Tarih

Bilim İnsana Karşı Durursa: Tarihteki En Kötü İnsan Deneyleri

Bilim dünyamızdaki tüm insanların yaşantılarını geliştiren en büyük güçtür. Ancak bazı durumlarda özellikle de işin içine hırs ve siyaset bulaşırsa bu güç tehlikeli bir hale bürünecektir. Filmlere, kitaplara konu olmuş ancak gerçekten de bu dünyada uygulanmış ölümcül insan deneyleri yani insanların çoğunlukla bilgisi olmadan dahil olduğu deneyler vardır. Liste kesinlikle ayrıntılı değildir. Ancak belli bir farkındalık uyanmasını sağlayacak kadar etkilidir.

1. MKUltra Projesi

Soğuk Savaş’ın ilk döneminde CIA, komünistlerin insan zihnini kontrol etmelerini sağlayacak bir ilaç veya teknik keşfettiklerine ikna olmuştu. Ayrıca Sovyetler Birliği’nin zihin kontrol teknikleri ile ilgili çalışmalar yaptığını 1953’ten itibaren MK Ultra projesi ile aynı şeyi yapmaya çalıştı.

Program 1950’lerde başladı ve 1966 yılına kadar sürdü. MKUltra Projesi kapsamında yer alan deneklere farklı şekil ve dozlarda LSD gibi ilaçlar verilecekti. Bu ilaçların yanı sıra, elektroşok ve hipnoz gibi yöntemlere de başvuruldu.

En başından beri, MK Ultra’nın zihin kontrolü deneyleri büyük bir gizlilik içinde yürütüldü. Programın 162 deneyi birden fazla şehre, üniversite kampüslerine, hapishanelere ve hastanelere yayılacaktı. Toplamda projeye 185 araştırmacı dahil oldu. Ancak birçoğu çalışmalarının CIA için yapıldığını bile bilmiyorlardı.

Uzun bir süre gizli tutulmaya çalışılan bu proje, 1977 senesinde Bilgilendirilme Özgürlüğü Yasası’nın çıkarılmasıyla toplamda 20.000 belgenin açığa çıkarılması sayesinde öğrenilmiştir. Hükümet, MK Ultra deneylerinin gerçekleştiğini inkar etmedi.

Bunun sonucunda da ABD hükümeti deneye katılan ve hala hayatta olanlara 1 milyon doların üzerinde tazminat ödemek zorunda kalacaktı. Ancak yine de günümüzde bu deneyleri çevreleyen tartışmaların çoğu devam ediyor. Detaylar için: CIA’in Çok Gizli Soğuk Savaş Araştırma Programı MK Ultra Neydi?

2. Vebayı Silahlaştırma

Veba salgınları 13-14. yüzyılda, Avrupa nüfusunun yaklaşık yarısını öldürmüş ve dünyadaki insan sayısını yaklaşık 100 milyon azaltmıştı.1980’lerin sonlarında, Sovyetler Birliği’nin biyolojik savaş araştırma programı, bombalar ve kıtalararası balistik füzeler aracılığıyla veba mikrobunu bir silah olarak kullanmaya karar verdi.

En ölümcül biyolojik silah denemesi için veba virüsü üzerinden deneyler yaparak, bunu bir silah olarak kullanmanın yollarını araştırdı. Vebanın yanı sıra, yüzlerce ton şarbon ve çiçek hastalığı virüsü de programa dahil edilmiştir.

3. Tuskegee ve Guatemala Frengi Deneyleri

Tuskegee frengi deneyi, Alaba­ma’nın Tuskegee bölgesinde mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan siyahilerin üze­rinde penisilinin frengi hastalığına karşı etkisini ölçme amacını taşıyan deneyler dizisidir. Bu insanlık dışı deneyler 1932 ile 1972 yılla­rı arasında, 40 yıl boyunca devam etmiştir. Ayrıca bu deneyler, ABD Halk Sağlığı Servisi tarafından ‘bilimsel araştırma’ olarak yapılmıştır.

Araştırma projesine 600 kişi dahil oldu. 399’unda frengi vardı, 201’i ise sağlıklıydı. Frengili olduğu tespit edilen insanların hiçbiri frengi olduğunu bilmiyordu. Bu inceleme başladıktan 15 yıl son­ra, penisilinin etkili olduğu kesinleşti.

Araştırmacıların artık in­celemelerini durdurmaları ve hastalarına etkili olan tedaviyi vermeleri gerekirdi. Ancak durum böyle olmadı. Deneye katılan insanlardan 28’i de­neyler sonlanmadan, deneylerde uygula­nan prosedürler yüzünden öldü.

100 kadarı da deneyde oluşan komplikasyonlar yü­zünden hayatlarını kaybetti. Ayrıca deneklerin eşlerinden 40’ı da frengiye yakalandı. Sonrasında Bill Clinton, Tuskegee halkından bu deneyler sebebiyle özür dilemişti. Ek okumalar için: Tuskegee Frengi Deneyi: 40 Yıl Süren İnsanlık Dışı Bir Araştırma

1946 -1948 yılları arasında Guatemala’da da benzer frengi deney­leri gerçekleşmişti. Bu deneyler ABD ve Guatemalalı yetkililerin işbirliği ile Juan Jose Arevalo hükümeti zamanın­da yapılmıştı. Doktorlar, asker, mahkum ve akıl hastalarına, izinleri olmaksızın frengi ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar bulaştırmıştı.

4. The Aversion Projesi

insan deneyleri

Güney Afrika’daki ordu kuvvetlerinin 1970 ile 1980 yılları sonuna kadar eşcinsel askerlere zorla uyguladığı bir dizi cinsiyet değiştirme operasyonu olarak bilinen bir projedir. Temelinde ordu içerisinde eşcinselliği sonlandırmak adına yapılan bu çok gizli program 18 sene sürmüş ve 900 kişi bu deneye tabi tutulmuştur. Ayrıca askerler uyuşturucular, elektro şoklar ve hormon takviyeleri ile tedavi edilmeye çalışılmıştır.

O zamanlar tıp camiasında eşcinselliğin tedavisi mümkün bir akıl hastalığı olduğu kabul edilmekteydi. Sonucunda Güney Afrika ordusunun baş psikiyatristi olarak programdan sorumlu olan Dr. Aubrey Levin, uluslararası kuruluşlar tarafından insan hakları ihlali yapmakla suçlanacaktı.

5. 731. Birim

insan deneyleri

İnsan deneyleri içinde en acımasız olanları 731. Birim tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu birim  2. Dünya Savaşı sırasında Japon Ordusu’nun gizli bir Ar-Ge birimiydi. General Shiro Ishii’nin komutasındaki birim, tahmini 250.000 erkek, kadın ve çocuk üzerinde deney yaptı.

731. Birim’de deneylere tabi tutulan kurbanların çoğunluğunu Çinliler oluşturmakta, Çinlileri ise Sovyetler takip etmekteydi. Geri kalan küçük bir yüzde de Moğol, Koreli ve diğer savaş esirlerinden oluşmaktaydı.

Yapıldığı iddia edilen deneylerden birkaçı: ne kadar kan kaybı yaşandığını ölçmek için kol ve bacak gibi bazı uzuvların kesilmesi, kangreni incelemek için bazı uzuvların dondurulup tekrar çözülmesi, vücudun kimyasal maddelere karşı tepkileri idi.

Birim 731’de görev yapanlar ve burada savaş suçlarını işleyenler, savaşın sonra ermesinin ardından savaş suçlarıyla yargılanmak yerine, insanlar üzerinde yaptıkları acımasızca deneylerde elde ettikleri verilerin paylaşılması karşılığında ABD tarafından korundular. Sonrasında da ceza almadılar.

6. Hardal Gazı Korkusu Nedeniyle Yapılan İnsan Deneyleri

16 Temmuz 1945. Bu görüntüdeki bir grup asker, gaz odasına girme emrini bekliyor. 

Birinci Dünya Savaşı’nın dehşetinden sonra, İkinci Dünya Savaşı sırasında kimyasal silahların kullanılmamış gibi görünmesi ilginç bir gerçektir. Ancak elbette İkinci Dünya Savaşı’nın başlarındaki ABD askeri yetkilileri durumun böyle olacağını kesinlikle bilmiyorlardı. Sonucunda 1943’e kadar İngiliz ve Amerikalı liderler arasında Almanya’nın kimyasal silahlara yöneleceği yönünde bir korku vardı.

Sonucunda bu korku, ABD Ordusunun hardal gazının sağlıklı genç erkekler üzerindeki etkilerini test etmek için insan deneyleri tasarlamasına neden olacaktı. Tabii ki, aklı başında hiç kimse hardal gazını üzerlerinde test etmeye gönüllü olmaz. “Gaz” aslında, solunduğunda ciltte kimyasal yanıklara ve akciğerlerde kontrol edilemeyen kanamalara neden olan yapışkan, yağlı bir reçinedir. Bu yüzden bu insan deneyleri için rıza almak gerekmeyen askerler kullanılacaktı.

Bu deneye 1200 kadar asker dahil oldu. Bu insan deneyleri 1993’te, testlerden 50 yıl sonra ortaya çıktı. Bu deneylerden hayatta kalanlara da küçük bir tazminat ödendi.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu