl Keşfedildi?

1958’de çıkarılan Ulusal Savunma Eğitim Yasası (NDEA), uzay yarışına verilen kapsamlı bir yanıt niteliğindeydi. Bu yasa, ders ve öğretmen odaklı, katı ve yapılandırılmış bir eğitim modeline dönüşü teşvik etti. Artık öğrencilerin, müfredatın belirlediği tempoya ayak uydurması bekleniyordu. NDEA, üç temel hedef doğrultusunda 1 milyar dolar bütçe ayırdı. Bunlar:

  • Bilim, matematik, İngilizce ve yabancı diller gibi temel derslere yeniden odaklanmak
  • Düşük vasıflı işlere yönelen öğrencilerin sayısını azaltmak.
  • Yoksul mahallelerden banliyölere kadar her sosyal ve etnik kesimden çocukların eğitim seviyesini yükseltmekti.

Bu hedeflere ulaşmak için, binlerce danışman işe alındı. Bu danışmanlardan beklenen, “yüksek yeteneğini zekâ testlerinde gösteren, ancak not ortalaması düşük olan parlak çocukları” fark edip desteklemeleriydi.

İstemsiz hareketler. Tik, distoni, kore ve stereotipik hareketler bu gruptadır

Kısa sürede, bu “başarısız” öğrencilerde ortak özellikler gözlemlendi. Bunlar arasında aşırı hareketlilik, dürtüsellik, dikkat dağınıklığı, zaman zaman da karşı gelme ve saldırgan davranışlar vardı. 1957’de tanımlanan yeni bir psikiyatrik bozukluk, eğitimsel bir sorunu tıbbi bir meseleye dönüştürdü: hiperkinetik dürtü bozukluğu. Bu terim, günümüzdeki Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ile neredeyse aynı anlama geliyordu.

Bu tanım ortaya çıkmadan önce, çocukların “patolojik” sayılabilmesi için aşırı hareketli, dürtüsel ve saldırgan davranışlar göstermeleri gerekirdi. Ancak “hiperkinetik dürtü bozukluğu” kavramı bu eşiği büyük ölçüde düşürdü.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde yaygın kullanılan ilaçlardan birisi Ritalin’dir.

Rehberlik danışmanları bu süreçte kilit bir roldeydi. Okullarda fark edilen bu davranışları, tıbbi sistemde tanı ve tedaviye yönlendiren bir köprü oldular. Kısa sürede uyarıcı ilaçlar ön plana çıktı. Özellikle 1962’de çocuklarda kullanılmaya başlayan metilfenidat (Ritalin), en yaygın tedavi yöntemi haline geldi.

1960’ların sonuna gelindiğinde, bugün DEHB olarak bilinen bozukluk çocukluk çağının en yaygın psikiyatrik hastalığına dönüşmüştü. Ritalin ise üreticisi Ciba için büyük bir ticari başarıya ulaştı.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Nedir?

On yıl sonra, 20 Temmuz 1969’da ABD uzay yarışını kazandı. Ancak bu başarının beklenmedik sonuçları oldu. Bu da geçerli bir tanısı olup olmadığına bakılmaksızın, bir çok çocuğa DEHB tanısı konmasıydı.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): Ay Yarışı Amerika'nın İlk Hiperaktif Çocuklarını Nasıl Ortaya Çıkardı?
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gittikçe daha çok bilinen bir sendromdur. Bir hastalık mı bir bozukluk mı yoksa normal spektrumun bir uzantısı mı olduğu çok tartışmalıdır

DEHB, bireyin dikkatini, davranışlarını ve enerji düzeyini düzenleme becerisini etkileyen nörogelişimsel bir bozukluktur. Tanı koymak için kullanılan tek bir objektif test yoktur. Araştırmalar, DEHB’li bireylerin beyinlerinde duyguların, öğrenmenin ve davranışların koordinasyonuna yardımcı olan bazı bölgelerde küçük yapısal farklılıklar bulunduğunu göstermektedir. Ancak bu değişiklikler tanı koymak için yeterli değildir; yalnızca bozukluğun biyolojik temellerine işaret eder.

Duygu düzenleme, çocukluk döneminde gelişen bir beceridir. Çocuğun mizacı, yetiştiği duygusal ortam gibi faktörlerden etkilenecektir

Onlarca yıllık araştırmaya ve birçok kurama rağmen, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun kesin nedeni hâlâ bilinmiyor. Genetik yatkınlık, çevresel etkenler, erken beyin gelişimi ve nörokimyasal dengesizlikler bu konuda en çok üzerinde durulan unsurlardır. Ancak hiçbir faktör tek başına açıklayıcı değildir.

DEHB genellikle, bireyin bilişsel ve duygusal kapasitesinin en çok zorlandığı yaşam evrelerinde fark edilir. Özellikle yeni bir eğitim aşamasına geçildiğinde veya yeni bir işe başlandığında belirtiler belirginleşir. Bu nedenle en çok ilkokul çağındaki çocuklarda saptanır. Erkek çocuklara daha sık tanı konmasının nedeni ise, hareketlilik ve dürtüselliğin toplumda daha görünür davranışlar olarak değerlendirilmesidir.

Sonuç olarak

Uzay yarışının yanı sıra, çocuklardan artan akademik beklentiler de DEHB tanısının artmasında önemli bir rol oynadı. Savaş sonrası dönemdeki toplumsal değişimler de bu tabloyu etkiledi. Gıdalardaki kimyasallar, atmosferdeki kurşun kirliliği, fiziksel ceza yöntemlerine karşı azalan hoşgörü, çocukların daha az hareket etmesi ve dışarıda daha az vakit geçirmesi gibi etkenler, hiperaktif, dürtüsel ve dikkati dağınık davranışların artmasına yol açtı.

Sonuç olarak, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), yalnızca bireysel bir nörogelişimsel durum değil; modern toplumun hızla değişen beklentilerinin ve eğitim sistemlerinin bir yansımasıdır.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • ADHD: how race for the moon revealed America’s first hyperactive children. Kaynak site: Conversation. Yayınlanma tarihi: 17 Temmuz 2019. Bağlantı: ADHD: how race for the moon revealed America’s first hyperactive children
  • Song P, Zha M, Yang Q, Zhang Y, Li X, Rudan I. The prevalence of adult attention-deficit hyperactivity disorder: A global systematic review and meta-analysis. J Glob Health. 2021 Feb 11;11:04009. doi: 10.7189/jogh.11.04009. PMID: 33692893; PMCID: PMC7916320.
  • DENHOFF E, LAUFER MW, SOLOMONS G. Hyperkinetic impulse disorder in children’s behavior problems. Psychosom Med. 1957 Jan-Feb;19(1):38-49. doi: 10.1097/00006842-195701000-00005. PMID: 13400991.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.