Tarih

Büyük Küçük Harf Ayrımı Hayatımıza Nasıl Girdi?

İbranice, Arapça ve Korece gibi birçok yazı sistemi büyük ve küçük harf ayrımı yapmaz. Hatta bu ayrımı yapan dillerde bile, “büyük harf” ve “küçük harf” terimlerinin kullanımı, kavramların kendisine kıyasla oldukça yenidir. Peki, o hâlde İngilizce ve Türkçe gibi dillerde neden büyük harf kullanıyoruz?

büyük küçük harf

Paleografi, tarihsel el yazmalarını inceleyen bir bilim dalıdır. Paleograflar, bugün kullandığımız modern harf formlarının nasıl ortaya çıktığını ayrıntılı biçimde incelemiştir.

Paleografi alanında, büyük ve küçük harfli yazılar sırasıyla majüskül ve minüskül olarak adlandırılır. Majüskül, Latince maiusculus sözcüğünden gelir ve “biraz daha büyük” anlamındadır. Minüskül ise minusculus kelimesinden türetilmiştir ve “oldukça küçük” demektir.

Büyük ve Küçük Harf
Görselde de gördüğünüz gibi bir çok dilde büyük, küçük harf ayrımı mevcut değildir.

Antik Yunan ve Roma yazıcıları başlangıçta yalnızca majüskül harflerle yazardı. Satır satır, blok biçimindeki harfler iki hayali çizgi arasına tam olarak oturacak şekilde hizalanırdı. Bugün bu tür bir yazımı “tamamen büyük harfli” olarak tanımlarız. Ancak o dönemlerde ise başka bir alternatif yoktu.

Küçük Harflerin Ortaya Çıkışı

Minüskül harfler, milattan sonra 1. yüzyıl gibi erken bir dönemde ortaya çıkmaya başladı. Bu harfler, daha küçük, yuvarlak ve daha az kalem darbesiyle yazılabilen bir yapıya sahipti. Majüskül harflerden farklı olarak, minüskül harfler birbirine kolayca bağlanabildiği için daha hızlı yazılabiliyor, zamanla eğik yazıya dönüşebiliyordu.

Minüskül yazının en belirgin özelliklerinden biri, harflerde üst ve alt uzantıların bulunmasıdır. Örneğin b ya da k harflerinin gövdesi yukarı taşarak “çıkıntı” oluştur. Aynı zamanda g ya da p harflerinin alt kısımları ise satırın altına sarkarak “kuyruk” meydana getirir. Bu uzantılar, minüskül harflere hem görsel ritim hem de okunabilirlik kazandırmıştır.

Büyük ve Küçük Harf
Kells Kitabı, yaklaşık 800 yılı. Bu kitapta, büyük ve küçük harf ayrımı bulunmamaktadır.

Minüskül yazıya dair en eski kanıtlar kitaplarda değil, günlük yaşama ait nesnelerde bulunmuştur: Galya’daki çömlekler üzerinde, Pompeii’nin duvarlarında ve benzeri yerlerde. Bu da minüskül yazının aslında resmi yazıcılar (katipler) tarafından değil, sıradan insanlar tarafından geliştirilmiş olabileceğini düşündürmektedir.

Zamanla, minüskülün farklı türleri katipler arasında da yaygınlık kazandı. Ancak majüskülün yerini tamamen alıp, resmi metinlerde baskın yazı biçimi hâline gelmesi yüzlerce yıl sürdü.

Yüzyıllar süren yazı tarihinde kullanılan sayısız majüskül ve minüskül yazı türünü düzenli bir evrim çizelgesine sığdırmak mümkün değildir. Ancak bazı dönüm noktaları özellikle dikkat çeker. Bunlardan biri, 8. ve 9. yüzyıllarda Şarlman’ın (Charlemagne) öncülüğünde eğitimde reform yapmak ve Latin metinlerin Avrupa genelinde standartlaşmasını sağlamak amacıyla geliştirilen Karolenj minüskülüdür.

Karolenj minüskülünden zamanla başka yazı stilleri de türemiştir. Bunlardan biri, Orta Çağ metinlerinden aşina olduğumuz Gotik siyah harf (black-letter) stilidir. Rönesans döneminde ise hümanistler Karolenj minüskülünü yeniden benimsediler.

Hatta bu yazı stilinin kökeninin Antik Roma’ya dayandığını zannederek yanıldılar. Ancak minüskül yazı dönemin baskın yazım biçimi hâline gelmiş olsa da, cümlelere ya da önemli sözcüklere dikkat çekmek amacıyla baş harflerin büyük ve gösterişli yazılması hâlâ yaygındı. Bu tür harflere, 14. yüzyıldan itibaren “büyük harf” adı verilmeye başlandı.

Büyük Ve Küçük Harf Ne Anlama Gelir?

Günümüzde hâlâ kullandığımız büyük ve küçük harf ayrımı, kökenini bu iki farklı yazı biçiminin bir arada kullanılmasından alır. Peki, “büyük harf” (uppercase) ve “küçük harf” (lowercase) terimleri nereden geliyor? Bu sorunun cevabını matbaanın tarihinde bulmak mümkün.

Bir dizgicinin sıralama rafları, 1740

Johannes Gutenberg’in 15. yüzyılda geliştirdiği matbaa, Avrupa’ya hareketli (taşınabilir) harflerin sağladığı büyük kolaylığı tanıttı. Bu sistemde, her bir kalıp yalnızca tek bir harf içeriyor, harfler yer değiştirerek defalarca kullanılıyordu.

Matbaacılar bu harfleri “kutu” (İngilizcede case) adı verilen özel tepsilerde saklıyordu. Büyük harfler üstteki kutuya (upper case), küçük harfler ise alttaki kutuya (lower case) yerleştirilirdi. Bugün kullandığımız bu terimler, aslında bu fiziksel düzenlemenin bir sonucudur.

İngiliz matbaacı Joseph Moxon, 1683 tarihli Mechanick Exercises: Or, the Doctrine of Handy-Works Applied to the Art of Printing adlı eserinde şöyle yazar: “Büyük harf kutusu ile küçük harf kutusu, uzunluk, genişlik ve derinlik bakımından birbirine eşittir.”

Oxford İngilizce Sözlüğü’ne göre, uppercase ve lowercase terimlerine dair bilinen en eski kaynak budur. Bu ifadeler kısa sürede yalnızca kutuları değil, harf türlerini tanımlamak için de kullanılmaya başlanmıştır. Nitekim aynı kitapta Moxon, önemli vurgular için küçük harflerle yazılı bir kelimenin “ilk harfi büyük olacak şekilde” nasıl dizileceğini de anlatır.

O dönemde hangi kelimenin “önemli vurgu” sayılacağı tamamen kişisel tercihlere bağlıydı. Joseph Moxon, başlık sayfalarına ilişkin tavsiyesinde bu durumu açıkça dile getirir: Matbaacı, kelimeleri “hoşuna gittiği biçimde ya da o dönemin modasına uygun olarak” dizmelidir.

Sonuç olarak

18. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, yazı dilinde görülen bu düzensizlik dil bilgisi uzmanlarının tepkisini çekti. Onlara göre, bu denli yaygın büyük harf kullanımı hem gereksizdi. Bu yaklaşıma karşılık olarak geliştirilen kurallar sayesinde, büyük harf kullanımı önemli ölçüde sınırlandırıldı. Sonunda da yalnızca belirli isimlerle sınırlı hâle getirildi.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Uppercase and Lowercase: An Etymological Tale of Two Scripts. Yayınlanma tarihi: 30 Eylül 2020. Bağlantı: Uppercase and Lowercase: An Etymological Tale of Two Scripts.?
  • Why Are There UPPERCASE and lowercase Letters? Bağlantı: https://www.youtube.com
  • Snow, Emily. “Why Ancient Greeks Wrote Without Spaces or Punctuation” TheCollector.com, August 7, 2025, https://www.thecollector.com/scriptio-continua-ancient-greek-writing/

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir